Ömer Hayyam'dan Dörtlükler

Day 2,553, 03:43 Published in Turkey Turkey by TenKoGan




Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler,yoksulları ezer durusun:
Ya bunak bir ihtiyarsın ya da eşeğin biri.



Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?



Gül verme istersen, diken yeter bize
Işık da vermezsen, ateş yeter bize.
Hırka, tekke, post most olmasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.



Varlığın sırları saklı senden, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedikodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.



Yel eser,umutlar savrulur gider;
Sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler;
Altın gümüş nen varsa harcamaya bak!
Ölür gidersin, düşmanın gelir yer.



Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?



Ben ne camiye yararım, ne havraya!
Bir başka hamur benimki, başka maya.
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
Ne din umurumda, ne cennet, ne dünya!



Bir damla şarap ve Çin senin olsun;
Bir yudumu bütün dinlerden üstün.
Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş?
O acıya tatlılar feda olsun.



Bir elde kadeh, bir elde Kuran;
Bir helaldir işimiz, bir haram.
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!



Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını, minberini.
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık:
Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi?



Dostlar, bir gün, sözleşip bir yerde birleşin;
Oturun sofrasına dünya cennetinin;
Saki doldururken kadehleri cömertçe,
İçin bir kadeh de zavallı Hayyam için!



Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler:
Güneş bu fanus içinde lamba,
Biz de gelip geçen görüntüler.



Bir sır daha var,çözdüklerimizden başka!
Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.



Mutlu pazarlar...