Bağımsız Oyunculuğun Yeni Kalesi: Linux
Onur Akinci
Büyük oyun şirketlerinden bağımsız olarak geliştirilen oyunlara her zaman ilgi olmuştur. Küçük olana sempati duymak, bağımsız olanların daha demokratik karar alma mekanizmalarından etkilenmek bunun başlıca nedeni olsa da başka nedenleri de vardır elbet. İnsanlar dev oyun şirketlerine seslerini duyuramıyorlar, bu şirketler insanların taleplerine cevap vermiyor ve bildiklerini okuyorlar. Mantık dışı fiyat politikaları da cabası. Bir de DLC diye bir şey var ki sormayın. Bir oyunu satın alıyorsunuz ve oyunun büyük çoğunluğu elinizde olmuyor. DLC adlı çeşitli ekstraları ayrıca satın almanız gerekiyor. Elbette bağımsız oyunlarda da DLC var ama abartılı boyutlarda değil.
Kısacası dev oyun şirketleri tabiri caizse oyuncuları ne oyuncu olarak ne de müşteri olarak görüyor. Daha çok, yolunacak kaz muamelesi yapıyorlar. Sanırım bağımsız yapımcıların sempati toplamasındaki başlıca etken bu. Bir de şu var: Bağımsız yapımcılar, bize daha yakın, sanki bizden biriler. Dev şirketlere ihtiyaç duymadan da kaliteli oyunlar üretilebileceğinin resmi onlar.
Geçtiğimiz aylarda Steam’in iyi mi yoksa kötü mü olduğu çok tartışıldı. Steam’in bağımsız yapımcılara zarar verdiğini vurgulayanlar oldu. Bunu iki maddede gerekçelendirdiler:
Steam’in işleyişinde tanınmamış şirketlere ait ya da bireysel çalışmalarla yapılan oyunların yeterince ön plana çıkamaması. Bağımsız oyunların geri plana atılması.
Steam, sık sık kampanyalar ve indirimler düzenliyor. Hatta bazen bu indirimler akıl almaz boyutlara ulaşıyor. Oyuncular için bu harika bir şey. Çok pahalı olan bir oyunu başka bir gün bakmışsınız ki çok komik bir fiyata alabiliyorsunuz. Fakat bu durumun, oyun üreticilerinin yeterince kar elde edebilmesinin önünde engel olduğu düşünülüyor. Dev şirketler, dev bütçeleri sayesinde bundan pek zarar görmüyorlar ama bağımsız yapımcılar için aynı şey söylenemez.
Ben, bu iki iddiaya da katılmıyorum. Şimdi sırasıyla ikisini de inceleyelim.
Greenlight
greenlightGreenlight, yani yeşil ışık, Steam’deki bağımsız yapımcılar tarafından üretilen oyunların daha proje aşamasındayken topluluk tarafından incelenmesini ve beğenilenlere yeşil ışık yakılmasını sağlayan bir fikir. Ve Steam kullanıcılarının Greenlight sistemine erişmesi hiç de zor değil.
Peki, Greenlight nasıl çalışıyor? Greenlight sayfasına girdiğinizde burada çok sayıda proje ile karşılaşıyorsunuz. Bunlar henüz geliştirilmekte olan oyunlar. Burada bu oyunlar hakkındaki ayrıntılı bilgileri okuyabiliyor, tanıtım ve oyun içi videolarını izleyebiliyor, diğer kullanıcıların oyun hakkındaki yorumlarını okuyabiliyor, yorum yazabiliyor, geliştiricilerden son haberleri alabiliyor ve hatta onlarla bağlantıya geçebiliyorsunuz. Ve en sonunda projeyi beğenirseniz yeşil ışık yakabiliyorsunuz.
Kısacası Greenlight, bağımsız yapımcılar için oldukça iyi bir geliştirme ortamı olmasının yanı sıra bağımsız oyuncular için harika bir portal. Hali hazırda benim de incelediğim ve yeşil ışık yaktığım oyunlar var. Eğer bir oyun gerçekten kaliteliyse, geliştiricilerin kafasındaki fikir hoşuma gitmişse ve tabi ki oyunun Linux desteği de olacaksa yeşil ışık yakıyorum.
Steam’in bağımsız yapımlara desteği bundan ibaret değil. Mağaza bölümünde bağımsız yapımcılar için başlı başına bir kategori var. Ayrıca mağaza ana sayfasındaki duyurularda da bağımsız oyunlara sık sık rastlıyorum. Kısacası sanılanın aksine bu platformda bağımsız yapımcılara önemli bir destek var.
İndirimler
Steam’e yöneltilen bir başka eleştiri de sık sık yaptığı indirimlerle oyun yapımcılarının zarar ettiği. Pek çok Steam kullanıcısı arzuladığı oyunu normal zamanlarda satın almıyor. Nasıl olsa bir gün indirim yapılacağını biliyor.
Peki, bu durum oyun üreticilerinin zarar ettiği anlamına mı geliyor? Dev oyun şirketleri için durum nedir bilemiyorum. Onların oyunları zaten satılıyordu, şimdi insanlar aynı oyunları yine alıyorlar ama indirimli olarak alıyorlar. Belki onlar zarar ediyor olabilir. Fakat bunun çok da büyük miktar olduğunu düşünmüyorum. Peki, bağımsız yapımcılarda durum ne? Ben onların bu indirim işinden karlı çıktığını düşünüyorum. Çünkü onların ürettiği oyunların büyük çoğunluğu milyonlarca satan oyunlar değil. Bir Call of Duty oyunu piyasaya sürüldüğü anda milyonlarca, hatta yüz milyonlarca satılıyor. Fakat bağımsız yapımcılar böyle bir olanağa sahip değiller. Evet, indirimler olmasa belki bağımsız oyunlar daha çok kazanacak diyebilirsiniz, fakat o indirimler sayesinde o oyunların ismi duyuluyor ve belki de hiç satmayacak oyun, birkaç kopya daha satıyor. Yani indirimler, bağımsız yapımcıların -bence- daha çok kazanmasını sağlıyor. Çünkü onların ürettiği oyunlar 180 TL’den milyonlarca satan oyunlar değil. Ortalama 20-30 TL’den satılan ve çok düşük adet satan oyunlar.
Ne Kadar Kaliteli?
Dreamfall Chapters: The Longest Journey
Dreamfall Chapters: The Longest Journey
Peki, bağımsız yapımcılar tarafından üretilen oyunlar kalitesiz mi? Bu nedenle mi daha düşük fiyata satılıyor ve milyonlarca satış rakamına ulaşamıyor? Bence bunun cevabı hayır. Bağımsız yapımcılar ya çok küçük şirketler, ya da birkaç kişilik bir grup veya sadece tek bir kişi. Tanıtım olanakları kısıtlı. Yüz binlerce dolarlık reklam kampanyaları yapma imkanları yok. Steam, Desura vb. kanallar dışında dağıtım olanakları neredeyse hiç yok.
Fakat bunlar, bağımsız oyunların kalitesiz olduğunu anlamına gelmez. Bu oyunları geliştiren insanlar kısıtlı olanakların üstesinden sıra dışı fikirlerle geliyorlar. Örneğin; Limbo, FTL, Anomaly vb. oyunlar kısıtlı imkanlara rağmen sıra dışı fikirlerle ortaya çıktılar. Bunlara benim de piyasaya çıkmasını beklediğim Dreamfall Chapters: The Longest Journey de dahil edilebilir.
Size, bağımsız oyunları kendi gözlerinizle görmenizi, incelemenizi öneririm. Bana hak vereceğinizi umuyorum.
Bağımsız Yapımcıların Linux Serüveni
Şimdi gelelim asıl konuya. Bildiğiniz üzere yakın zamanda Desura ve Steam’in Linux versiyonu yayınlandı. Son zamanlarda Steam üzerinden pek çok Linux oyunu piyasaya sürüldü ve daha pek oyun çok yolda.
Steam’deki Linux uyumlu oyunların listesine baktığımızdaysa oyunların ezici bir çoğunluğunun bağımsız yapımcılar tarafından üretildiğini görüyoruz. Linux’a dev oyun şirketleri değil, bağımsız yapımcılar destek veriyor. Peki, neden?
Cevap aslında basit, birkaç maddede özetleyeyim:
Rekabet gücü zayıf olan bu yapımcılar olabildiğince çok platforma yönelik oyun üreterek her platformdan oyuncu kazanmak ve birazcık daha para kazanmak istiyorlar.
Dev oyun şirketleri şu an Linux cephesinde bulunmadığı için burası bağımsız yapımcılar için güvenli bir liman durumunda. Dev şirketler Linux platformuna yönelene kadar bu platformdaki oyuncular bağımsız yapımcıların müşterisi olacak.
Kısacası, Linux platformu şu an bağımsız yapımcılar için kurtarıcı niteliğinde. Öte yandan bağımsız yapımcılar da Linux platformu için önemli. Onlar sayesinde Linux aleminin oyun sıkıntısı giderilecek. Dev oyun şirketlerine ihtiyacımız yok, ben bağımsız yapımcılardan yanayım. Her iki taraf karşılıklı olarak birbirini besleyecek. Bence bu harika bir şey.
Comments
v
piriç 😃
ikinç
v
v
Dev oyun şirketi dediğiniz AAA Stüdyoları bu hale getirende yine oyuncular. Bugün ortalama bir AAA yapımın bütçesi 100 milyon dolar seviyesinde.
Bu yüzden bu şirketler hem geçerliliği kanıtlanmış yöntemler dışına fazla çıkmıyor, hem de sinekten yağ çıkaracak hale geliyorlar.
Daha geçen Peter Molyneux gibi Black&White gibi oyunlar yapmış, god game türünün kurucusu bile Kickstarter kullanmak zorunda kaldı. Simcity gibi bir efsane saçma sapan bir multiplayer ve DLC seçeneği sunarak "fizibl" olmak için 10 yıl bekledi.
Bağımsız yapımcılara gelince,
Indieler daha önce olmadığı kadar aktif ve çok güzel örnekler sunuyorlar (FTL,Don't Starve, Papers Please, ...) Ama bu oyunlar bütçeleri dahilinde işler başarabiliyorlar. İş yine dönüp dolaşıp bütçede bitiyor, Borderlands veya CoJ:Gunslinger keyfinden "çizgi filmimsi" grafikler kullanmıyor.
İzometrik grafikli bir oyun üzerinde çalışan birisi olarak, benim oyun türümde grafik ön planda değil ama bu ortalama tüketicinin bunu istemediği anlamına gelmiyor.
Linux platformuna gelince,
Eğer oyunu Linux'a port etmek iş yükünü ciddi arttırsaydı hiçbir indie uğraşmazdı, marjinal faydasına değmezdi. Linux'un kendisinin ise desktop açısından uzun yolu var hala. Windows un 80-100$ lık maliyeti bir kez lisans aldıktan sonra neredeyse her uygulamanın open source alternatifi olan bir platform için yüksek değil.
Steam'in Linux ilgisi ise Windows 8 de market olmasına bozulan Steam başkanından kaynaklı.
v
V