Sessiz Denge.

Day 1,002, 11:26 Published in Turkey Poland by Gani Gunay

Kalktı.

Yağmurlu bir gündü.Aslında yagmurlu olamayacak kadar güzel bir gündü.Ama o zaten yagmuru severdi.

Kazanmıştı.Neticeyi dün almış ama onun için yol henüz yeni başlamıştı.Para lazımdı...Başkasında olan bir parayı harcayabilmek için ensesi kalınlarla bu sabahın akşamı bir görüşme yapacaktı.Yoksa kullandıgı kalem koca bir sıfırdı....Gerçekten kazanmışmıydı...?

Gece yanıbaşına uyuya kaldıgı dizüstü bilgisayarından zaten hazırda bulunan müziği açtı.
Kalkarkalkmaz sigara yakmayı severdi,hemen sigarasına uzandı ama çakmagı gene kaybetmişti,yeni kalkmışlıgın verdigi asabiyetle çakmağa ana avrat sövdükten sonra zulasına attıgı KAV kibritten bir tane çaktı ve sigarasını alevlendirdi...

İlk nefesi açlıgında verdigi agrıyla cigerlerine kadar alev gibi indi ama alışmıştı zaten bunu seviyordu.Telefonuna bakmadı bile, zaten bir kaç saat uyumuş günlerce kimsenin aramadıgı bile olmuştu...

Telefon çaldı....
Şaşırdı ve telefona davrandı...

- Efendim
-(Ses)İyi Günler, Ben Türkiye Genç ve Yetenekli Politikacıları Keşif Dernegi sorumlusu Alev Yerebakan.

Yerebakan, yürek yakar diye düşündü kendi kendine....

-Buyrun Alev hanım bende telefonunuzu bekliyordum.
(Aslında beklemiyordu, aslında aşırı bir çabada sarfetmiyordu sadece geldigi gibi yaşıyor ve detaylara takılmadan edemiyordu.)

Alev Yerebakan: Bildiginiz üzere bu akşam Amerikada alınabilecek potansiyel burs çalışmaları için bir yemek düzenlenecek.Sizide aramızda görmekten mutluluk duyacagımızı tekrar belirtmek isteriz.

Zaten yagmurda durdu şerefsiz Amerikalılar dünya bitti sıra banamı geldi lan, diye geçirdi içinden.

-Tabii ki Alev Hanım her gencin hayali olan Amerikada egitim ve sizin gibi profosyonel insanlarla tanışmak için bu akşam tam saat 6 da oradayım.

Telefonu kapattı, bu arada sigarasından topu topu 3 nefes almıştıki külleri havada yakaladı.Nede olsa pisligi kendisi çekiyordu...
Bir sigara daha yaktı ve dolaptan soguk kahvesini açtı.

Evi zaten çok büyük degildi. 50 metrekare bir evde aslında bir kutuda bir oda bir mutfak ve bir tuvalet mevcuttu.Tek oda hem salon hem yatakodası ve yemek salonu görevi görüyordu.

Çift kişilik yatagının hemen yanında gece maketlerini yaptıgı bir masa ve duvara asılı iki raf.

Diger duvarda hemen pencerenin yanında bilgisayarı ve notları için bir masa daha.

Dördüncü duvarda bir televizyon ve hemen önünde iki tane armut diye tabir edilen rahat oturaçlar.

Ve rengi grileşmiş bir halı tabiiki....

Giyime çok takılmazdı.Rahat ve düz renkleri tercih ederdi....
Hemen bir iki kıyafet çıkarıp üstüne geçirdi, tam evden çıkıyorduki yüzünü yıkamadıgını farketti.

Yüzüne su vurdu,dişlerini fırçaladı ve evden çıktı....

Dışarı çıktı...Etrafına çok takılmazdı kimseyi sallamazdı o yüzdendirki arkadan koşarak geleni görmedi.

Çarpıştılar....

Ulan dedi anasını avradını

Arkasını döndü,
Masmavi iri gözler, cehennem kızılı saçlar,tebessümlü bir ifade ve dipdiri cennetten çıkma bir vücut.

Şaşırdı bırak anasını kızına bak diye geçirdi içinden ama taviz vermedi ve özür bekliyorduki bir anda aptal oldu.

Mavi: Sagına soluna bakmazmısın be ne geniş adamsın dikkatli olsana biraz bak geç kaldım.

Ulan dedi alttanmı alsam belki akşama malzeme çıkar.

- Tamam da hanfendi sizde biraz dikkatli olabilirdiniz bakın elinizdekiler hertarafa saçıldı hem bileginizi burktunuz sanırım, lütfen izin verin telafi edeyim şurada biraz soluklanalım.

Mavi: Adama bak be ! Hem suçlu hem güçlü bide asılıyormusun şimdi, geç kaldım diyorum geç kaldım ne mankafa adamsın.

Sinirlendi.Kızı cok begenmişti ama hakareti duyunca canı sıkıldı.

- Arabam şurda bir çay içip sizi gideceginiz yere bırakırım ilk önüme çıkacak güzel bayana asılacak kadar sapık ve aç degilim keyfiniz bilir.

Tam arkasını dönüp devam edecektiki kız dan gelen sese tekrar durdu.

Mavi : Yeteri kadar hızlı olabilirmiyiz ...?

Kazanmışmıydı ???