ATATÜRK 'ü anla(ma)mak...

Day 2,181, 15:15 Published in Turkey Turkey by crazy.ottoman

LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUNUZ!!!

-Bir 10 kasım daha..Yıllarca sınıfları zoraki boşaltıp aynı teranelerle atamızı andık (!)Atatürk mahallesi, Atatürk caddesindeki Atatürk lisesinde veya aynı adı taşıyan Üniversitesinde;Atatürk konferans salonunda,Atatürk İlke ve İnkılapları derslerinde dayısının mısır tarlasındaki kargalarla savaşını Milli mücadelenin önüne koyup, habire mendilleri ıslatacak gözyaşlarımızla,en koyu lacivert elbiselerimizle, "Atam , sen kalkta ben yatam" diye dövündük durduk..Koruma kanunuda aldık yanımıza, darbe sonrası her fakülteye konan zorunlu dersleri de..Dikkkaaaat ,hazııır,Atatürkçü olunacaaaak; ol ! dedik..Olmadı,Atatürk'ü gönüllere koyamadık sadece.Maocu gençlik oldu, Lenin'cisi,Humeyni'cisi, Hitler'cisini çıkarttık gençlerimizden ama Atatürkçü gençlik hep lafta kaldı..Korkutarak, yasalarla, zorunlu derslerle yapamadık.Çocuklarımıza sevdirdik sandık ama onların masumiyetle "öğretmenim, Atatürk mü kuvvetli, yoksa He-man mi?" soruları ile ne yapacağımızı şaşırdık kaldık.

-Herkesin elinde bir cımbız,işine gelen işine geldiğince çekti çıkarttı; kendi önyargılarını ayıklamak yerine..Kimi dinsiz dedi,deccal ilan etti.Balıkesirde 7 şubat 1923 de Zağnos Paşa camiinde hutbe okuyan; mihallıççıkta aşşağı camiiyi bizzat kendi kesesinden yaptıran,1926 da tüm mezarları yıkan Suudilere, sıra Hz.Muhammed'in mezarına gelince telgrafla "tek bir taşına dokunursanız ordumu gönderirim" tehdidi ile peygamberimizin mezarını koruyan, yanında taşıyıp sıkça hafızlar çağırtarak ta dinlediği Kuran'dan "kitabı ekmel" diye bahseden;Erzurum kongresinde Milli mücadeleyi başlatırken başı sarıklı, eli tesbihli aydın din büyükleri nin derstek ve dualarını alan, "Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey ihtiva etmiyor." diyen bir lidere deccal deniliyor ,bu memlekette.. Onun kurtardığı vatanda,adları Ahmet, Mehmet, Ayşe Fatma olanlarca..ne yazık ki din istismarcılarını hedef alan söylevleri, cımbızlanıyor ve din düşmanı ilan ediliyor..

-"Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde ezilmelidir."(Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926)"Moskova'da oynanan oyun ise bir başka türlüdür. Stalin yalnız kendi gençliğine değil, dünya gençliğine komünistlik ideolojisini aşılamaya çalışıyor. Komünistlik propagandasının, fukarası ve cahili çok ülkelerde ne kolay taraftar topladığı ise ortada bir gerçektir..." (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, s.155) Atatürk bu sözleri ve her türlü mandacılığa karşı çıkışı ile de yaranamadı kimselere..Ben gençlik dönemlerinde marksist arkadaşların Mustafa Suphi yoldaşın,Yahya Kaptan tarafında Trabzon'da boğdurulmasından dolayı sorumlu tutukları Mustafa Kemal'e" burjuva Kemal" dediklerini bilirim.Aziz Nesin'in de bu konudaki Mustafa Suphi'ye ağıt yakan şiirinde virgül ile Burjuvayı Mustafa Kemal'e mi dedi, yoksa burjuvalar Mustafa Kemal'e baskı ile mi yaptırdı tartışması ile aklama çabaları...Sonu hak tü diye biten meşhur şiir ve Atatürkçülüğü zorla Nazım Hikmete yamama garabeti.... Ayyıldızlı bayrak yerine orak çekiçli bayrakları savunanlar bugün Atatürkçü...

Trende göre Atatürkçülük kah "Turhan Feyzioğlu'nun Güven partisi" kadarcık oluyor, kah ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) nin tekeline giren marjinalitede kalıyor..Bazende devletin arazisine yapılan gecekondunun gündüz yıkılmasına karşı elde posterleşip direnç sembolü haline geliveriyor(!)

-Taşları yerli yerine koymazsanız ne taş kalır ortalıkta, ne gedik.Bugün vatan dediğimiz topraklarda ayyıldızlı bayrağımızın gölgesinde hür yaşıyorsak, esaret altında değilsek ,adımız George, Rose, Jacki ,Yanki değilse O'na ve silah arkadaşlarının verdiği Milli mücadeleye borçluyuz..Büyük resim bana bunu söylüyor.Binlerce eylemin içinde keyfince seçip, dilediğince yorumlarsan farklı farklı binlerce Atatürk çıkar karşımıza..

-Atatürk'ün de dediği gibi o içimizden birisiydi.Büyük bir komutandı, vatanperverdi.Ne Atatürkçülük bir din, ne de o bir peygamberdi..Onu putlaştırıp, anıtkabiri kabe , Nutku Kuran'ın yerine koyanlar bilsinler ki en büyük Atatürk istismarcıları kendileridirler ve cehalet içerisindedirler..
"(Hz. Muhammed), Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür." "Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur" diyen AtatürkE yapılabilecek en büyük iftira onu dinsizlikle itham etmektir.Bazıları da Atatürk içiyor diye neredeyse içki içmeyi Atatürkçülüğün olmazsa olmazı ilan edip "Atam izindeyiz, sirozdan öleceğiz" diye bas bas bağırıp Atatürkçülüklerini tescilleyecekler(!)..
Atatürk etrafına toplananlara der; tarihçi olsanız benden nasıl bahsedersiniz? Methiyelerin envai türlüsü ağdalı şekilde ifade edilir..Dinler, dinler ve şöyle der;"ben olsam şöyle yazardım kendim için; Gazi Mustafa Kemal, vatanperverdir.vatanını, milletini çok severdi, binlerce defa canını vermekten imtina etmezdi.Ülkesi için çok çalıştı.Çok güzel şeyler yaptı.Daha da yapmak istedikleri vardı ama.." hazirunun şaşkın bakışları arasında, elinin baş parmağı ile kendini dinleyen heyeti umumiyeyi göstererek "etrafındaki şu hergeleler olmasaydı"...

-Her olay kendi şartlarında değerlendirilir..İnsan günahıyla sevabıyla değerlendirilir..Ben bu toprakların vatanlaşmasında, ayyıldızın (Atatürk'ün düşündüğü bayrağın kurt başlı gök bayrak olduğunu, çoğumuz bilmez) dalgalanmasında O'nu görüyorum. Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır diyerek ; en büyük eserim dediği "cumhuriyet"e sahip çıkılmasına dikkat çeken Atatürk'ü anlamak o günün şartlarında anlamak yapamadığımız belki de bu..Atatürkçülüğü ötekileştirme unsuru olarak değil; içimizden biri, bir lider, bir kahraman gibi ama bir İNSAN olarak görmek..Hataları ile sevebilmek.İlahlaştırarak veya deccal ilan ederek değil..Korkmadan, tartışarak; dayatmadan..Nefret ile bakarak değil, anlamaya çalışarak..

Günün şartları derken; aklıma güneş dil teorisi geliyor..Dilimizdeki yabancılaşmaya karşı geliştirdiği "güneş dil teorisi" ile kelimeleri türkçeleştirme projesi..1933 lerde ki proje yaşayan dil karşısında iflas etmiş ve kaldırılmıştır..Sanayide devlet sloganı ile kurulan Sümerbank'ın özelleştirilmesine karşı çıkanların" Atatürk'ün kurduğu fabrikaları satamazsınız" teranesi hem cehalet ve hem de istismardır.O dönemde kanunun 10. maddesinde bu fabrikaların uygun şartlar ve milli sermaye oluştuğunda "Türk Eşhas ve müesseselerine satılması caizdir" hükmünü 1933 te koyduran bizzat kendisidir.Atatürk sağ olsaydı deniyor sıkça..ben bunu hiç düşünmek bile istemem; zira ilk hesaplaşacağı kişiler, Atatürkçü geçinenler olacaktır.Onların tamamını "olgunlaşmış başaklar" olarak göreceği kesindir..Ölümünden sonra paranın üzerinden resimlerini kaldıranlardan da, kapattığı mason localarını ölümüyle birlikte tekrar açanlardan da, TC den rahatsız olanlardan da şekvacı olacağı mutlaktır..Düşüncelerini rozet yapıp satan bezirganlarında,KEMALİST İDEOLOJİ deyip halka dayatanlarında yüzüne hak tü hak tüü diyeceğinden de şüphem yoktur...

Beni çok etkileyen bir anekdot ile bitirelim.. M.Kemal Çavuş Ali Metin'e," Acele olarak Fevzi Paşa''yı telefonla ara, bul ve hemen buraya gelmesini söyle. "diyor.Ali Metin, Fevzi Paşa''yı telefonla arayıp bulduğunda, Fevzi Paşa da Atatürk''ün yanına gelmek üzere, hemen evden çıkmakta olduğunu söylüyor. Fevzi Paşa Atatürk''ün yanına girince, Atatürk ona bir kâğıt kalem uzatıp: "Bugün gördüğün rüyayı yaz ve bana ver", diyor.Kendisi de bir kâğıt kalem alıp aynı şekilde o gün gördüğü rüyayı, Fevzi Paşa''ya vermek üzere yazmaya başlıyor. Yazma işi bittikten sonra, her iki Paşa da karşılıklı olarak yazdıklarını alıp okuyorlar ve okuma işi bittikten sonra birbirlerine bakıp sevinçle gülümsüyorlar.Her ikisinin de yazdıklarını kendi kâğıtlarından okuyan Ali Metin, her iki kâğıtta da şu rüyanın yazılmış olduğunu görüyor:Hz.Peygamber (s.a.v) Efendimiz, Hacı Bayrâm-ı Velî''ye diyor ki:"-Mustafa''ya söyle, korkmasın, sonunda zafer onların olacak."Bilindiği gibi, aynı gecede rüyalarında Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizi, Hacı Bayrâm-ı Velîye bu sözleri söylerken gören o iki muzaffer kumandanın o günkü isimleri, ''Mustafa Kemal'' ve ''Mustafa Fevzi''dir. (Ahmet Gürtaş, Atatürk ve Din Eğitimi, s.160-161)

-Atatürk'ü anmak anlamakla olur.Milli Mücadeleyi anlamadan Atatürk anlaşılamaz.O günkü şartların doğurduğu,Yüce Türk milletinin içinden çıkardığı kahramandır O.Milli mücadele, bağımsızlıktır, esaret altındaki milletlere kurtuluş modelidir..Bugün camilerimizde ezan okunuyorsa, albayrağımız dalgalanıyorsa, İngilizin,Rus'un eyaleti olmadıysak O'na ve kahraman silah arkadaşlarına borçluyuz.
Sevgilerimle.. (mayınlı tarlalarda dolaştık.Sürçü lisan olduysa hoşgörüle..)

MAKALE ÜNİVERSİTEDEN HOCAMIN BİR PAYLAŞIMIDIR. ALINTIDIR.