Türkiye- Göç Sorunu ve İslam
Guide in Town
Bugün gündemde olan ve televizyonda sözde tartışıldığı düşünülen göç sorununa ciddi anlamda çözüm üretilebiliyor mu ? Ya da meseleyi günü birlik çözüm yollarıyla kapatmak deyim yerindeyse borudan sızan suyu bantla kapatmaya mı çalışıyoruz ?
Ben henüz takip ettiğim kadarıyla meseleyi kökten çözecek bir fikir ve beyan şuana kadar ne iktidardan ne mualif kanattan göremedim. Tamamen siyasi çıkar ve menfaat uğruna ağızlarda gevelenen laflardan öteye gidemiyor kimse.
Oysa sorun nerede?
Göç dalgasına baktığımız da %90 oranında nüfus Islam ülkelerinden gelmektedir. Yani Ortodox , Katolik Avrupa ya da komşu Balkan ülkelerinden mi bir göç var ?
Yani sorunun temel kaynağı Islam dini mi ?
Yakın tarihli Suriye, Afgan, Irak, Somali ve diğer Afrika göçlerine baktığımız da Müslüman ağırlıklı bir toplumun farklı ülkelere daha iyi koşullarda yaşamak için göçtüğünü görüyoruz.
Bu ülkelerin ortak özellikleri nedir ?
Evet tahmin edebiliyorsunuz. Siyasi istikrarsızlık, darbeler veeeeeeeeeeeeeeeeee bizim meşhur Rusya ve Amerikamız.
Bundan tam 1400 yıl önce Arap çöllerinde bir kitap indirildi adı Kuran-ı Kerim. İnanır ya da inanmazsınız, Kuran'da zaten açık ve net olarak ifadeler mevcut. Herkes kendi hayatını, kendi inancını yaşar.
Kuran Arap coğrafyasına indiği vakit, dostane, herkesin bir birini sevdiği saydığı, gül gibi geçinip gittiği bir ortam hiç bir zaman olmadı. Bugün ülkemizde olduğu gibi o zamanda büyük aşiretler mevcuttu ve bu aşiretler arasında büyük kan davaları vardı. Cahiliye devri, insanın diğerini rahatça öldürebildiği, akıl ve mantık dışı türlü uygulamarın rahatca yapıldığı bir dönemdi.
Hz. Peygamber böyle bir ortamda aşiretleri birleştirdi, barış ve huzur ortamı sağladı. Kan davalarını bitirdi ve bir çok ülkeyi, halkı İslam dinine davet etti. Peki sonra ne oldu ?
Hz. Peygamber öldükten sonra aşiretler tekrar bir biriyle didişmeye ve İslam liderliğine girişti.
Halife Osman ve Ali öldürüldü. Ali'nin çocukları, Peygamber torunları katledildi. Yezid Kabe'yi ve Mekke'yi sözde İslam adına ateşe verdi.
Emevi Devleti bu zamanda kuruldu. Mezhepleşme ve ayrışma bu dönemde başladı. Hadisler yazılmaya çizilmeye başlandı.
Mantıken bakıldığında kendi mezhebini ön planda tutmak ya da popüler kılmak için hadisler uydurulmuş olması sizce de normal değil mi ? Bugün zaten " Yok canım bu kadarını da Peygamber söylememiştir " dediğimiz hadislerin ortaya çıktığı, fıkıh kitaplarında konu alınan bir sürü kurgu yine bu dönemde ortaya çıktı.
Yıllar geçtikçe de İmamlar, Fıkıh Alimleri İslam Tren'ine akıllarına gelen bir sürü başka yükler yüklediler. Bugün bu Tren taştı ve artık bu yükü kaldıramaz hale geldi.
Bugün insanların İslam karşıtlığının asıl nedeni gerçek İslam'ın yer yüzünde tecelli bulmamasıdır.
Ben bir Müslüman olarak;
- Güzel söz söylesem
- Dedi kodu yapmasam
- Namazımı kılıp zekatımı versem
- Haram a el uzatmasam ve bakmasam
- Bana iyilik yapana ben gücüm yettiğince karşılık versem
- Hoş görülü olsam
- Ve her şeyden önemlisi, Müslüman olmayan birine sırf inanmadığı için zulüm etmsem, kötü söz söylemesem ve onun gönlünü, kalbini kazanmaya çalışsam.
Kim benim dinimi ya da yaptığım bu işleri kötüleyecek ?
Asıl İslam Kuran-ı Kerim'in içersindedir ve 1400 yıldır insanlar gereksiz yere bu dinin içersine İslam'ı hantallaştıran yükler yüklemişlerdir.
Bugün Dünya'da bir tek İslam modeli olmalıdır. Kuran-ı Kerim bozulmamış bir kitaptır ve ayetleri çok açık nettir.
Sunni ve Şii gibi saçma sapan mezhep ayrılıkları olmamalıdır ki bana göre bu dinin asıl düşmanları ben şuyum buyum ben şu imamın peşinden gidiyorum diyenlerdir. Bugün bana Sünnimisin Şii misin diye sorduklarında ben Müslüman'ım kitabım Kuran diyebilmeliyiz. Emevi devri İslamdan kendimizi soyutlaştırmalıyız.
İslam Ülkeleri mutlak suretle tek bir Din çatısı altında birleşmeli ve Kuran-ı Kerim i Hz. Peygamberi modern dünya ya adapte etmelidirler.
Kuran'da hiç bir suretle silahla cihat yapın diye açık bir ayet yoktur. Gerçek anlamda cihat bu birliği bozacak kişi ve ülkelere karşı yapılmalıdır.
İslam Birliği'nin kontrolü altındaki hiç bir toprak parçasına, Rusya, Nato , Amerika gibi ülkeler ayak basmamalıdır. /b]
Emevi döneminden günümüze kadar devam eden Liyakatsizlik uygulamar son bulmalı ve katı kurallarla yasaklanmalıdır. Torpil gibi kavramların İslam dininde yeri yoktur ve bu tür eylemler ciddi cezaya tabi tutulmalıdır.
Özetle, İslam özüne döndüğü vakit sadece biz değil, bütün dünya huzura kavuşacaktır. Göçleri önlemek için de Sömürgeci zihniyeti İslam coğrafyasına sokmayacaksın.
İslam devletleri birleşmeden, tek saf bir dinin ve kitabın peşinden gitmediği sürece, göçler, darbeler, siyasi istikrarsızlık devam edecek. Devletler yıkılacak yerlerine yenileri eklenecek. İnsanlar kötü yöneticiler tarafından yönetilmeye devam edecekler.
Bu demek değilki kendimizi Dünya'dan soyutlayacağız ? Aksine Dünya'dan kendimize çeki düzen vermemiz ve yeni sistemi dünya hayatına entegre etmek için müsade isteyeceğiz.
Hadi birazcık tartışalım ve yorum yapalım.
Comments
Pirinc efem
Successfully transferred 99 item(s) to Juradi.
ikinc
Sorun dinin kendisinde değil de farklı yorumlanmasında diye anladım. Bu görüşe ben de katılıyorum. Taliban isid gibi örgütler radikal söylemler sayesinde kendilerine rahat militan toplayabiliyorlar. sen ben bilinçli insanlarız demek ki beni afedersin s.kseler bu adamlar bu fikirler uğruna savaşmam. Ama bu terör örgütlerinin peşinden giden insanlar ne zaman bilinclenir, ne zaman çarenin onlarda olmadığını görür, radikal düşünceleri ne zaman bırakır, onu bilmiyorum ve bırakacaklarını da hiç sanmiyorum maalesef. Belki yüzyıllar sonra.
Güzel konu.
Değindiğin liyakat-torpil hususu da dikkatimi çekti. Yanlış biliyorsam düzeltiniz; Osmanlı zamanından beri bu liyakatsizlik mevcut olup günümüzde de alenen devem etmektedir. Buradaki zavallılık ben kimim de bu konuma geldim diyemeyenler ile filan kişi bak nasıl ya yükseldi deyip takdir edenler ve bunu görüp ses çıkaramayanlardır.
Bunların temelinde de aç gözlülüğün yattığını düşünüyorum; 50 bin liralık arabam var 200 binliğe bineyim. Bir evim var, 5 tane daha olsun...vs düşüncesi ile rüşvetin kabulünü ve hak edilmeyen makamın getirdiği servet aç gözlülüğü körüklüyor.
[removed]
Lenin 1905'te demiş ki;
Din, bütün hayatı boyunca emek sarf eden ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir. Din, başkalarının emeğinin sırtından geçinenlere ise, bu dünyada hayırseverlik yapmayı öğreterek, sömürücü varlıklarının karşılığını pek ucuza ödemek kolaylığını gösterir ve cennette de rahat yaşamaları için makul fiyatlı bilet satmaya bakar. “Din halkın afyonudur.” Din, sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir.
Lenin sevdiğimiz, görüşlerine değer verdiğimiz bir abimizdi. Lakin bizim dinimiz de inen ilk vahiy " Oku " diye başlar. Okuyan, öğrenen, sorgulayan toplumlar kendilerini geliştirir. Bilimde, sanatta, kültür olarak ileri seviyede bulunurlar. Böyle toplumlarda ezilmek, zulmedilmek, haksızlığa uğramak ya da bir biri üzerinden geçinmek, din tüccarlığı yapamak ya da cennet alıp satmak mümkün olmaz.
Okumayan insan Lenin'in tezine örnek olmaya mahkumdur.
Geldiğimiz noktada din adına yapıldığı söylenen her şeyde ezilmek, zulmetmek ve haksızlığa uğramak varsa zaman Lenin'i haklı çıkarmış demektir.
Harika bir yazı.
Göç meselesinin sebeplerine ilave olarak:
Uzun yıllar boyunca, Avrupa ve Amerika'dan kalkıp giderek, dünyanın bir çok ülkesini sömüreceksin, adamların ülkelerini yaşanmaz hale getireceksin, sonra da dönüp, İsviçre'de, Almanya'da, İngiltere'de, İtalya'da bir elin yağda bir elin balda yaşayacaksın. Yok öyle yağma!
Adamlar da her türlü yolla gelip kapına dayanır. Çünkü kalsa da rahat huzur yok. Madem sen benim ülkemi yaşanmaz hale getirdin, ding dong, ben geldim 🙂
Türkiye'ye gelenlerin sebebi bunlar değil, sebep tarihi miras.
Mazlumun umuduyuz.
Türkiye'ye gelenlerin ilk hedefi de ilk fırsatta başka yere atlamak.
Moğol istilası sonrasında dünya üzerindeki İslam toplumu ne yazık ki bilimsel ve felsefi alanda eski gücü ve itibarını tekrar yakalayamadı;istila sonrasında bir ve diri olmak,tekrar eski itibara dönebilmek adına "ümmet" anlayışına "müslüman müslümanın kardeşidir" anlayışına yanaşmayıp birtakım menfaatlerin doğurduğu yanlış yorumlamalarla birlikte dışarıdan yediğimiz darbeler yetmezmiş gibi kendi kanımızı akıtmaktan da geri durmadık.Bunun çözümü ise senin de yazıda belirtmiş olduğun üzere "ben şunun takipçisiyim sen bunun takipçisisin" gibi cümlelerden uzaklaşıp "biz müslümanız" diyebilmekten geçiyor.
Hiçbir topluluğun diğer toplumlar üzerinde tahakküm kurmadan yaşayabilmesi ve bireysel fikir ve davranışların tam anlamıyla hür tutulabilmesi için çalışmak bugün uğrunda uğraş verebileceğimiz yegane hedefler olarak görünüyor.
Umarım kısa ömrümüzde bu yolda birtakım ilerlemeler görebiliriz.
Tartışacak bişey yok..biz tartışırken birbirimizi pışpışlarken malı kapan goturuyor ulke elden gidiyor biz ancak aramizda fisilti ile konusuruz..konuşma tartişma olabilmesi için tam bagimsiz ozgur ve demokratik bir ortam olmali yoksa gerisi aramizda fisildayip sonra her turlu ranta rusvete torpile ses cikarmayip gormezlikten gelmekle ibaret kalir.. evi yanana hazir ateş varken al bir keyif çayi iç diye kafasina çay fitlatan zihniyetten kurtulup bunlari yargilayip en agir cezalari vermedikce bu ulkede yorum ve tartişmalara kapaliyim
Şuan pek gündeme gelmese de Lübnan'da büyük bir çöküş yaşanıyor. Beyrut bir dönemin Paris'i, bugün kaosla mücadele ediyor.
Hırsızlık, liyakatsizlik, Arap sermayesinin ülke dışına çıkarılması bugün ülkeyi bitirme noktasına getirdi.
Sonuç olarak Lübnan ı da yakında kaybedicez. Belki yeni bir göç dalgası, yeni sözde İslamcı terörist gruplar ortaya çıkacak. Ucu bize dokunur mu yakın gelecekte görücez.
o7 Sekizinç efenim 😁 😁
Belki de dinler cozum degil sorunun kaynagidir?
Olabilir tabi ama realistik olarak baktığımızda 2050 yılında Islam dünya popülasyonunda Hıristanlık ile eşit seviyeye gelecek. 2070 ve sonrasında Müslümanlık diğer dinlere oranla daha yayın hale gelecek. Yani haydi dinsiz bir toplum yaratalım demek yerine mevcut dini gerçek anlamda yaşamaya çalışalım demek daha tutarlı olur.
1. Bilgiye erişim kolaylastikca, egitim seviyesi yukseldikce dindar insanlarin sayisi azalir. (Her din icin gecerlidir) Gunumuzde bunun aksi mumkun degildir.
2. Sayi esitlenecek diyorsun, insanlar akin akin din değiştirdiği için mi esitlenecek yoksa tavsan gibi uredigi icin mi?
3. Sayi ile ustunluk kurulabiliyorsa kucucuk Israil nasil oluyor da milyarlarca insana karşı var olabiliyor? Gunumuzde ustunluk sayiyla degil teknoloji ile bilim ile sistem ile oluyor, kuru ve bos kalabalikla degil
dinlerin SİYASETE ALET EDİLMESİ belkide sorunların kaynağıdır... böyle uzaar gider.