Ahilik -1.Bölüm-
BilgeTurk
AHİLİK NEDİR?
Ahîlik kurumunun anlaşılabilmesi ve onun toplumsal hayatta nasıl bir fonksiyon üstlendiğini ortaya çıkarabilmek için ilk önce Ahî kelimesinin kaynağı ve tarihi gelişim içerisinde kazandığı anlamlar üzerinde durmak gerekir.
Ahî kelimesinin kaynağı ile ilgili birbirinden tamamen farklı iki görüş bulunmaktadır. Birinci görüşe göre; Ahî kelimesinin kaynağı Türkçe olup, "akı" kelimesinin Anadolu'daki söyleniş tarzından doğmaktadır. Ahî, kelimesinin Türkçe olduğunu ileri süren araştırmacılara göre Ahî, kelimedeki "k" harfinin "h" olarak telaffuz edilmesinden ileri gelmektedir. Nitekim, Anadolu'da "k" harfinin "h" ve "ğ" şeklinde telaffuz edildiği bilinmektedir(1). Örnek olarak, okumak, bakmak yerine okumah, bahmah veya okumağ, bakmağ denilmektedir. Buna göre Ahî kelimesi "cömert, eli açık" anlamlarına gelen "akı" kelimesinin "h" sesi ile okunmasından türemiş ve terimleşmiş bir kelimedir.
Ahî kelimesinin reisler (başkanlar, liderler) için kullanılması, onun Türkçe "akı" kelimesindeki ses değişikliğiyle oluştuğu görüşünü kuvvetlendirmektedir. Nitekim, Ahî kurumunda reislere Ahî, diğerlerine fetâ, fityan denilmektedir(2).
Ahî kelimesini araştıranların bir kısmı ise; kelimenin Arapça' dan Türkçe'ye geçtiğini ileri sürmektedirler. Bu görüşe göre Ahî, "erkek kardeş" anlamına gelen "ah" kelimesinin sonuna birinci tekil şahıslar için kullanılan ve sahiplik ifade eden "ye" zamirinin bitişmesinden oluşan bir kelimedir. Ahî kelimesi bu haliyle "kardeşim" anlamındadır. İkinci görüş benimseyenlerden biri olan Hüseyin Kâzım Kadri, Ahî kelimesinin Arapça olduğunu şöyle açıklamaktadır(3): "Ahî Arapça isim, Ahû yerinde "ahî" kardeş, birader, yar, dost, cemi (çoğul) "ihvan" kardeşler, dostlar, bir tarikata ve mesleğe tâbi olanlar".
Ahî kelimesine, Türkçe-Arapça Lûgat'ta da Hüseyin Kâzım Kadri'nin verdiği anlamın yüklendiği görülür(4). Yine, Kur'an-ı Kerim incelendiğinde Ahî kelimesinin sahiplik ifade eden zamir ile birlikte tekil veya çoğul olmak üzere kırkdört âyette geçtiği görülür(5).
Ahi kelimesinin, fütüvvetnâmelerdeki ve Anadolu'da yaşamış bulunan Ahîlerin bırakmış oldukları vakfiyelerdeki yazılış şekli de ikinci görüşü desteklemektedir(6).
İbn Batuta seyahatnâmesinde geçen, "Müfredi (tekil) "Ah" kelimesinin birinci tekil şahıs şeklinde söylenmesinden meydana gelmiştir(7)" ifadesi de ikinci görüşü kuvvetlendirmektedir.
Ahî kelimesiyle ilgili olarak her iki görüşün de geçerli ve tutarlı yönleri bulunmaktadır. Ahî kelimesinin, cömert, eli açık anlamına gelen "akı" kelimesinin Anadolu'da "h" sesiyle okunması görüşü doğru olabileceği gibi diğer görüşün de yabana atılamayacağı görülmektedir.
Gölpınarlı bunu şu biçimde izah eder:
"Ahî kelimesi, Arapça'da 'kardeşim' demektir. 457 Hicride (1065) ölen şeyh Ferec-i Zincanî ile 736'da (1336) ölen Alâü'd-Devle halifesi Aliyy-i Mısrî'nin "Ahı" lakabıyla anıldıklarına ve bu kelimenin, oldukça eski fütüvvetnâmelerde geçtiğine, nihayet fütüvvet ehlinin birbirini kardeş saydıklarına ve Melamilerde 'Filan şeyhin muridi' yerine 'Filanın ihvanından' sözünün kullanıldığına bakılırsa bu sözün Arapça'dan geldiği hakkındaki fikir ve mülahaza da reddedilemez( 8 ). "
Ahî kelimesinin, aynı zamanda tasavvufla ilgili oluşu, iki görüşün de doğru olduğunu göstermektedir. Çünkü; cömertliğe, el açıklığına, mertliğe dayanan Ahîlik kurumunun vazgeçilmez kurallarından biri de, üyelerinin birbirini kardeş görmeleridir. Müslümanlar birbirlerini tarih boyunca hep kardeş olarak görmüşlerdir. Kardeşleştirmenin ilk uygulamasının Hz. Muhammed döneminde gerçekleştirildiği bilinmektedir.
Ahî, Kur'an-ı Kerim'de geçtiği şekilde kullanılmış, ancak Türk'e has bir terim haline gelmiştir. Kardeşlik, cömertliğe, yardımlaşmaya ve dostluğa dayanan bir duygudur. Kardeşlik, sadece bir anadan doğmadan ibaret değildir.
Görüşlerini Kur'an âyetleri ile desteklemeye ve açıklamaya çalışan tasavvuf akımları, özellikle kişiler arasındaki düşmanlıkların kalkmasını ve yerine kardeşlik duygusunun hâkim olmasını, teşvik eden ayetleri kaynak alırlar.
Örneğin;
"Elbirlik Allah'ın dinine sımsıkı sarılın. Birbirinizden ayrılıp dağılmayın. Allah üzerindeki (İslâm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken O, sizin kalpleriniz arasında ülfet (yakınlık) meydana getirdi de onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz....(9)"
âyetinde belirtildiği gibi insanlar arasındaki düşmanlıkların kalkması ve dinde kardeş olmalarının gerekliliğinin Allah'ın arzusu olduğunu bütün tasavvufî anlayışlar ileri sürer.
Aynı şekilde, Ahî birliklerinin de insanlar arasında kardeşliği oluşturma çabasında oldukları bilinmektedir.
Ahî kelimesinin, terim olarak Ahî birliklerinin başında bulunan kişilere (reislere) verilen bir unvan olarak kullanılmış olduğu tahmin edilmektedir. İbn Batuta'dan öğrendiğimize göre; "Ahî; evlenmemiş, bekâr ve sanat sahibi olan gençlerle, diğerlerinin (herhalde bekâr olmayanlar) kendi aralarında bir topluluk meydana getirerek, kendi aralarında seçtikleri reislerdir." Reislerin zaviyeler yapmaları ve bunları tefriş etmeleri gerekir. Zaviyeler bir toplanma ve hizmet yeri olup, gerektiği takdirde gelen ve gidenlere konaklama yeri olarak hizmet veren mekânlardır.
Bir başka görüşe göre ise "Ahî", birliğin başında bulunan kişi şeyh' tir(10). Ahî müesseselerinin başında bulunan "Ahî"nin şeyh olduğu görüşünü İbn Batuta seyahatnâmesinde geçen ifadeler de desteklemektedir. Çünkü, bütün tarikatlarda şeyh olan kişinin tekke (zaviye) inşa ederek onu müritler (fetâ) için bir toplanma, gelene-geçene hizmet yeri yaptığı bilinmektedir.
Sonuç olarak:
Ahîlik, Türk illerinde yayılmış bulunan "dinî-meslekî" karakterli kurumlardır Bu birlikler, başta mensupları olmak üzere, insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma kurmaya çalışmışlardır.
KAYNAK: FORSNET
DİPNOTLAR
1. Gölpınarlı, A., "İslâm ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı", İ.Ü. İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt 11, İstanbul, 1950, s.6
2. İbn Batuta, "İbn Batuta Seyahatnâmesinden Seçmeler" M.E.B. yay., İstanbul, 1971, s.7-8
3. Hüseyin Kâzım Kadri, "Türk Lûgatı", Cilt I., İstanbul, 1927, s.202
4. Sarı, M., "Türkçe-Arapça Lûgat", İstanbul, 1982, s.17
5. Muhammed Fuad Abdulbaki, "Mu'cem'ül-Müfehres", İstanbul, 1980, s.23-24
6. "Ahî Ahmet Nahcivani Vakfiyesi", A.Ü.İ.F. Der., C. III-IV, s.57
7. İbn Batuta, a.g.e., 1971, s.7
8. Gölpınarlı, A., a.g.e., 1950, s.6
9. Alî İmrân Suresi, Ayet: 103.
10. Akkutay, Ü., "Enderun Mektebi", Ankara, 1984, s.19
Comments
pirinç
eline sağlık
İKİNÇ
ikinç şimdi okuyorm 🙂
Hail Ahiler o/
voted, eline sağlık güzel hazırlanmış
ayrıca eline sağlık...vs
eline sağlı
eline sağlık krdeşim...
elline saglik ahi
vote karşim ellerine sağlık devamını beklerim 😃
Eline saglık çok güzel makale.
elinize saglik
Akincilardan Ahilere selam olsun : )
vote
Tebrikler kardesim. Guzel bir calisma olmus o7
Voted eline saglik kardesim
oylandı
Cok basarili olmus abi, tebrikler. voted
başarılı eline sağlık +v
V33 S Vardı...
Tebrikler kardeşim.
v + s
Cok güzel bir makale tebrikler
google.com
çok teşekkür ederim dostlarım
voted. eline saglık.
Her sabah Besmeleyle açılır dükkânımız.
Hakk’a iman ederiz, Müslümandır şanımız.
Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin.
Hiylesi hurdası yok, helalinden malımız.
Müşterilerimiz velinimet, yaranımız yarimiz.
Ziyadesi zarar verir, kanaattir kârımız.
İlim ve sanattan haberdar olmayanlar aç olur,
Müflis (iflas eden) ve bîvâye(yoksul) kalur, herkese muhtaç olur.
oylandı kardeşim
v o7
HELAL SİZE HOCA/ÜSTAD'S
v+s
voted. Elinize sağlık hocam
v+s nedense trollemek içimden gelmedi...
Oylandi. Harika. Tesekkurler.
v karşim eline sağlık.
v
okumadım zaten hepsini biliyorum. ellerine sağlık.
v+s
Eline sağlık kardeşim.
Biraz da oyundaki AHİ'lerin özelliklerinden bahsedelim:
Dün sbaha karşı İribas adlı arkadasla #adana kanalında birlikte takılıyorudk. varna savaşının 3. raundunu benim 2miyonun da yardımıyla almıştık. Sonra iribas yatmaya gidince ben cebimden dağıtıma devam ettim. 4. raunda da 2m vurdum ama raund gidiciydi.
Raund gidici olduğu için kanala vuruş için gelen 6-7 kişiye sabahın 6.30'unda dağıtım yapıp bir sonraki raundda vurmalarını rica ederken sağolsun bu arkadaş sırf bh çalmak için savaş alanına teşrif etti. Böyleleri oldukça zaferlerimiz hep geçici olur. Bilmem böyle çakallıklar AHİ'liğin hangi özelliklerine uyar?
http://i45.tinypic.com/34g7rq1.png