Kürt Sorununun Nedenleri ve Çözümü

Day 1,649, 08:09 Published in Turkey Turkey by Batu91

Bildiğiniz üzere bugün devletimiz hiç iyi bir durumda değil, gün geçmesin ki yeni bir yolsuzluk, haksızlık, dış politikada yeni bir fiyasko yaşanmasın, yeni şehit haberleri duyulmasın.
Ancak ben devletin iyi niyetli, samimi, dış güçlerin etkisi dışında bir iktidara bağlı olduğunu varsayarak Kürt sorununun sebeplerinden ve çözümüne yönelik bir öneriden bahsetmek istiyorum.

Nedenleri

A. Atatürk Milliyetçiliği

Atatürk milliyetçiliği Fransız ihtilalini takip eden dönemdeki saldırgan milliyetçilik unsurlarını içermemektedir. Megali Idea, Büyük Ermenistan, Türkçülük benzeri kendi kültür ve milletini en üstün gören, diğer ulusların haklarını yok sayan bir çizgide ilerlememektedir.
Atatürkçülük bugünkü komşularımız olan Bulgaristan, Yunanistan gibi devletlerle onurumuzu, kendi haklarımızı zedelemeden dostça ilişkiler kurmayı hedefleyen bir yapıya sahiptir.
Atatürkçülük anti-emperyalisttir ve karma ekonomiden yanadır. Türk dilini, Türk kültürünü, Türk milletini korumak geliştirmek hedefine sahiptir.
Ancak Atatürk milliyetçiliğinde Türkiye sınırları içerisinde tek millet, tek dil bulunur ki bu bakış açısı Türkler dışındaki tüm unsurların kültürünü dilini yaşama ve geliştirme hakkını yok saymaktadır.
Bu doğru bir yaklaşım değildir. Türk olmayan unsurları, örneğin Kürt halkını yok saymak çözüm değildir. Devletin Türk ve Kürt başta olmak üzere tüm unsurlara ait olduğunu kabul etmek gerekir.

B.Dış Güçler

Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren bir çok yabancı devlet ülkemizdeki Türk olmayan unsurlardan faydalanma amacı gütmüş, ayrılıkçı hareketleri desteklemiş ve hatta eğitim yoluyla ortamını hazırlamıştır. Ama yakın geçmişe bakarsak PKK'yı kurduran ve destekleyen en büyük güçler ABD ve İsrail olmuştur.
PKK'nın Asala'nın bir diplomata yaptığı suikastte batılı insanları da öldürmesi sonucu feshedilmesinin hemen ardından kurulmuş olması elbette rastlantı değildir. Kurulması, ülkede faaliyet gösteren solcu örgütleri tek tek yokedip büyümesi, bazı aşiretlere saldırıp onları zorla kendi tarafına çekmesi bu güçlerin desteği ve planlamasıyla olmuştur.
1993 yılında PKK'nın gücünün zirvesine ulaşması Güneydoğu Anadolu'ya Çekiç Güç'ün yerleşmesiyle olmuştur, bu dönemde PKK tüm tarihinde gördüğünden daha fazla dış destek görmüş, gerillalar helikopterlerle taşınmıştır.

C.İç Güçler

TSK içinde yahut TSK dışında gayriresmi olarak faaliyet gösteren bazı güçler(ki raslantıya bakın bunlar da Amerikan yavrusudur) Kürtlere kasıtlı olarak eziyet etmiş ettirmiştir.
Birbiri ardına gelip dış güdümden kurtulamayan hükümetler halkın zenginliğini iştahla yer, kendi ideolojilerini ülkeye empoze etmeye çalışırken ülkenin tüm sorunlarına yaptıkları gibi Kürt sorununu da görmezden gelmişlerdir.
Medyanın etkisini de görmezden gelmeye imkan yok, önce PKK'nın manşetlerde sayfa sayfa reklamını yaptılar(PKK dışında faaliyet gösteren hiçbir örgüte böyle bir kıyak çekilmedi). Ardından şehit haberlerini dahi 2 satırla vermeye başladılar. En sonunda da sınırdaki köylere gidip devlet PKK'nın ortaya çıkışından sonra köy böyle değişti şu oldu diye güzelce tekrardan örgütün reklamını yaptılar.
Bi yandan reklamını yaparken gerillalara terörist, hain, kahpe demeyi de ihmal etmediler tabi, adamlar herhalde haber yapmadan önce biz nasıl Türk-Kürt ayrımını daha da derinleştirebiliriz diye düşünüyorlar.

Çözüm ve Eleştiriler

Kürtçe, Ermenice yahut herhangi başka bir dil konuşmak, belli bir bölgede bu dillerden birinde eğitim görmek isteyen yeterli sayıda insan olduğu halde bu insanlara istedikleri dilde eğitim vermek, ama bir yandan da zorunlu Türkçe dersleri koymak gerekmektedir. Türkçe dersleri koymaktaki amaç ülkedeki tüm unsurların konuştuğu ortak bir olmasını sağlamaktadır, aksi bir durum pratikte yaşatağı sorunlar ve yabancılaşmayı getireceği için kabul edilemez.
Bunun yanında kültürel bir yozlaşmanın engellenmesi amacıyla, Türk ve Kürt dilini kendi içinde saf tutacak kurumların yapılandırılması, var olanların işlevsel hale getirilecek biçimde yenilenmesi gerekmektedir. Türk veya Kürt olmayan unsurlardan bahsetmememin sebebi, ülkemizde milyonlarca Türk ve Kürt olması, ancak diğer unsurların oldukça azınlıkta kalması, ayrıca Ermeni, Yunan gibi unsurların zaten kendi kültürlerini koruma amacına sahip halihazırda devletleri olmasıdır.
Herkesin çocuklarına kendi kültürüne ait isimler vermesine olanak tanımak gereklidir. Ancak Türk bir ana-babanın çocuğuna James ismi vermesinden bahsetmiyorum elbette, bu tür kültürel yozlaşmalar engellenmeli ve bu yozlaşma eğilimlerini tetikleyen abuk subuk yabancı diziler gibi unsurlar mutlaka etkisizleştirilmedir. Devlet gerek Türk, gerek Kürt kültürlerinin gelişirken kirlenmemesini, Türk ve Kürtlerin milliyetçilik hisleriyle kendi aralarında bağlanmasını ve sonunda iki millet arasında ortaklık, kardeşlik bağlarının kurulmasını sağlamakla sorumludur.
Böyle düzenlemelerin Kürt yurttaşlarımız tarafından PKK'nın başarıları olarak görüleceği, PKK'nın güçleneceği ve sonuçta yurtta daha büyük bölünmelerin baş göstericiği korkuları uzun zamandır dile getirilmiştir. Bunları dile getiren kesime karşıt bir kesim de PKK'nın Kürt sorununu duyuran örgüt olduğunu bu nedenle de bu sorunun çözümüne yönelik icraatlerde en büyük paya sahip olduğunu belirtmiştir. Esasında böylesine büyük bir yara kapatıldıktan sonra başarının kime ait olduğu pek önemli değildir. Bunu tartışma konusu yapmanın anlamı yok. Aynı grup gerekli düzenlemeler yapıldığı takdirde PKK'nın büyük güç kaybedeceğini sonuçta yokolacağını, bu savaşın biteceğini belirtmiştir ve haklıdır da.
PKK'nın kuruluşu ve verdiği savaş elbette Atatürk milliyetçisi anlayışın değiştirilmesi gerektiğini, mevcut sistemin sorunlar yarattığını gözler önüne sermiş, Kürt sorunu olgusunu gündeme taşımış ve bu yolla devletin gelecekteki değişiminin teşvik mekanizmalarının başlıcası olarak rol oynamıştır.
Ben PKK'nın bu sorunu gündeme getirme şeklini doğru bulmuyorum, yahut bu örgütün kuruluş amacının gerçekten Kürt milletine yarar sağlamak olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu örgüt bu düzenlemeler sonucu bir başarı elde etmiş olsun veya olmasın, güç kazanmayacak kaybedecektir. PKK'ya daha iyi bir seçeneği olmadığı için katılmış Kürt vatandaşlar, gerekli adalet ortamı sağlandığında mücadelelerini başarıya ulaşmış sayacak ve bu örgütü terkedecektir. Geriye sadece Türk düşmanı unsurlar kalacaktır, bununla beraber Kürt düşmanı unsurlar da faaliyetlerine devam etmek isteyecek, bu düzenlemelerin de karşısında duracaktır, her iki grubu yoketmek ve çevrelerine topladıkları insanları kazanmak devletin görevidir. Bu görev yolunda devletin askeri, ekonomik, siyasi önlemleri daha bu düzenlemelere başlamadan alması gerekmektedir.
PKK'nın güç kazanacağını belirten kişi kurumlar hatırlamalılar ki biz gerçek hayattan bahsediyoruz bir bilgisayar oyunundan değil. Kimse ailesini, hayatını bi kenara bırakıp da durduk yere en zor koşullarda yaşamak üzere hayatını tehlikeye atarak dağa çıkmıyor.

edit: insan ırkının mevcut zeka seviyesini göz önüne alarak muhtemelen asimilasyon politikası daha doğrudur daha doğru olmasa bile devlet bekası açısından kat be kat daha güvenlidir, nitekim kürtlerin tüm haklara sahip devlete ortak bir millet olarak tanınmasının sonu ermeni olaylarındaki gibi bitebilir.

düzenleme: beyler fikirlerim iyice değişti şu an Türkçü çizgideyim, kimse tepki gördü de sildi makaleyi demesin diye silmiyorum makaleyi.