ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ-6

Day 2,042, 12:07 Published in Turkey China by TURKISH CONQUERER

Öğretmen , çukur gözlerini kısarak ,incecik dudaklarını gererek tısladı: "Bu saatte mi gelinir! Niye zamanında gelmiyorsunuz? Hem bunun benim sınıfımda oldugunu kim söyledi?"
Yıldız hanım'ın kafasından aşağıya soğuk sular dökülmştü sanki.Boyle bır başlangıç asla beklemıyordu şaşkınlıkla geveledi:"Hocam bugün okulun ilk günü olunca,nasıl yaparız bilemedik...Yıne de kusura bakmayın dersınızı bolduysek.İsterseniz bekleyelim!"
Yıldız hanım tatsızlıkları hiç sevmezdi. Hassas yapısı sebebi ile kimsenin kırılmasını istemez, ne olsa hep içine atardı. Yıne oyle yaptı ve ustelemedı. Ancak öğretmen üzerinde bunların hiç bir etkisi olmadı,sesinin şiddetini arttırarak devam etti: "Neyi bekleyeceksin sen? Anlamadın galiba, sana benim sınıfımda oldugunu kim söyledi bunun?Baksana şu sınıfa sen, birsürü öğrenci var!Git başka sınıfa ver!" diye bağırarak sınıfın ıcıne cekıldı ve kapıyı hırsla carptı!
Kucuk Engin, çok korkmuştu!Yıldız hanım'ın elini sıkısıkıya tutuyor ve yuzunu annesının tuttugu elının arkasına gızleyerek,aradan tek gözü ile olanları izliyordu! "Anne ben okula gitmek istemiyorum..." diye hafifçe mırıldandı..."Ne olur anne, gidelim!"
Yıldız Hanım,ne oldugunu ,neden boyle oldugunu hıc anlamıyordu.Okula geldıklerı andan ıtıbaren yaptıklarını gozden gecırdı,acaba nerede hata yapmışlardı? Yukarıda gorevlı memur, dogrudan kendılerını buraya gondermıstı ıste...Hem listede de adı vardı cocugun...Peki problem neydi? Hem kim canından çok sevdiği oğluna,hangi hakla "bu" diyeseslenebilir ve hangi hakla onu bu şekilde kovabılırdı?
Yıldız hanım her sanıye bıraz daha sınırlenıyordu! Sonunda olan oldu ve buyuk bır öfke ile kapıyı tekrar çaldı! Terbiyesi ,ancak bu kadarını yapmasına ızın verıyordu!
Öğretmen kapıyı hışımla açtı! "Ne var yine? Sen laftan anlamıyor musun?" diye haykırdı ...
Yıldız hanım, bir öğretmenin yüzüne, birde içeride korku ıle sıralarına sınmıs cocukların, sarı ampullu tavanın o loş ışığı ile korkudan daha da sararmış yüzlerine baktı...Bogazına birşey düğümlenmişti sanki! "Çocukların önünde olmaz!" diye içinden geçirdi ve bütün gücüyle kendini tutmaya çalışarak konuştu "Bakın hocam!Çocuklar korkacak.Lütfen sadece bir dakika koridorda konuşabilir miyiz?"
Öğretmen,Yıldız hanım'ın o anki görüntüsünden mi, ses tonunda ki öfkenin yoğunlugundan mı bilinmez,hızlı adımlarla dışarı çıktı.Yıldız Hanım usulca kapıyı kapattı çocuklar duymasın dıye ve başladı konuşmaya:
"Sen Hocam! Benimle bu şekilde konuşamazsın!Saygısızlık yapamazsın!Benim çocuğuma bu,şu gibi kelimeler ile seslenemezsin! Sen bu ülkenin bir okulunda, benim çocuğumu okutmak zorundasın!Şimdi bu çocuk içeri gelecek ve yerine oturacak!Yoksa, sen bilirsin!"
Öğretmen kısık gözlerini daha da kısarak sordu: " Siz Mardin'den geldiniz değil mi?"
Yıldız Hanım'ın hıc beklemedıgı bır soruydu bu.Afalladı:"Evet, neden?"
Öğretmen devam etti:"Şu konusmana bak önce!Zaten buradan anlaşılıyor! Daha doğru dürüst türkçe bile konuşmadan,geliyorsunz buralara!Sonra da hak mı arıyorsun karşımda! Ben sınıfımda problemli çocuk istemiyorum kardeşim! Sizinle mi uğraşacağım ben bu yaşta! Almıyorum! Git bildiğin yere şikayet et!Bir daha da beni rahatsız etme!" dedi ve içeri hızla geçerek ,sınıfın kapısını çarparak kapattı!
Yıldız hanım, Engin ve Sessiz koridor!
Yıldız Hanım'ın gururu ilk defa bu kadar kırılıyordu! Kendini sıktı,sıktı,sıktı...
Olmadı ama...İki damla yaş yanaklarından sessizce süzüldü ...