OYLE BIR GECER ZAMAN KI - 14

Day 2,306, 14:45 Published in Turkey China by TURKISH CONQUERER

Ankara`nin gri binalari ve ona uyum saglamak istermiscesine surekli kapali olan havasi,okul`a sabahin erkeninde giden bazi cocuklar icin cok ic karartici olabiliyordu.
Hele engin ve fatma gibi, kendilerini hic sevmeyen bir ogretmenleri varsa...
O sabah engin nedense okula gitmeyi hic istemiyordu. Pencerenin onundeki yatagindan gokyuzune bakti ve can sikintisi ile koyu gri, karanlik bulutlari gordu.
Ahsap, beyaz boyali pencerenin, yillarin etkisiyle acilmis koselerinden giren ruzgar, garip bir ugultuyla iceri doluyordu. Engin can sikintisi ile yorganini tam acmadan yataginda dogruldu ve iceri sizan soguk hava icini urpertti.
Annesi az sonra kalkardi ama bugun...
bugun nedense hic gitmek istemiyordu okula!
Can sIKINTIsindan aglamak uzereydi sebepsiz yere. Tuttu kendini ve bazen yaptigi gibi annesini kandirarak okula gitmemeyi dusundu.
Tekrar sessiz bir sekilde yatagina uzandi.Gozunu kapatsa da uyuyamiyordu.
Cok gecmeden , ona ve babasina kahvalti hazirlamak icin onceden kalkan annesinin sesini duydu ve mutfagin hala karanlik sayilacak evde acilan sari isigi ,kasvetli bir sekilde iceri suzuldu.
az sonra,tatli tatli kizarmis ekmek kokusu burnuna geldi.Bu ayni zamanda onu yanaklarindan operek uyandiracak annesinin gelisinin de habercisiydi.
Oyle de oldu,Yildiz hanim sessizce iceri girdi ve sefkatle oglunun ustune egildi onu opmek icin .
Engin once sicacik nefesi ile birlikte tatli anne kokusunu duydu ve sonra yanaklarina konan iki sicak dokunusu hissetti.
sanki yeni uyanmiscasina gozlerini acti.
Annesi , hadi tatlim, artik kalkmamiz lazim dediginde, sesini catallastirarak, anne bugun gitmesem olur mu? diye umutla sordu.
Yildiz hanim, canim ama arkadaslarindan geri kalirsin, hadi ama , hem bak artik yariyil tatiline de az kaldi , diye yanitladi.
birseylerin ters gittiginin o da farkindaydi ve Bunlarin kaynaginin okul oldugunu da biliyordu elbette ama tam olarak ne yapmasi gerektigine karar veremiyordu bit turlu.
Buna karsin Engin hergun okuldan biraz daha soguyor,ders notlari hergecen gun daha da dusuyordu.
Bunlari dusunerek derin bir ic cekti ve `ALLAHim sen sabir ver!` diye sessizce fisildadi.
Kahvaltidan sonra engin ve babasi beraber yola ciktilar.
Mehmet Bey , onu okulun kapisina biraktiginda,engin bir kez daha kendini yapayalniz hissetti.
Cocuklar yine her zamanki gibi okulun onunde , biraz da fazlaca gurultuyle bagirisiyorlardi.
Yavasca kendi sinifi icin ayrilmis olan ve asfalt zemin uzerine beyaz boya ile sinifinin numarasinin yazili oldugu bolume gitti.
Kimse onunla konusmadigi gibi, o da zaten kimseyle konusmuyordu.Sinifin kuralinin bu oldugunu kisa zamanda anlamisti.
ogretmen kimi sevmiyorsa, diger arkadaslari da onu sevmezdi.Kimseden birsey bekledigi yoktu ama bir kisi haric:
Fatma.
Ikisi birbirini kardes gibi koruyor, birbirlerine kalem, silgi ve leblebi tozu veriyorlardi bazen.
Bazi derslerde de kendi aralarinda problemleri cok rahat cozuyorlar ama bir turlu sebebini tam bilmeden, bunu dile getirmeye cekiniyorlardi.
Bunda dolayi neredeyse butun dersleri zayifti...
irada beklemeye baslayan engin ,Neden sonra gozleri ile fatmayi aradi.
Uzaktan onun geldigini gordugunde , bir nebze olsun ici rahatladi.
Zaten sirada hep yanyana dururlardi.
Acikcasi yanlari bos da olsa zaten onlar yalnizken kimse yanlarina gecmezdi.
Fatma geldiginde herzaman ki gibi karsilikli gunaydin dediler ve yine yanyana durdular. Ogrenciler yavas yavas yerlerini almaya basliyorlardi.
Engin ve fatmanin hemen onundeki sirada bulunan cocuklar birbirleri ile surekli didismeye baslamislardi ve arsizca birbirlerini itip cekiyorlardi.
Sengul ogretmen de zaten hala ortada yoktu ama Mudur Bey oraya gelmisti bile.
Onu goren bazi ogrenciler kendilerine ceki duzen verselerde bu on sirada haylazlik yapan iki cocugu durdurmaya yetmedi.
Az sonra yaklasik yirmi adim otede bulunan yesil boyali, demir bahce kapisindan sengul ogretmen girdi.
Yuzundeki karanlik ve cizgi seklindeki dudaklari ile, kisik gozleri ile sanki okula degilde ,cenazeye geliyor gibiydi.
ustundeki kahverengi panco tarzi pelerin,siyah kafasina yapismis uclari dalgali seyrek saclari ve siyah cizgili bol burusuk etegi ile pamuk prenses hikayesindeki , cadi kralice gibiydi. Tek farkla...o gercekti!
Enginin yuzu asildi. Fatma ise korkudan o tarafa bakamiyordu bile.
Ondeki cocuklar ise bu arada iyice azitmislardi ve en sonunda dengelerini kaybedip, geriye , engin ve fatmanin uzerine dogru devrildiler.
Ortalik birden karisti.
Enginin sag elinde tuttugu cantasi elinden dustu, Fatmanin beslenme cantasi elinden firladi.
Yere carpmanin etkisi ile plastik, kirmizi renkli ve duz cizgi delikli rengi solmus beslenme cantasinin kapagi acildi.
Icinden cikan iki kuru ekmek dilimi ile ,dort tane zeytin ve ortadan kesilmis yarim elma asfaltin uzerine sacildi.
Duzgun bir sekilde katlanmis, eski ama bembeyez, tertemiz pecete ise yan donmus olan cantanin icinden yarisi disari cikmis vaziyette gorunuyordu.
Fatma, ne oldugunu anladiginda cok uzuldu ama yapacak birsey yoktu.
Tam yerdekileri toplamak ve cope atmak icin egildiginde, birdenbire kulaginda inanilmaz bir aci hissetti.
Bir el, soguk ve kemikli bir el, tam kulaginin dibinden onu iyice kavramis yukari dogru cekiyordu.Aci ile Kafasini kaldirdiginda, sengul ogretmenin kirli sari dislerini ofkeyle sIktIgini gordu. Ogretmenin bir eli onun kulaginda, diger eli ise engin`in kulagina asilmis vaziyetdeydi.
Ogretmen cok sinirliydi.Ama neden bize? diye akillarina bile gelmedi.
Cunku buna alismislardi.
Cunku yapacak birseyleri yoktu.
Ogretmen kulaklarindan onlari cekerek havaya dogru kaldirdi.O kadar ki, citir citir sesler gelmeye baslamisti cekilen yerlerden ve inanilmaz bir sicaklik yayilmisti yuzlerine.
Sonra daha ne oldugunu bile anlamadan ,birdenbire kafalarinin birbirine carpildigini hissettiler. Tok bir ses cikmisti,birbirine carpan kafataslarindan.
Canlari cok yandi.Gercekten cok yandi.
Bu sert tokusturma sonrasi cozulen kahrolasi el, birsey yokmus gibi yan tarafa yururken, ikisi birden aci ile yere comeldiler.
Gercekten canlari cok aciyordu ve acidan artik ikisi de sessizce aglamaya baslamislardi.
Okulun onunde, diger ogrencilerin bakislarinin onlara donmus olmasinin da,utanma hislerinin de,hicbirseyin onlar icin onemi yoktu artik.
Cocuklardi ve Canlari aciyordu!
Sessizce ama icin icin hickirarak agliyorlardi.
Engin `annecim ,annecim,ben yapmadim ama, vallahi ben yapmadim ki` diye kendi kendine mirildanip ,aglarken...
Fatma gozunden cikan sel gibi yaslarla sadece hickiriyor , tek eli ile burnunu mendiline silmeye calisirken,obur eli ile bir yandan toza bulanmis iki dilim kuru ekmegini ufleyip temizleyerek beslenme cantasina koymaya calisiyordu...