Sosyal Ekoloji (Alıntı Eser)

Day 1,266, 06:04 Published in USA USA by mantarlikuku

SOSYAL EKOLOJI

Translation by: Cruinne



“Bizler ailelerinizin sizleri hakkında uyardıklarındanız. Traş yapmaya gerek yok, bu düzen çürük. e-patronları değil, e-hayatı değiştirelim. Yavan sosyalizmin ya da domuz kapitalizmin bekçi köpekleri ya da hizmetçileri olmak istemiyoruz.”

“Şuna eminiz ki Sosyalizm olmadan özgürlük imtiyazlı ve adaletsiz, ve özgürlük olmadan Sosyalizm kölelik ve zalimliktir.”




The Socialist Freedom Party’sini (Sosyalist Özgürlük Partisi) bir kenara atmak öyle kolay değil. Kurallara uymayı pek takmaz. Üyeleri gerçek hayattan tam tekmil sol görüş tecrübeleri ve fikirlerinden esinlenmeye meyillidir. Ancak bu “sosyalist özgürlük” fikri sadece bu “Yeni Dünya” da doğdu, gerçek hayattan toptan ithal edilmedi.

Eğer kitaplıktan ideolojik bir etiket seçecek olsaydık, en yakın olanlar herhalde “özgürlükçü sosyalizm” ya da “sosyal anarşizm” olurdu. Bir araştırın bakalım.





Hatta isterseniz SFP’nin oyuna yaklaşımında “sosyal ekoloji” öğesi var bile diyebilirsiniz. Garip geliyor farkındayım, ama söyleyeceklerime kulak verin.

eRepublik’in ekonomisini, askeriyesini, siyasi ve medya organlarını bir bütün olarak bir çeşit ekolojik sistem olarak düşünün. Her birinin Yeni Dünya’yı kendisi yapan bir rolü bulunur; oyuncular için tatminkar bir görünüm sunmak. İçlerinden bir tanesinin bile dengesi bozulsa, bütün sistem teklemeye başlar. Oyunu oynadıktan bir süre sonra, birçok oyuncu bu ana öğelerden herhangi birini gözardı etmenin oyundan alacakları zevki azaltacağının farkına varıyor.

Denge.




Aynı şekilde, her bir sistemin içinde ayrı ayrı sağlıklı bir denge bulma ihtimali de var. “Sağlıklı denge” her oyuncunun “üretkenlik” hissi ile bu üretkenlikten aldığı “zevk” arasındaki psikolojik ilişkiyi kastediyor.

Bir gerçek hayat kıyaslaması. Çalışırken sömürüldüğümüz gayet iyi bilinir. Gerçek hayatta ABD’de, bu günlerde, daha da beter. Daha az insan için daha az iş var. Bir işe sahip olacak kadar şanslılar ise aşırıya zorlanıyorlar; tatil zamanları azalıyor; iş saatleri arttırılıyor; kazançları satırlanıyor. Aynı zamanda, en baba CEO’ların pastadan aldıkları pay büyümeye devam ediyor, suçlu ya da açıkça yetersiz de olsalar.

Ve hala...bütün bunlara rağmen, “anlamlı” işler arıyoruz. “İyi bir iş”, dost meslektaşlarımızla birlikte olmaktan keyif almak ve değeri olan birşeyi başarmanın zevkini almak anlamında gibi.

Niye böyle? Neden açgözlü piçleri bir aydınlatma direğinden kokuşmuş politikacıların bağırsaklarıyla sallandırmıyoruz?

Pekala, eğer işler daha da kötüye giderse, böyle yapabiliriz. Ancak insanlar şiddeti ve sosyal kaostan hoşlanmazlar. Ve bunda da haklıdırlar. Gerçekten tahmin etmek zor. Kim “devrimci” yeni bir patronun eskisinden daha iyi olacağını söyleyebilir?




Ancak günlük yaşamımızda –en azından bir yere kadar-- gerçek hayattaki çalışma sistemimizle ne şekilde etkileşimde olacağımızı kontrol edebiliriz. İnsanlar bunu sürekli yaparlar. “İşten kaytarmak” gerçek hayattaki en yaygın özgürlük hareketidir. İster kendi işinizi kurup aptalca kurallar ve prosedürlerin etrafından dolanın, yeni teknolojilere yönelin, ya da ister birbirinize karşı patronların ya da bürokratların zorlandığı türden bir saygı duyun, o yalnızlık ve işe yararlık ihtiyacı güçlü birşeydir. Ayaklarımızın yere basmasını sağlar, bizleri insan yapar.

Aynı durum eRepublik’te de oluyor...

Ekonomik ekosistemde:

Bir şirket her ne zaman sadece e-yöneticinin karını arttırmaya yönelik çalışmaya başlarsa, herşey dengesini kaybetmeye başlar.

Her ne zaman e-işçiler yalnızca en yüksek maaş ile ilgilenirlerse, herşey dengesini kaybetmeye başlar.

Askeri ekosistemde:

Bir askeri ünite her ne zaman her bir askere nasıl lider olacağını öğretmek yerine hiyerarşi ve körü körüne takipçiliğe odaklanırsa, gerileme yoluna girmiş demektir.

Askerler her ne zaman yalnızca madalya kazanma ve “en yüksek rütbe”ye ulaşma peşinde koşarlarsa işte o zaman genel stratejiden şaşarlar ve ulusal savunmayı riske atarlar.

Siyasi ekosistemde:

Bütün partileri sanki yekpare ulusal bir varlığın değiştirilebilir parçaları olarak görmek sıkıcılık ve eleştirel düşünce eksikliğinin reçetesidir.

Sürekli olarak kendinizinki dışındaki diğer bütün partilere zarar vermek ve onları ayartmak, ve ortak çıkarlar için işbirliği yapmayı reddetmek, engeller ve gereksiz anlaşmazlıklar yaratır.

Medya bakımından:

Aptalca şeyler yazıp, bıkıp usanmadan abartılmış hafif pornografik resimler yayınlamayı “radikal” olmak olarak görmek insanların canlılıklarını köreltip eRep ortamını ergenleştirir.

Öte yandan da, bir browser oyunundaki herşeyi gereğinden fazla ciddiye almak da cidden sıkıcı, di mi?





Önümüzdeki birkaç günde, Sosyalist Özgürlük Partisi’nin bu bahsettiğim alanlarda iyi bir denge bulmak adına çalışmalarını anlatan şeyler yazmayı planlıyorum.

Umarım sizler de kendi fikirlerinizle söz alırsınız.

Ha bir de, bu makaleleri oylamayı, sublamayı ve duyurmayı unutmayın! e-Bentley’imin üstüne cidden bir media mogul ödülü koymak istiyorum.



xio,

PQ,
Lecturer in Bogdanovianism for the SFP,
Comrade-Manager for the Harmonic Workers Co-op,
Inspector-General of the International Division of the Glorious Bear Cavalry,

Freedom Writer

Makalenin Orjinal Linki:
http://www.erepublik.com/en/article/sosyal-ekoloji-1756050/1/20

Özet: Socialist Freedom Party ve Bear Cavalry Military Unit kraldır adam olun