[dr.erol] Milliyetçi Parti başkan adaylığım...

Day 895, 15:52 Published in Turkey Cyprus by exdop jr
Uyarı: Bu yazıdaki tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

Arkadaşlar,

Malumunuz olduğu üzere Türk siyasi hayatı ideolojik fakirlik içerisindedir.

Ülkenin sayısal olarak en büyük partisi, bir futbol taraftar grubunun temellerini attığı, kuruluşu itibarı ile siyasi bir partiden çok alelade bir kanarya severler derneğine benzeyen, yani herhangi bir sosyal veya ekonomik görüş etrafında değil de ortak bir hobi etrafında toplanmış insanların oluşturduğu bir örgüttür.

Mevzubahis parti aradan geçen süre içerisinde muhakkak gelişim göstermiştir. Lakin bu gelişim partinin belli bir ideolojik görüşü benimsemesi şeklinde tezahür etmemiş sadece partinin kuruluşunda temel etken olan ANTU'cu kimliğin silikleşmesiyle vuku bulmuştur...

Şüphesiz bu seviyede bir gelişim herhangi bir siyasi parti için kâfi değildir. Hele bir de bu partinin ülkenin sayıca en büyük partisi olduğunu düşünürsek vehametin boyutunu daha iyi kavramış oluruz.



Turkuaz Hareketi bir süreliğine kenara koyup diğer partilere dönecek olursak;


Ülkedeki 3. en büyük parti, bir-iki heyecanlı gencin gereğinden fazla hırs göstererek ve aleni bir sahtecilik örgütünün direkt desteği ile ele geçirdikleri bir partidir.

Yeni üyeler için hatırlatmada bulunmak gerekirse, eRepublik jargonunda bu tür hareketlere TO yani take-over (ele geçirme) diyoruz...

Bu TO hareketi ile siyasi bir kimliği, belirli bir toplumsal ve ekonomik görüşü olan bu parti, kukla bir partiye dönüşmüştür.



Ülkenin sayısal olarak en büyük 4. partisi olan Turkiye Birlik Hareketi, gerçekten etkili bir örgütçü güce sahiptir. Ancak bu gücün etkinliği, gücün primer yapısından mı kaynaklanmakta yoksa partinin üye sayısındaki azlığa bağlı olarak gücün karşısındaki yükün azlığından mı kaynaklanmakta bunu ancak partinin üye sayısı çok daha fazla bir aşamaya ulaştığında göreceğiz.

Yine de örgütün etkinliği ne olursa olsun partinin sosyal ve ekonomik yönelimlerinde bir netlik olmadığı aşikardır. Ve bu yapısı ile parti siyasi bir kimlikten uzaktır.



Ülkenin sayısal olarak en büyük 5. partisi olan Yurtsever Demokrat Partisine gelirsek...

YDP her ne kadar kendisini merkez-sol, özgürlükçü bir parti olarak lanse etse de, partinin aktivitesi incelendiğinde atıl vaziyetteki faşit veya komünist veya kapitalist bir partiden herhangi bir farkı olmadığını görebiliriz. Kısacası, partinin kendi idelojisi yönünde herhangi bir faaliyet izledğini söylemek oldukça güçtür. Partinin sadece ismi vardır...


(Bunlara binaen şunu da belirtmek isterim; ilk beş parti arasında olamasalar da, şu anda "siyasi parti" tanımına en fazla uyan parti Radikal Sol Parti'dir.)



Gelelim büyük finale; ülkenin 2. en büyük partisi olan Milliyetçi Parti'ye...


Milliyetçi Partinin, RSP istisna olmak üzere yukarıda saydığım partilerden 'siyasi hüviyet' noktasında hemen hemen hiçbir farkı yoktur.

Milliyetçi Partinin sadece adı 'milliyetçi'dir. Aklı başında hiç kimsenin çıkıp da MP'nin TH'den veya TBH'den 'milliyetçilik' noktasında farkı şudur diyebileceğini zannetmiyorum.


Parti adeta isminin getirdiği avantajı kullanan fakat isminin getirdiği sorumluluğu yerine getirmeyen; ve isminin getirdiği bu gücü de çoğu zaman ülkedeki belirli güç odaklarının stepneliğini yapmakta kullanan bir vaziyettedir.

Özetle MP'nin hali içler acısıdır...



İşte, MP'deki -tıpkı ülkenin diğer partilerindeki gibi- sahip olunan bu ideolojik fakirliğe bir çözüm getirebilmek ve partiyi birilerinin koltuk değnekliği görevinden kurtarabilmek için önümüzdeki dönemde parti başkanlığına adaylığımı koymaya karar verimiş olduğumu siz çok değerli vatandaşlarımızın bilgilerine arz etmekten büyük bir kıvanç duyarım.


Saygılarımla,

Nam-ı müstear
dr.erol


Hamiş: Eğer buraya kadar okuma zahmetine katlandıysanız sizlerden son bir ricam daha olacak. Lütfen makalemi oylayınız.. Şimdiden oylarınız ve yorumlarınız için teşekkür ederim...