Hakan Fidan'a bir özür borcumuz yokmu ?
CEENGAVER
Güçlüyüz biz’ diyen ülkelerin 2-3 ile sınırlı sayıdaki rehinesinin öldürüldüğü bir denklemden ‘49 vatandaşımızı’ sabırla çekip çıkardığımız operasyonu yöneten MİT’ten ve Müsteşarı olan Fidan’a uzun süredir saldıranların bir dakika en azından durup düşünmeleri gerekmiyor mu?
Sevgili dostlarım, onlar bu soruya cevap ararken 2011’e dönmek istiyorum... Tarih 19 Eylül 2011... Bu tarihte çıkan yazımın başlığı ve ana mesajı çok net; ‘...Hakan Fidan’ı ve MİT’i kimlerin neden yıpratmak istediği ilk günden beri çok açık...’
Peki bu yazının detayları nasıl? Birlikte bakalım;
O günlerde saldırının ‘en noktasında olduğu dönemde’ yazdığımı aynen alıntılıyorum;
“...HAKAN Fidan ve MİT hakkında önemli detayların olduğu analizimi bundan aylar önce iki yazı halinde bu köşede sizlerle paylaşmış ve özellikle yıpratmanın dozunun artacağına dikkat çekmiştim... Yıpratmanın dozu arttı hatta bana göre içeriden de büyük destek gördü... Peki özellikle bir karanlık ‘ODA-k’ tarafından kampanya yürütülürken ortaya koyduklarımdan bazı detayları alıntılamak istiyorum:
1: Son günlerde internette yerleşik bir karanlık ‘ODA-k’ tarafından, MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında inanılmaz bir iftira kampanyası yürütülüyor. Olmayan kardeşler, olmayan ilişkiler kurgulanıp, Fidan kurmaca bir senaryo üzerinden karalanmaya çalışılıyor... Aynı deneme daha önce de yine aynı ‘ODA-k’ tarafından yapılmış ve gelen açıklamalar sonrası yalan olduğu ortaya çıkmıştı...
2: Türkiye’deki ve yurtdışındaki ‘yerleşik düzenin’ son dönemde en çok rahatsız olduğu isim MİT Müsteşarı Hakan Fidan! Nedeni de çok açık! Birileri asla kabullenemedi; nasıl olur da yerleşik sistem içinde palazlandırılmayan biri, MİT’in başına geçti! O koltuk çok önemliydi ve oraya mutlaka ama mutlaka yerli-yabancı odakların ulaşabileceği, yurtdışında dışişlerinde görev yapmış veya yabancı askeri akademilerde okumuş bir isim atanmalıydı... Ama olmadı, o koltuğa yıllarca dışlanan bir sınıfta görev yapmış ama yılmadan kendini yetiştirip sistemin adaletsizliğinden ortaya çıkan bütün unsurları kişisel çabalarıyla tersine çevirmiş bir isim atandı...
Bu tespitler sonrası gelelim rahatsız olanların Fidan’a saldırmak için ortaya koyduklarına... Son dönemde Avrupa’da yerleşik bazı gazetelerde son derece insafsız iddialar ortaya atılıyor ve Türkiye’de bazı karanlık odaklar da bunları içeride yaymaya çalışıyorlar... Aslında iddialar çok komik ve biraz detaylı bakınca hangi kaynaklardan servis edildiğini de anlamak zor değil... Şimdi sıkı durun, bakın neler oluyormuş: Türkiye, İran ile Hizbullah arasında yeni silah köprüsü kuruyormuş ve süreç Hakan Fidan tarafından yönetiliyormuş! Daha birçok komik ve abartılı detay var ama saçmalığı algılamak için bu kadar bile yeterli... Uzun lafın kısası; bu ülkede ‘yerleşiklere’ alet olmaz, seçkinler arasından çıkmaz veya onlara hizmet etmez, bazı ülkelerin Ortadoğu politikalarına baştan biat etmezseniz; kaderiniz hep aynıdır, nerede olursanız olun karalanırsınız... Türk halkı gözünü açmalı ve gerçekten milli menfaatlerine hizmet eden herkese, hangi meslekten olursa olsun herkese sahip çıkmalı. Yerleşiklerin oyunlarına dikkat! Çok önemli bir detayın altını çizeyim: Türk İstihbaratı uzun yıllar ABD-İsrail-Almanya üçgeninde etkilere maruz kaldı ve Türkiye’nin finansal-siyasal manipülasyonlar içinde dalgalandığı her dönemde asla kendini toplayamadı... Olaya bu açıdan bakınca Hakan Fidan, Türkiye için bir şans ve değerini bilmemiz gerekli...”
Sevgili dostlar, yukarıdaki satırları ilk defa KAMUOYUNDA ZORLAMA İLE YAYILAN sızma-sızdırma olayından aylar önce hatta bazıları UYARI niteliğinde atama yapılmadan-isim konuşulurken kaleme aldım ve çalıştığım gazetelerde birkaç yazı halinde tartışmaya açtım... Fidan’ın müsteşar olma yoluna girdiği andan bugüne, yaşanan bütün gelişmeler aslında ‘dinlenme-sızma-pazarlaması’ dahil, MİT-Fidan gerçeğine bakmasını bilenler için beklenen gelişmelerdi. ONLARA GÖRE ‘Fidan, engellenmeli, engellenemez ve müsteşar olursa yıpratılmalı ve itibarsızlaştırılmalıydı’! Öyle de oldu ve uygulamaya konan plan bana göre MİT içinde bazı unsurlar tarafından da destek görerek hâlâ devam ediyor...
Sonuç 1: MİLLİ olma yoluna giren her kurum ve bu kurumları bu yolda dönüştüren her isim ‘saldırılması’ gereken bir hedef haline geliyor...
Sonuç 2: Bir ülkenin milli istihbarat teşkilatının içinde bazı ülkelerin uzantılarıyla ilişki içinde olup, onlarla gelecek kurmayı hayal edenler varsa ve hâlâ bulunamadılarsa; kendi ülkesi için çalışanlar aleyhine ‘sızma’ gibi daha birçok olay gelişebilir! Türkiye, Teşkilatını acilen ‘milli’ hale getirmeliydi ve gerekeni yaparak yola çıkıldı!
Sonuç 3: Bazı sözlerim kesinlikle ‘teşkilat için’ değil! Sözlerim teşkilat içinde çok küçük-sınırlı bir ‘anlayış’ ve BAĞLANTILI derin yapılanmalar için. Onlar kendilerini biliyorlar, bu ülke için canını tehlikeye atarak çalışanlar lütfen alınmasınlar ve içinde bulundukları yapıların MİLLİ olması yolunda atılan adımları ellerinden geldiği oranda desteklesinler! Türkiye ‘eski Türkiye’ değil ve 1930’lardan itibaren DERİN UYKUYA zorla ve hileyle yatırılan MİLLİ unsurlar ayağa kalkıyor!
Sonuç 4: ‘Yıpratma’ ilk olarak yurtiçinde karanlık bir ‘ODA-k’ tarafından başlatıldı ve derin yurtdışı bağları olduğu açıktı! Bu bilgiye ‘3 yıl önce yurtdışında özellikle İsrail’de eğitim alan ve yurtdışında-Türkiye’de çalışan 7 gazeteci kimler’ sorularını da ekleyerek sorgulamasını da devam etmeliyiz!
Son söz: Bu kurtarmayı sabırla planlayan ve yürüten MİLLİ BİR TEŞKİLATIMIZ ve bunun emrini aylar önce veren MİLLİ BİR LİDERİMİZ olduğu için çok şanslıyız! Bizi bugüne getiren ve geleceğe götüren LİDERLİK... Yaşasın TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ BÜYÜK CİHANŞÜMUL TÜRKİYE...
Comments
Şimdi sana hangi cümle için cevap verelim ? Neresinden tutarsan tut elinde kalır.
Yok milli lider, tam bağımsız hede hödö.
Hırsızın kuklasından neden özür dileyecekmişiz ? 1 kişi için çıkarılan kurtarma yasalarını unutmadık.
Hadi ordan.
yok
Aylar önce adamlar kaçırılmadan aklı neredeydi milli liderle şürekasının? Dünyanın her yerinde böyle bir durumda bakan istifa eder burada kösele oldukları için alışkınlar birde Başbakan oldu ödüllendirildi.
Dün Fatih Altaylı'nın yazdığı gibi IŞİD rehineleri lazım değilken tutupta tam lazımken "veriyorsa" bunda bir iş vardır, oturup düşünmek lazım.
Copy paste ıslak rüya paylaşmadan önce biraz okursanız iyi olur.
Hayır yok onun bu olaylar meydana gelmeden önce önlem alması gerekirdi.
Vatandaşlarımız esir alınmadan 1 gün önce MHP milletvekili meclis kürsüsünden bu operasyonun olacağı ve müsteşarlık çalışanlarımızın esir alınacağını haykırdı. Peki milli lideriniz ve milli teşkilatınız ne yaptı?
Boşuna laf salatası ve gündem kalabalığı yapmayın PKK'ya verilen tavizlerin daha fazlası İŞİD şerefsizlerine verilmektedir. Bunları görmezden gelip hala Milli salatalıklardan bahsetmeniz sadece milleti aptal yerine koymaya çalışmanızdan başka bir şey değildir.
Fakat unutulmasın bu millet nasıl zor zamanlarda ülkesi için her defasında kurtarıcı olmuşsa bu düzenin sonunu da aptal yerine koymaya çalıştığınız bu millet getirecektir.
İlk Önce Hırsız olayından başlayalım.Hadi RTE Hırsız olsun Kılıçdaroğlu çokmu temiz Halen 1998 yılından kalma SSK borçlarını ödüyor devlet normal de Devlete maliyeti 20 tl olan seredeit (astım ilacıdır) adlı ilacı milletine 2002 yılına kadar 280 tl ye Satan Hükümet Şimdi neden 30 tl ye satmaktadır.Devlet Bahçeli nin Bizzat imzası olduğu IMF ye olan 25 milyar Dolarlık borcu bu hükümet bitirmiştir.Hırsızlık olan yerde Borcun bittiği nerde görülmüştür.
2nci konu ABD nin 2 tane gazetecisi İngiltere nin 1 tane Yardım görevlisi öldürüldü.Onlarda istifa eden oldumu hayır Sizin ve Sizin gibi olanların Zihinleri 1940 model olduğu için hemen istifa etsin dersiniz.Artık 1940 yılında değiliz 2014 ü bitirmek üzereyiz 2015 e doğru gidiyoruz.Beyinlerinize Bir temizlikçi tutun Örümcek bağlamış
3.O MHP Vekili biliyorduda bilmem ne çok biliyordunuz madem gidip alsaydınız yavru kurtlar Ayrıca Bu ülkede PKK ya en büyük tavizi Devlet Bahçeli o pisliğin idamına hayır diyerek vermiştir.Devletin Televizyon,Dil hakkı Tanıması O pisliğin idamına hayır demenin yanında devede kulaktır.Madem IŞİD de göz yumuluyor İspatlayın Ama 3-5 tane vekil çakmasının laflarına inanıyorsanız Size Birtek bişeyler söylerim Bozacının Şahidi Şıracıdır.Ayrıca Milletimizin Zekası gayet yerindedir hiçbirşeyide unutmaz Sizler Bu milleti aptal salak yerine koyuyorsunuz madem işsizlik var.önce sizleri bir 2000 yılına ait haber videolarına bakmanızı rica ediyorum.Önce Düşünün Sonra konuşun Artık Che Guevara Dönemi Bitmiştir.Dünyada Artık Topla tüfekle yapılan savaş yerine Biyolojik-Ekonomik-Finansal Manüplasyon-İstihbarat Savaşları almıştır.Vatan Millet Sakarya Düşüncesi 20 yy da kalmıştır.Artık 21 yy dayız ona göre düşünün ona göre fikir beyan edin Kılavuz olarak gördüklerinizi tekrar inceleyiniz