Latife Uşaklıgil ve Atatürk

Day 2,479, 02:08 Published in Turkey Cyprus by zebah zebah jr

Lâtife Uşaklıgil, aşkı, imanı ve feragati ile abideleşmis bir varlıktı. Bir yabancı yazarın “Taşarken İlâhlaşmıştı” diye tarif ettiği Atatürk’ün manevi varlığında Latife Uşaklıgil bütün arzularını, gençliğin en ateşli çağını, Allah’ın insanoğlu için yarattığı her türlü nimeti Türk milletinin şiarına yakışır bir asaletle içine gömmüş, kalbinde saklamıştı.”

Evet, tam kırkbir yıl önce Latife Uşaklıgil’in huzurunda ben bu duygular içinde kıvranmıştım. Bir ara:

— Hanımefendi, hatta, siz de Atatürk hakkında bir eser yazmalısınız., diyebildim. Lâtife Uşaklıgil’in yüzünde beliren derin bir ızdırabın yanında gözleri bir an alev gibi parlamış ve şu cevabı vermişti:

— Yazmak mı? Yazmak... Yirmi yıl, dünya büyüklerinin hayat hikayelerini okudum. Bütün kahramanların, bütün inkılâpçıların, bütün hükümdarların hayatlarına dair her dilde kitap okudum (Lâtife Hanımefendi Latince dahil dört dil biliyordu) Evet, sayısız kitap okudum.. Heyhat... Okudukça, inceledikçe anladım ki imkânsız. Yazılamaz.. Her büyük adamın hayat hikâyesini okudukça Atatürk daha çok büyüdü, yazılamaz, anlatılmaz bir varlık olduğuna inandım.

Niyazi Ahmet Banoğlu