Roma'da Sosyal Hayat ve İnsan Olmak

Day 5,009, 14:42 Published in Turkey Turkey by Guide in Town

Bugün sizlerle tarihin en büyük imparatorluklarından olan Roma İmparatorluğu'nda Sosyal hayat kavramı ve insanların yaşamı hakkında özet bilgiler paylaşıcam. Umarım sıkılmadan okuyabilirsiniz. ( Yazım bozuklukları olabilir, takılmazsanız sevinirim )

-Roma'da günler gece yarısı yani 24 de başlardı. Günü 3 kısıma ayırmışlardı. Ante Meridian yani bugün İngilizce de öğleden öncesi için kullandığımız " AM " kavramının kökeni burasıdır aslında. 6. saatte ise 1 ya da 1.5 saat dinlenirlerdi buna da " Sextahora " yani bugün bir çok ülkede zamanla değişerek " Siesta " adını alan kavramdır. Günün son kısmı da " Postmeridiem " dir. Yani bugün bildiğimiz " PM " sözcüğü.

- Sabah erken kalkan bir Romalı, pazara gider fiyatları kontrol eder, alışveriş yapar ya da forumlarda siyasi, hayata dair söyleşiler yapardı. Bugün bildiğimiz kahveye takılma kültürü gibi bir şey.

- Zenginlerin evlerinde özel aşçılar ve mutfaklar olurdu, sıradan vatandaşlar bugün " Taverna " diye bildiğimiz mekanlarda yiyip içerlerdi.

- Romalılar bir birlerini gördüklerinde sağ ellerini göğüs bölgesine kadar dikey kaldırıp selam verirlerdi.

- Okula giden çocuklar 3 ana ders görürlerdi. Okuma- Yazma, Matematik ve Güzel Konuşma.

- 10 a kadar sayılar yazılırdı. Bildiğiniz Roma rakamları ( I II III VI vb ). Sıfır o zamanlar daha bulunmamıştı ve bilinmiyordu.

-Roma elbiseleri dikişsizdi. Toka yardımı ile giysilerini tuttururlardı. Toga giyme törenleri çok meşhurdu. Ergenlikten çıkan bir çocuğa Toga giyme törenleri yapılırdı. Bugün bizde olan sünnet törenleri gibi düşünebilirsiniz.

- Ayaklarına sandalet giyerler, tabanı demirden botlar da giyerlerdi.

- Roma'da köleler ve fahişeler kısa saçlı olurdu. Kısa saç onların statülerini gösteren bir simge gibiydi. Uzun saç ise asiliğin sembolüydü.

- Kadınlar makyaj yapmayı çok severlerdi. Tebeşir tozu, odun külü, sirke çokça kadınlar tarafından makyaj ve güzellik için kullanılırdı.

- Erkekler sakallarını keserlerdi, sonradan sakal bırakmak gelenek oldu.

- Tiyatro çok meşhurdu. Anfi Tiyatro, Forum Hippodrome da gösteriler olurdu. Kadın oyuncu bulunmazdı. Kadın oyuncuları maske takan erkekler oynardı.

- Bugün hukuk sistemimizin temelini oluşturan 12 Levha Kanunu Roma yapımıdır.

- Vatana ihanet, anne babayı öldürmek ölüm cezasıyla cezalandırılırdı.

-Hırsızlık yaparken yakalanmanın cezası ölümdü.

- Ölüler şehirde gömülmez ya da yakılmazdı, onlar için Nekrapol dediğimiz mezarlıklar şehir dışlarına kurulmuştu.

- İmparator dini liderdi ve özel bir sıfat ile Tanrı ile insanlar arasında köprü vazifesi görürdü. Bugün bu sıfat Papa'da ve hala Papalık da " Potifex Maximus " kavramı mevcuttur.

- Romalılar tereyağı kullanmazlardı çünkü onlara göre barbar yiyeceğiydi. Romalılar zeytinyağını çok severdi ve bir çok alanda kullanmışlardır.

- Köle ticareti, zeytin yağı ticareti kadar yaygın ve meşhurdu.

- Bir çok yapı günümüzde Roma tapınaklarına benzetilerek yapılmaktadır.

- Bir çok kelimenin kökeni Latincedir.

- Köle kişiler, aileden doğma, savaş esiri ya da cezalarından dolayı köle olabilirlerdi. Bir çok farklı nedenden dolayı köle olunabiliyordu. Hatta ticari mal varlığını kaybetmiş birisi, başka birinin yanına gönüllü köle olarak katılabiliyordu.

- Aile ruhu çok önemliydi. Baba eve gelince önce ateşe odun atardı ve ateşi parlatmak için ot, güzel kokular ve ya şarap serperdi. Bizim kültürümüzde bulunan " Ocak " kavramı gibi düşünebiliriz. Bacanın tütmesi, ocağın sönmemesi gibi.

- Aile bizdeki gibi Dede- Baba - Anne gibi kavramlardan ziyade çok genişti. Yani evde bulunan köle, eşya, hizmetkar gibi kavramlarda geniş Aile yi oluşturuyordu. İngilizce'deki Family kavramının kökeni Latince olan Familius yani aile reisinin elinde olan her şeyden gelmektedir.

- Baba ölene kadar ailenin reisiydi. Çocuklar baba ölmeden bağımsız olamaz, kendi başlarına resmi hiç bir iş yapamazlardı. İmza yetkileri vs yoktu. Baba aile fertlerini öldürtebilir, köle olarak satabilirdi ve devlete karşı suçlu bulunmazdı. Kölelerin yaptığı suçu aile reisi yapmış sayılırdı. Annelik kavramı saygınlık sahibiydi ama baba ölünce hiç bir hak anneye geçmezdi.

- Bir Romalının 3 ismi olurdu. Kendi adı - bulunduğu birliğin adı ve soyismi şeklinde. ( Gaius Julius Caesar - Caesar Sülalesinden Julius kabilesine bağlı Gaius gibi )

- Ad vermek için acele etmezlerdi. Arınma gününü beklerlerdi. Kız çocukları için 8 erkek çocuklar için 9 gün beklerlerdi. Hıristiyanlık'da ki vaftiz kavramı gibi düşünebilirsiniz. Aslında eskiden Anadolu'da da ad verme işlemi bir kaç gün beklenirdi çünkü çocukların kritik 3 gün eşiğini sağ atlatması beklenirdi. Bugün Avrupalılar gibi çocuk doğmadan isim verme geleneği yaygın olmuştur.

- Kızların kişisel isimleri yoktu. Evlenene kadar genç kızlara babalarının adlarının feminel hali verilirdi. Örneğin babasının adı " Julius " kızın ismi Julia olurdu. Kızlar evlendiklerinde babalarının adları yerine kocalarının isimlerini kullanırlardı.( Basileus - Basilissa ya da Octavius - Octavia gibi.

- Toplumda 3 sınıf vardı. Zenginler, sıradan vatandaşlar ( halk , kalabalık ) ve hizmetliler

- Önemli meslek grupları Seramikçilik, Camcılık, Heykeltıraşlık, Doktor, Avukatlık ve askerlik gibi.

- Evlat edinme çok önemliydi, çünkü tüm zenginler ailelerini genişletme felsefesi uygulamıştı. Evlat edinilen çocuk öz anne ve babasının haklarından çıkar yeni ailesinin tüm haklarına sahip olurdu. Evlat edinilen çocukların adlarının sonun ( Aile reyisinin adını alacak şekilde ) " ius " ya da " anus " eklenirdi. Bir çok kralın isimlerine baktığımız da aslında evlatlık olduğunu rahatça anlayabiliriz.

- Agustus döneminden sonra ( 200 yıllık dönem de ) gelen 16 kralın sadece üçünün oğlu kendi öz oğluydu, diğer hepsi evlatlıktı.



Devam edecek...