Bölüm 24: Bir Garip Teftiş

Day 2,105, 00:57 Published in Turkey Spain by onurd34

Mayıs, ilk haftasının aksine yağmur ve fırtına ile geçti. Sürekli pikniğe gitmeye niyetlendik, o günlerde hep yağmur yağdı. Sonuçta bir kere bile pikniğe gidemedik. Sadece Sarıkamış civarı değil, tüm Doğu’ya kış tekrar geri gelmişti. Hava tekrar soğumuş, bir-iki gece sobayı yakmayınca üşümüştüm lojmanda...

Sobayı yakmak da tekrar dert olmuştu. Üç bacadan açık kalan tek baca benimki olunca, tüm karga sürüsü o bacaya yönelmişti. Duman hiç dışarı gitmiyor, sürekli geri geliyordu. Boruyu çıkartıp bir baktım, içerisi dal parçası dolmuş. Tüm dalları çıkartıp sobayı öyle yaktım. Sonra hemen dışarı çıkıp baktım, kargalar duman çıkmaya başladığı an dalları toplayıp toplayıp bacadan içeri atıyorlardı. Zeki hayvanlar cidden bu kargalar…

Onlar hiç pes etmediler, sabırla benim gideceğim günü beklediler...


Mayıs, aynı zamanda o bölgenin ciddi bir biçimde yeşerdiği ay. Kırların, bayırların, tepelerin yeşermesi; insanın içini açıyor. En azından yağan yağmurların etkisini gösterdiğini görmek, bir Karadenizli olarak kendime gelmemi sağladı açıkçası. Bir gün çok çamur olduğu için minibüsten köyün içinde inmiştim, bir-iki öğrenciyle lojmana taşıdım poşetleri. O gün iyi ıslanmıştık.

Dolu, yaklaşık yarım saat boyunca yağmıştı...


Mayıs’taki toplantıya gittiğimde, aklımda tek bir konu vardı: Ne zaman gideceğimi öğrenebilecek miydim? Toplantıdan sonra şube müdürüyle konuştum. Birleştirilmiş sınıfların öğretmenlerinin seminer dönemini istedikleri ilçede alabilmeleri hakkı, aynen benim için de geçerli olacağı için gidebileceğimi söyledi. Daha sonra başka bir konu için görüştüğüm müdürümüz, “Karneleri dağıttıktan sonra gidebilirsin hocam” dedi.

Artık veda zamanı yaklaşıyordu. Okulumun kapanma ihtimali olduğu için, evrakları sağlam bir şekilde düzenledim. O zamana kadar yapmadığım bazı şeyleri de hızlıca hallettim. İşin komik yanı; teftiş edilmemiştim hâlâ. Haziran’ın 6’sında geldiler sağolsunlar.

Bir gün önceden başka bir okuldan arayıp haber vermişlerdi, sana gelecekler yarın, diye. Onun için hazırlığımı yaptım, bakacakları dosyaları hazırladım yakın yerlere. İlk teftişim olacağı için biraz heyecanlıydım. Arkadaşlar, asker öğretmensin teftiş yetkileri yok, dediler. muallim ve Tayyar Sert de sağ olsunlar, biraz tüyo verdiler. muallim hazırladığım evrakların çok ve gereksiz olduğunu söylüyor; tayyar sert ise altta kalma üste çık kankiş diyordu.

Dört kişi birden geldiler, kapının dışında karşıladık tabii. Köyün içinde bırakmışlar arabalarını, hocam buranın başka yolu yok mu, dediler. Ben de yok hocam, hatta ben tepeye çıkıyorum minibüse binmek için dedim. Bayrak niye kirli, dedi birisi hemen. Hocam dedim, iki hafta olmadı bayrağı değiştireli. Çok fazla karga var, yapabileceğim bir şey yok. Sonra bayrağın henüz hiç yıpranmamış olduğunu görünce, o da anladı durumu. Kapının önünde ayak üstü sohbet ettik biraz tanışma anlamında. Asker öğretmenmişsin sen dediler, evet dedim. Seni denetleme yetkimiz de yok zaten bizim, şöyle bir baksınlar dedi tecrübeli olan. Okula sadece biri girdi, birkaç önemli evrağı göstermemi istedi. Sonra “Sana burada evrak sormak hakaret olur.” dedi. Zaten eksiğim yoktu. Beş dakikada bitti teftiş; senin isteklerin var mı dediler. “Ekim’de yolunuzu çok gözledim, o zaman gelseydiniz epey bir sorum olacaktı. Ama şu an yok” dedim. Müfettiş sayısı çok azmış, yetişemiyorlarmış. Yeni gelen öğretmen, Allah’a emanet yani anlayacağınız. Dışarı çıkınca biraz daha sohbet ettik. Geçmiş olsun, İstanbul’da kolay gelsin deyip gittiler. İlk teftişimi üçüncü yılımda, okul müdürü olarak geçirmiştim. Ne diyeyim, keşke hepsi bu kadar basit ve kolay olsa meslek hayatım boyunca…

Yeşil, baca dumanı ve kar; ilkokullarda çizilen resim işte bu...

Destek Verenler
AlgeosTr size 100 Q5 Food gönderdi.
Yavuz Sultan Selim size 500 Q2 Food gönderdi.
White Walker'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
okaldey'den 1.00 Gold kabul ettiniz.

Shout Metni:
24. Bölüm Yayında!
V-S hatta shout'larınızı esirgemeyiniz... 🙂
http://www.erepublik.com/tr/article/2310200/1/20