23 Nisan Şerefine Ekmek Dağıtımı

Day 1,250, 09:14 Published in Turkey Turkey by kartal190383

Merhaba, öncelikle gazetesini bana açtığı için kartal190383'a teşekkür ederim.

Uzun süredir 23 Nisan vesilesiyle ekmek dağıtımı yapmak aklımdaydı. Son günlerdeki yoğun savaşlar sebebiyle istediğim birikimi yapamasam da bugün 23 Nisan şerefine bir miktar ekmek dağıtacağım. Tek şart oyuncunun 1-15 seviyeler arasında olmasıdır. Hem 23 Nisan'ın ruhuna uygun olması, hem de yeni oyuncuların dsteklenmesi gerektiği için bu şekilde karar verdim. Elimde 260 Q2 ekmek var. Aşağıda ekmek talep eden 1-15 seviyeler arasındaki 26 oyuncuya 10'ar adet Q2 ekmek yollayacağım. Dağıtımlar ancak o saatte çevirimiçi olacağımdan saat 21.00'dan itibaren yapılacaktır.

Aşağıdaki yazı çok küçük bir kısmı haricinde bana aittir, kopyala yappıştır değildir. Eğer okursanız sevinirim. Yok o kadar vaktim yok diyen varsa da en sonuna 2 satırlık bir özet geçtim 🙂



Tarih 16 Mart 1920...

Sabah saat 10:00.

İstanbul'da bir telgraf memuru hızlı bir şekilde Ankara'ya bir telgraf geçmeye çalışmaktadır. Heyecanlı halinden olağanüstü bir şey olduğu bir şey olduğu hemen anlaşılmaktadır:



"
Ankara'da Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne

Bu sabah, Şehzadebaşı'ndaki Muzıka Karakolu'nu İngilizler basıp oradaki askerlerle çarpışarak, sonunda şimdi İstanbul'u işgal altına alıyorlar. Bilgilerinize arz olunur.

Manastırlı Hamdi"

Telgraf yerine ulaşmıştır. Mustafa Kemal Paşa makine başındaıdır. Bu telgrafın derhal bütün kolordulara iletilmesini emreder.

Telgraf makinesinin sinyal sesi bir kez daha ötmeye başlar. Manastırlı Hamdi Efendi ikinci telgrafını geçmektedir:

"Bizim en çok güvendiğimiz bir arkadaşımız var ki, yalnız o değil, herkes, yani gelenler söylüyor. Şimdi de Harbiye'nin işgalini haber aldık. Hattâ, Beyoğlu telgrafhanesinin önünde İngiliz askerlerinin bulunduğunu öğrendik, fakat telgrafhaneyi işgal edip etmeyecekleri bilinmiyor."

Bunun ardından telgraf makinesi tekrar çalışmaya başlar. Bu sefer hızlı hızlı bilgi geçmeye çalışan Harbiye Telgrafhanesi'nden Memmur Ali'dir:

"Sabahleyin İngilizler basarak altı kişiyi şehit ettiler. On beş kadar da yaralı var. Şimdi İngiliz askerleri dolaşıyor. Şimdi, işte, İngiliz askerleri Nezaret'e giriyorlar. İşte içeri giriyorlar. Nizamiye kapısına. Teli kes! İngilizler buradadır."


İstanbul'un işgali Ankara'daki Milli Mücadeleciler tarafından işte bu şekilde öğrenilir. İngilizler işgal sırasında Şehzadebaşı Karakolu'nu basmış, buradaki hiçbirşeyden haberi olmayan ve çoğu uykuda olan askerlerimizi de şehit etmiştir.

Dahası İngilizler derhal harekete geçerek İstanbul'da kendilerine karşı mücadele edeceklerini düşündüğü üst düzey ne kadar vatansever, milliyetçi sivil ve asker devlet adamı varsa tutuklamaya ve bunları Malta Adası'na sürgün etmeye girişir.



İngilizlerin işgal sırasında bastığı yerlerden birisi de Meclis-i Mebusan'dır şüphesiz. Zaten işgalin sebebi de burasıdır. Zira bu meclis son toplantısında Milli Mücadele taraftarı milletvekilleri Misak-ı Milli'yi kabul etmiştir. Üzerinde güneş batmayan Britanya İmparatorluğu, kendisine karşı yapılan böyle bir küstahlığı elbette kabul etmeyecektir! Meclis kapatılır, kaçamayan mebuslar da diğer asker ve devlet adamlarıyla beraber Malta'ya sürülür.

Bu tarihten sonra Anadolu'nun bağrında İngiliz zırhlılarının tehdidinden uzakta yeni bir meclis toplanması kararı alınır. Milli Mücadele'yi bu meclis yapacak, vatanı bu meclis kurtaracaktır!

Anadolu'nun her yanında seçimler bütün zorluklara rağmen hızla yapılır. Ancak seçilen milletvekillerinin Ankara'ya ulaşması bile başlı başına sorundur.

Bir defa işgal altındaki şehirlerden gelecek olan vekiller gizlice ve kimliklerini saklayarak gelmek zorundadır. Sadece işgal kuvvetleri mi tehlike oluşturan? Hayır! Malesef uzun süredir Anadolu'da devam eden bu düzen ve asayiş yokluğu her yerde eşkıya çetelerinin türemesine sebep olmuştur. Düşman askerlerinden kaçıp, postu bunlara kaptırmak da vardır. Parasızlıksa diğer bir sorundur. Kimilerinin yol parası bile olmadığından halkın kendi arasında topladığı para ile yola çıkmışlardır.

Ankara'ya gelebilenlerin büyük bölümünün ise kalacak yeri yoktur. Çoğu atlarıyla gelen bu vekiller günlerce İstasyon yolundaki çayırlıkta sabahladı. Bir yandan sivrisinek, bir yandan yokluk sebebiyle bir çoğu sıtmaya yakalanıp yatağa düşer.

İşte bu şartlar içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de bir Cuma günü açıldı.


Diğerlerine göre çok farklı bir meclisti bu.

Bir defa halkın her kesiminden, her tabakasında vekiller mevcuttu. Çarıklı köylüsü, sarıklı hocası, kalpaklı ve Avrupaî kılıklı aydını, aşiret reisi, tarikat şeyhi, öğretmeni, subayı, doktoru, tüccarı, avukatı kısacası milletin her bir parçasından insan vatanın kurtuluşu için bir araya gelmişti.

Aralarında pek çok görüş farklılıkları vardı, zaman zaman çok sert tartışmalar da yapıyorlardı ama hepsinin amacı tekti: Vatanı düşman işgalinden kurtarmak!


Geride duran bina İlk T.B.M.M Binası'dır. (1920)

Meclis gaz lambası ışığıyla aydınlanıyor, sac soba ile ısınıyor, mebuslar ortaokulun tahta öğrenci sıralarında oturuyor, komisyonlar gazyağı tenekelerinden kurulu masalarda çalışıyordu. Meclis başkanının kullandığı tek otomobilden başka bir araç yoktu.


TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Büyük Taarruzdan önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlık kürsüsünde (1922)

Mebusları da biraz tuhaftı. Her biri kavganın, mücadelenin içinden gelmişlerdi. Onlar için herşey denebilirdi ama korkak asla! Zaten meclis açıldıktan sonra herbiri için idamlarına dair fetva da çıkmıştı. Çok da umursamadılar. Aralarında milletvekili olduğu halde cepheye gidip rütbesiz savaşanlar oldu.

8 ay maaşsız çalışan milletvekilleri bir yıl sonra 100 Lira olan maaşlarının %20'sini bütçe açığını kapatmak üzere devlete verdiler.

Bu meclis bütün bu özverili çalışmasıyla çok önemli kararlara imza attı. Milli Mücadele'yi gerçekleştirdi. Sonrasında Cumhuriyet'i ilan eden de bu meclisdi.

23 Nisan Yıldönümlerinde nedense sadece çocuk bayramı kısmına odaklanıyor. Halbuki bugünün asıl anlam ve önemi milli egemenliğin artık millet tarafından kullanılmaya başlanmasıdır.

Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nızı bir kez daha kutluyorum.

Hepinize saygılarımla...

Murat Ontug

http://www.erepublik.com/en/citizen/profile/4493888


Özet:

1. 23 Nisan'ın asıl önemi çocuk bayramı olarak armağan edilmesi değil, milli egemenliğin millet tarafından kullanılmaya başlanmasıdır.

2. Bu tarihte açılan ilk meclisteki milletvekillerinin ceylan derisi koltukları, özel danışmanları, makam arabaları vs. yoktu. Ama her birinde bir okka t...k vardı. Aralarında çok farklı görüşte insan bulunsa da vatanın kurtuluşu için beraber çalışmasını da bildiler.