Hayat Mı Bu Ulan!
SlenderRocks
Herkes hayatın farklı bir tanımını yapıyor. Kimisi rakı şişesinde kimisi bir Kur'an rahlesinde buluyor hayatın anlamını...
Herkes kendi yaşadığıyla, tecrübe ettiğiyle konuşuyor.
Peki hayat gerçekte ne?
En uzun süre gördüğümüz ve öldüğümüzde gerçeğe uyanacağımız bir rüya mı?
Hissettiklerimiz gerçekliğin kanıtıysa rüyalarımızda da bir sürü fiziksel his ve duygular hissedebiliyoruz.
Benim kafam yanmış sanırım bu sıralarda.
Siz beni boşverin.
Sizce hayat nedir?
Comments
hayat güzeldir!
yanma sen, daha kapitalistleri ve faşistleri yakacağız
Hayat sen onun olmasını istediğin şeydir. İstersen yardımsever, olumlu ve iyi birisi olursun, hayatın mutluluğunu yaşarsın, istersen de önemli zannettiğin bir şeyin peşinde koşarsın, koşarken neden koştuğunu, kim olduğunu unutursun. Bir şeylerin peşinden koşmak değil, önemli olan el üstünde tuttuklarını unutmamak ve anın içerisinde olabilmektir. Her yaşadığın duyguyu tamamen hissetmeli insan. İçki, sigara ise sadece erteleyicilerdir bilinçaltındaki suçluluğun. Önemli olan bu duygularla yüzleşmektir. Yoksa içi boş bir cevize döner insan, en küçük bir düşüşte çatlar ve bin parça olur.
Güzel bir cevap dostum!
Hayat, sevince güzel 🙂
Sevince tatlı günler
bir kuşu kelebeği
o7
Hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir.
Planbozandır hayat.
hayat yoktur
Yaşamak buysa üstü kalsın
- mc pötürgeli kayısı
asdfasdf
Hayat bilinçtir yani benlik duygusudur farkında olmaktır. Bu nedenledir ki acıyı üzüntüyü endişeyi ve kederi vb. olumsuz duyguyu çok sık yaşarız. Yani diğer canlılardan zeki olmanın en büyük handikapı bu. Geberince ne olacak sorusunu ise hiç sormayın boşuna beyninizi yakarsınız
hayatın genel ve özel tanımı vardır.
özel tanım her canlının varoluşundan yokoluşuna kadar geçen süredir.
genel tanım her canlının kainatta yarattığı bütündür.
güzel kısmı her hayat son bulacakken, hayat hiçbir zaman yok olmayacak.
özel tanım üzerinden yola çıkarsak nasıl yaşamalıyız? canımızın istediği gibi, ilkel dürtülerimizle. çünkü doğadaki hiçbir canlıdan düşünmek dışında bizi ayırabilen elle tutulur gözle görülür başka bir özelliğimiz var diyemeyiz. o zaman, karnını doyur, barınacak kafanı sokacak bir delik bul, kafasını sokacak bir delik bul yani üre.
bu kadar basit.
tişikkirlir sipirmin.
Asalım güzelleşelim.
“insan bir et parçası olarak geldiği şu dünyadan mezarlık gübresi olarak mı gidecek? bütün sevinçler ve üzüntüler birer abartı mıydı? hiç manevra kabiliyeti yok mudur insanın? şu morgda yatan zavallı mesela. doğmayı o seçmemişti. ölmeyi de istemedi. iteklenerek girdi bir kapıdan, kıçına bir tekme yiyerek bir başka kapıdan dışarı çıktı şimdi. iki kapı arasında geçen zaman onun eseri olabilir mi? başını ve sonunu seçmediği yaşamını farklı ve özel yapabilecek ne kaldı geriye? rolex marka saati mi? kokmuş çoraplarını bile çıkardılar. ölüm ne acayip ülke, yolcuların kredi kartları ve iç çamaşırları gümrüğe takılıyor.”
jean-paul sartre
varlık ve hiçlik'ten alıntıdır.