Ezberbozan Tarih - Sayı:1 - Vahideddin ve Milli Mücadele

Day 2,021, 08:21 Published in Turkey Turkey by SELMAN22
Merhaba arkadaşlar.Bu makale serisinde bize okullarda öğretilen resmi tarihteki yalanları elimden geldiğince deşifre ederek,kimseye küfür,hakaret veya iftira etmeden izah etmeye çalışacağım.Önceki makalenin bu kadar tepki alacağını zaten biliyordum,aslında ben orada küfür etmedim.Ama bana bolca küfür edildi.Bunun sebebi de herhalde,Atalarına 'ikiyüzlü' demiş olmamdı.İyi de bu bir iftira veya hakaret değildir ki.

Şimdi siz düşünün, bir adam,dindar bir halkı,dini hassasiyetlerini kullanarak aldatsa,onlara karşı dindar gözükse,Allah'ın Peygamberin adını zikrederek yemin etse,hutbe okutsa vs. daha sonra da başa geçtiğinde tüm bunların tersinde bir seyir takip etse,bütün dini eğitim kurumlarını kapatsa,dini inancı gereği sarık takan insanları istiklal mahkemelerinde assa bu adama ikiyüzlü denmez de ne denir? Yani biraz şu adamın yerine M.Kemal'i koymayın da,farklı biri yapmış gibi düşünün.Farklı bir adam bunları yapsaydı,en büyük ikiyüzlü olmazmıydı? Peki söz konusu M.Kemal olunca ne değişti? Ne değiştiğini ben söyleyeyim,sizin bu öfkeniz,beyninize empoze edilen safsatalardan kaynaklanıyor.Zira ben de zamanında M.Kemal'i çok büyük bir adam bilirdim,ona gelen hakareti kendime gelmiş kabul ederdim.Ama zamanla farkettim ki hiçbirşey bilmiyormuşum,bizi yıllarca okullarda uyutmuşlar.Asıl hakikatleri bizden gizlemişler.İster kabul edin,ister etmeyin hakikat budur.Bunu ancak önyargılarınızdan kurtulup sorgulamaya başlayarak kavrayabilirsiniz.

Neyse lafı fazla uzatmadan,asıl mevzuya geçmek istiyorum.Bu makalenin konusu,şu anki cahil genç nesil tarafından hain olarak bilinen,halbuki büyük bir vatanperver olan ve milli mücadeleyi başlatan son Osmanlı Padişahı Vahideddin'dir.Öncelikle hakikati zikredip,sonra onu kanıtlayacak delilleri sunacağım.

Birçoğumuza ilkokulda öğretildiği gibi,M.Kemal Kasım 1919'da İstanbul'a gelmiş,boğazdaki düşmanları görüp: 'geldikleri gibi giderler' demiş,sonra da belli bahaneler bularak İstanbul'dan Samsun'a çıkmayı başarmış,ardından da İstanbul hükümetinden habersiz milli mücadeleyi başlatmış ve hain(!) Osmanlı hükümeti yıkıp,bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurmuş değildir! Bunlar tamamen resmi tarihin palavralarıdır,oysa M.Kemal'i fevkalade yetkilerle Samsun'a gönderen bizzat Vahideddin'in ta kendisidir.Bunu yazdığı Nutkunda M.Kemal de itiraf etmektedir.

"Bu vâsi (geniş) selâhiyetin beni İstanbul'dan nefy ve teb'id maksadiyle Anadolu'ya gönderenler tarafından bana nasıl tevdi edildiği mûcib-i istiğrabımız olabilir! Derhal ifade etmeliyim ki; bana bu selahiyeti onlar bilerek ve anlayarak vermediler.Hercibâdâbâd bemim İstanbul'dan uzaklaşmamı arzu edenlerin icad ettikleri sebep, Samsun havalisindeki asâyişsizliği mahallinde görüp tedbir almak için Samsun'a kadar gitmek idi."

Kaynak: Mustafa Kemal - Nutuk Ankara 1928, sh.7

Gördüğünüz gibi burada M.Kemal paşa kendisine fevkalade selahiyet verildiğini ve Samsun'a gönderildiğini itiraf ediyor.Ama sonra diyor ki,'bana niçin böyle fevkalade selahiyet (yetkiler) verdiklerini merak edebilirsiniz,halbuki onlar bunu bilerek vermediler,beni İstanbul'dan uzaklaştırmak için bir bahane buldular.' Yani kısacası,koskoca Padişahı uyuttuğunu,İngilizleri uyuttuğunu,işgal altında olan İstanbul'dan zamanın en görkemli vapuruyla Samsun'a hareket ettiğini söylüyor.Yalanın bini bir para...

Şimdi bunun nasıl büyük bir yalan olduğunu ispat niteliğinde olan şu vesikayı ibretle okuyun lütfen.Vesikanın tarihi 14 Mayıs 1919.İzmir'in işgalinden 1,M.Kemal'in hareketinden 2 gün önce.

"HATT-I HÜMÂYÛN SÛRETİ

Yâverân-ı şehriyârimden Erkân-ı Harbiye Mirlivası Mustafa Kemal Paşa'ya:

Harb-i umûmînin müttefikîn (müttefikler) hesabına ziyâı üzerine tahassül eden (ortaya çıkan) vaziyet-i siyâsiye, ecdad-ı izamım (ulu ecdadımın) mülkünü ve Makâm-ı Hilafet ve Saltanatımı müşkül ve tehlikeli bir sahaya sürüklediğinden, Hükümet-i Seniyemin kararı veçhile tâyin olunduğunuz mıntıkada âsâyişi temin ve maraza-i şahaneme mugayir (aykırı) ahvâlin hudusunu (ortaya çıkmasını) men' ile cümleten def-i sâile bezli cehd ü gayret ederek milletimizin masûniyetini te'yid ve mülkünün eyâdi-i mütearrızından tahlisi için yekvücud olarak hareket edilmesini, selâm-ı şahanemle asker ve memurîne ve ahaliye tebliğini irade ettim.

Mehmed Vahideddin




"M. Kemal Paşa'yı Anadolu'ya gönderen hükümette Şeyhülislam sıfatıyle vazifeli bulunan Mustafa Sabri Efendi de onun para,ferman,geniş imtiyaz ve selâhiyetler verilerek gönderildiğini,eline verilen bu fermanın Mondros Mütârekesi muvâcehesinde gayet gizli tutulduğunu sarâhaten (açıkça) te'yid eylemektedir.

Kaynak: Şeyhülislâm Mustafa Sabri- Mevkifu'l-Akli ve'l-ilmi ve'l-Âlim min-Rabbilâlemiyn ve İbdihi'l-Mürseliyn, Kahire,1950,c. I. , sh. 469"

"Mahmut Şevket Efendi, kendisiyle röportaj yapan gazeteci Murat Seroğlu'na bu hususta ehemmiyetli iki vesika tevdî etmiş, bunlar Tercüman Gazetesinin 5-6 Temmuz 1967 tarihli sayılarında yayınlanmıştır.Bunlardan biri Sultan Vahideddin'in Mustafa Kemal'e verdiği ve düşmana karşı "asker","memur" ve "halk"ın yekvücud olarak mücadele etmelerini bildiren hatt-ı hümâyundur."

Bu satırları okuduktan sonra,hakikati görüp görmemek sizin takdirinize kalmış.Tabi ki bu vesikaları lise inkılap tarihi kitaplarında görmek mümkün değildir.Bunlar bugüne kadar bizden gizlenmiştir.Makaleyi çok uzatmadan,son olarak bu olaylardan seneler sonra,M.Kemal'in nutkunda ona tüm selahiyetlerin bilinmeden verildiği ve Samsun'a İstanbul'dan uzaklaştırmak için gönderdiği iddiasına karşılık,Mustafa Sabri Efendi'nin yazdığı şu satırları da sizlerle paylaşıp makaleyi sonlandırmak istiyorum.

"Nefy ve teb'id edilmesi,kendisinden korkulmakta olması manasını ifade eder ki, bu takdirde kendisinden korkulduğu için daha fazla korkulacak bir hale getirilmek üzere avuçlarımızın içindeyken serbest hareket edebileceği uzak bir yere gönderilmesi,üstelik de onu daha kuvvetli kılan,sıfat,selahiyet ve imkanlarla techîz edilmesi idrak ve iz'an dışı bir hareket olur.Binâenaleyh, kendisine verilen sıfat ve selahiyetler nazar-ı itibare alındığı takdirde gösterilen sebeplerin vârid olamıyacağı sarahaten ortaya çıkar.

Kaynak: Şeyhülislâm Mustafa Sabri- Mevkifu'l-Akli ve'l-ilmi ve'l-Âlim min-Rabbilâlemiyn ve İbdihi'l-Mürseliyn, Kahire,1950,c. I. , sh. 468"

Bu satırları tarafsızca ve akl-ı selim ile okuyan herkes,Nutukta söylenen yalanın farkına varacaktır.Zira M.Kemal hem ondan korktuklarını hem de fevkalade selahiyetler vererek Samsun'a yolladıklarını iddia etmektedir.Bunun ne kadar büyük bir yalan ve çelişki olduğu yukarıdaki belgelerle ispat edilmiştir.

Gelecek makalelerde milli mücadele dönemiyle ilgili diğer konulara değinmeye ve hepimize öğretilen yalanları deşifre etmeye devam edeceğim.

Saygılarımla

SELMAN22