Türkler Mecmuası Sayı 0.1

Day 2,845, 07:54 Published in Turkey Turkey by Flavius Crispus

Türk Adı:
Türklerin kadim bir soy olması ile bu soyun tarih içinde ad değiştirmesi ve birden fazla ada bürünmesi olağandır. Günümüz çağında Türklerle ilgili sorulardan biridir ‘’Türk’’ adının anlamı. Eski çağlardan kalma belgelere göz atıldığında ‘’Türk’’ adı ile ilgili toplumlar göze çarpmaktadır.
Herodotos (M.Ö. V. Asır)’un Doğu kavimleri arasında zikrettiği Targita’lar (J.v. Hammer, 1832) ‘’İskit’’ topraklarında oturdukları söylenen ‘’Tyrkae’’ (Yurkae) ler (W. Tomaschek, 1887), kutsal kitap Tevrat’ta adı geçen, Yafes’in torunun Togharma (J. V. Hammer, 1832), eski Hind kaynaklarında tesadüf edilen Turukha (veya Turuşka)’lar (V. De St. Martin, 1899; J. Marquart, 1901), Thrak’lar (F. Erdmann, 1862), eski Ön Asya çivi yazılı metinlerde görülen Turukku’lar (H. Z. Koşay, 1955), Çin kaynaklarında M.Ö. 1. Bin içinde rol oynadıkları belirtilen Tik (veya Di)’ler (De Groot, 1921) ve hatta Troia’lılar vb. bizzat Türk adını taşıyan Türk kavimleri sanılmıştır. İslam kaynaklarında ayrıntılı şekilde nakledilen İran menşeli Zend-Avesta rivayetleri ile İsrail menşeli Tevrat rivayetlerinde de ‘’Türk’’ adı aranmış, Nuh’un torunu (Yafes’in oğlu) Türk’de (Taberi, Mes’udi, İbn’ül-Esir, İbn Hurdadbih, Gerdizi, Kaşgarlı Mahmut vb.) veya İran rivayetindeki hükümdar Feridun (thraetaona)’un oğlu Turac veya Tur (Turan, buradan geliyor) da Türk adını taşıyan ilk kavim gösterilmek istenmiştir. Türkler uzun bir maziye sahip bulunmakla, hatta ‘’İran-Turan’’ mücadelelerine ait hatıralarda zikredilen Afrasyab (Tunga Alp Er veya Alp Er Tunga) aslında bir Türk başbuğu olmakla beraber, son arkeolojik araştırmalar ve kültür tarihi tetkikleri sonuçlarına aykırı düşen yukarıdaki faraziyelerin ‘’linguistique’’ bakımında da doğruluğu tesbit edilememiştir. Bu kelimelerin bir kısmına göre, Türk adının M.Ö.’ki asırlarda dahi bugünkü telaffuzu ile yani tek heceli olarak söylenmiş olması gerekirdi. Halbuki adın tek heceli duruma Gök-Türk çağında (M.S. 6.-8. Asır) geçmekte bulunduğu Orhun kitabeleri göstermektedir. Bu kitabelerde as ‘’Türk’’, fakat daha çok ‘’Türük’’ şeklinde kaydedilmiştir. Nitekim adın Çince transkripsiyonu da iki hecelidir: ‘’Tu-küe’’ (Çince’de ‘’r’’ sesi yoktur). Son araştırmalarda ‘’Türk’’ kelimesinin 6.-8. Asırlardan önce yalnız çift heceli söylendiği, daha eskiden ise ‘’Törük’’ biçimde olabileceği belirtilmiştir.
Çin kaynaklarına göre ‘’Türk’’ deyimi ünlü Aşına ailesinin mensup olduğu kabileyi tavsif etmekte idi. (bk. aş. Gök-Türk Kağanlığı)
Kelimenin Törük>Türük>Türk şeklinde gelişmesini mümkün görmeyen ve bir kabile adı da olmadığını belirten G. Doerfer (1965)’e göre, Orhun kitabesindeki ‘’Türk’’ tabiri daha ziyade ‘’devletin esas halkını teşkil eden millet’’ (‘’Staatsvolk’’) manasına gelmektedir. Fakat ‘’Türk’’ sözünün cins ismi olarak ‘’güç-kuvvet’’ (sıfat hali ile: Güçlü-Kuvvetli) manasını taşıdığı 1911’de neşredilen eski bir Türkçe vesikadan anlaşılmıştır.
Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, say. 43-45
Bozkır'da Boy Kavramı:
Bozkır'da Boy Kavramı Göçebe aile doğal olarak çekirdek aile idi.Bir çadırda üç neslin bir arada barınmasına imkan yoktu.Ancak,alışılmış olarak üç ila on çadır bir arada bulunur,bir öbek oluştururdu.Bu şekilde göçebe çadırları ve sürüleri,bozkırın ot bulunan her noktasına dağılıyorlardı. Bozkırda düzenin sürmesi burada hayatını sürdürmek için asgari şartlara bile sahip olmayan veya suçlu olup kaçak duruma düşenler ve böylece kazak olanlar hariç herkesin faydasına idi.Bu ise belli bir toplumsal ve siyasi örgütlenmeyi gerekli kılıyordu. Bizler Bozkır toplumunu aileden boya ve boy birliğine kadar kademeli olarak kan bağı ile açıklamaya alışmışızdır. ve bunu önşart kabul ederiz ; ancak bozkırın ve tarihin gerçekleri böyle bir şey göstermiyor. Obalar birleşerek boyları oluşturuyordu ama bir boy içindeki bütün obaların akraba olduğunu düşünmek doğru olmaz.Mesela Peçenekler esir aldıkları kimseler kendi aralarında kalıp Peçenek kızı ile evlendikleri yani kendilerine katıldıkları zaman onları serbest bırakıyorlardı. Boy aslında bir siyasi örgütlenme idi.İnsanları dışa karşı korumak hem de çok ihtiyaç duydukları dahili düzeni sağlamak için boy teşkilatına ihtiyaç duyuyorlardı.Bu anlamıyla boyu bir erken ulus küçük ulus olarak tanımlayabiliriz. Misal Bayat boyundan kavga neticesinde veya başka sebeplerden ayrılan Bir oba veya bir aile hatta bir birey Bayındır boyuna katıldığı zaman Bayındır ismini alır ve ondan sonra bayındır olarak zikredilir. Birbirlerine yabancı ırklar bile karışırken boyların karışmadığını söylemek saçmalıktan ötedir. Mühim olan Türklüktür,Boy kavramı bizim Türklüğümüzü ispatlamak için kullanılır.

Türk Boyları:
Türk soyu geniş bir aileye sahiptir. Türkler hem bozkır ikliminden mütevellit koşullar hem de siyasi olaylar yüzünden boylara ayrılmıştır. Boy adları yalnızca siyasi olmaklar birlikte farklı boylardaki kişilerin hep aynı millete yani Türk Milletine tabiidir. Türk boyları, bilhassa birbirlerine uzak konumda bulunan Türkler, farklı sesler kullanmaya başlamıştır ki bu da Türk şiveleri ile lehçelerinin doğumuna neden olmuştur. Ayrıca farkı coğrafyalarda farklı milletler ile münasebetlerden dolayı ek gelenekler dahi oluşturmuşlardır lakin bunların manası kesinlikle bu boylarının Türk olmadığı manasına gelmemelidir.