Türkiye Tarih Sayfaları / 5. Bölüm / ANAP

Day 4,133, 14:22 Published in Turkey Turkey by Mr Jok3r



Anavatan Partisi, 1983 yılında Turgut Özal tarafından kurulmuş olan eski siyasi parti. 1983'ten 1991'e kadar aralıksız olarak tek başına iktidarda kalmış, 1996 ile 2002 yılları arasında da çeşitli koalisyon hükümetlerinin içinde yer almıştır.



1983Seçimleri





12 Eylül 1980 darbesinden sonra 3 yıl süren askeri yönetime 83 seçimleri ile son veren Turgut Özal, halkın Menderes’ten sonraki yeni lideriydi. Siyasi yasakları kaldırılan Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’in de girdiği seçimlerde Anavatan yeniden tek başına iktidar olmuştu. Özal ise halktan aldığı güvenoyu ile iki yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırdı.

Yapılan askeri müdahalelerin ortak noktası siyasi partilerin kapatılmasıydı. Ancak 1980 yılına damga vuran 12 Eylül darbesi diğer darbelerden farklı olarak mevcut tüm partileri kapatıp, parti yöneticilerine siyasi yasak getirmişti. 82 Anayasası siyasi partilere ciddi kısıtlamalar getirirken sivil yönetim için siyasetçi bulmak imkansız hale gelmişti.

Turgut Özal’ın liderliğindeki ANAP’ın 83 seçimlerinde tek başına iktidar olmasının ardından başta Doğru Yol Partisi ve Refah Partisi olmak üzere çeşitli partiler siyaset sahnesinde yeniden kurulmaya başlamıştı. Liderler siyasi yasaklı olduğu için kurulan partileri bir süre emanetçi genel başkanlar idare edecekti.

1987 Seçimleri



ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal’ın 1989’da cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından Türk siyasetinde de dengeler değişmişti. Özal’ın Çankaya Köşkü’ne çıkmasını engelleyemeyen güçlerin hedefi iki seçimdir sandıktan tek başına çıkan ANAP’tı. Özal’dan sonra Başbakanlığa atanan ve Anavatan Partisi Genel Başkanlığı’na seçilen Yıldırım Akbulut, 16 Haziran 1991’de yapılan kongrede koltuklarını Mesut Yılmaz’a kaptırmıştı. Yeni Genel Başkan Yılmaz, ardından başbakanlık görevine de getirildi. Mesut Yılmaz, Özal’ın bıraktığı ANAP efsanesinin sonunu getiren isim olarak anılacaktı.

Bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı, gelir adaletsizliğinin giderek derinleştiği, medya araçlarından yeni bir döneme girildiği vurgusu ile kapitalizmin dayatması, iletişim alanındaki yeni buluşlar 1990’lı yılların ayırt edici özellikleriydi. Dönemin en çok kullanılan kavramı ise ‘küreselleşme’ydi. Aynı dönemde Türkiye’de ise Genel Maden-İş’in grevi bir anda toplumun yakından ilgilendiği bir eylem haline gelmişti Zonguldak halkının grevi desteklemesi ise o güne kadar görülmeyen bir durumdu. Bu yürüyüş, Türkiye tarihinin en geniş çaplı işçi yürüyüşü olma özelliğini korumaktadır. Bu yürüyüşün diğer bir önemli sonucu ise siyasal iktidarın da değişmesine etki etmesi olur.

1991 Seçimleri