ISMET INONU GERCEGI !
HAC0GUZ
SORANLAR, SORGULAYANLAR OKUSUN.
Papağanlar ise onlara ezberletilen masalları tekrar etmeye devam edebilirler
Alıntıdır
"Milletine güvenmeyen bir anlayışın tohumlarını ektiğini, bu nedenle İsmet İnönü’nün enteresan bir prototip olduğunu söyleyen Mustafa Armağan, onu yaşayan bir geleneğin başlatıcısı olarak tanımlıyor. “Milletine güvenmediği için sürekli baskı ve kontrol altında tutmak isteyen anlayışla iktidarını korumayı görev bilmiş kaba bir despot portresi çıkıyor ortaya” diyen Armağan, kitapta sadece tarihte ne olduğunu değil, bugün son sezonunu oynayan siyasi bir anlayışın başlatıcısı bir insanı incelemeye çalıştığını ifade ediyor.
Prof.Dr. Mustafa Armağan ile Ketebe Yayınlarından çıkan yeni kitabı "BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE İSMET İNÖNÜ GERÇEĞİ’ni ve İnönü dönemi CHP’sini konuştuk.
İsmet İnönü nasıl biriydi, portresini çizdiğimizde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
İsmet İnönü’nün askeri kariyerini bir yana bırakırsak, siyasi tarihimizde 50 yıllık bir yeri var. 1922’den 1972’ye kadar devam eden bu siyasi etki, bence bugün bile devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle çekirdek bir kesiminde hala İnönü zihniyeti yaşıyor.
Burada Atatürk’ten bağımsız ele alamayacağımız 1922-1938 arası bir dönem var. Bu dönemde ikinci adam gibi görünmekle birlikte, Lozan, başbakanlık dönemi ve 1930’lar itibariyle bir başbakandan çok daha fazlası, cumhurbaşkanının pozisyonuna da ortak olmuş bir İnönü resmi görmeye başlıyoruz. Kemal Karpat’ın deyişiyle 1935 yılından itibaren Atatürk’e dahi “Bizim dediğimizi yapmazsan seni Cumhurbaşkanı seçmeyiz” tehdidinde bulunabilecek bir pozisyona ulaşmış bir İnönü’den bahsediyoruz.
Atatürk ona Lozan’dan itibaren, “iyi bir ikinci adam” bulduğu kanaatiyle çok prim verdi. Kaldı ki İstiklâl Savaşı yıllarında birçok hatasının üzerini kapattı. Eskişehir-Kütahya muharebeleri büsbütün bir faciadır. Bütün bunların üstünü Atatürk kapattı. Atatürk’e gebe kalmış olan İnönü, onun dediğinin dışına çıkmamayı bir hayat prensibi haline getirdi. Fakat her zaman bu ikinci adamlardan korkmak gerekir. Çünkü yavaş yavaş tam güven verdikleri o birinci adamın altını oyarlar. İkinci adamlar, kendi geleceklerini nasıl garantiye alacaklarının hesaplarını bu süre içinde yapmak durumundadırlar.
İnönü, 1920’lerin sonunda inkılaplar bitip de rejimin oturtulması sürecinde, Atatürk’ün dil-tarih konularına yönelmesini fırsat bilerek, teşkilatı ve idareyi özellikle de askeriyeyi kendi eline alma hesapları yaptı. 1938’de İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesi sürpriz değildi çünkü altyapıyı hazırlamıştı. Ondan başka kimse bu kadar organize ve teşkilata hâkim bir pozisyonda değildi. Onun seçilmesinden başka çare yoktu.
ATATÜRK’ÜN KADROSUNU TASFİYE ETTİ
Cumhuriyet’in kırılma noktası 1935. Bu dönemde Türkiye iç ve dış politikada bir yol ayrımına girdi. Dış politikada da Türkiye yavaş yavaş Kıta Avrupası ekseninden İngiltere-Fransa eksenine dönmeye başladı. İnönü, eski Kıta Avrupası ekseninde kalmayı tercih ediyor, Atatürk Anglo Frank eksenine kaymak istiyordu. İçeride partiye ve gruba egemen olan İnönü, onun karşısında Atatürk’ün arkadaşları dediğimiz Huzur-ı Mutat Zevat arasında bir restleşme başladı.
1930’lardan itibaren hazırlanan İnönü, 1939’da yaptığı seçimle Atatürkçü diyeceğimiz kadroyu hem iktidardan hem CHP’den tasfiye etti. Şükrü Kaya ki, Atatürk döneminin neredeyse değişmez İçişleri bakanı, bir kalemde gitti. Bu da İnönü’nün iktidara hâkim olma noktasında istediği güce ulaştığını gösteriyor. Bu güç, 1972’ye yani Ecevit tarafından devrilene kadar en azından halk partisi içinde devam ediyor.
Atatürk sonrası İnönü portresi nasıl peki?
İnönü hiçbir zaman atraktif ve kendisinden beklenmeyen şeyi yapan bir lider olmadı. Atatürk ani bir karar verir, statükoyu başka bir yöne çevirebilirdi. Harf inkılabında olduğu gibi. Kimse o kadar hızlı bir hareket beklemiyordu. 3 ay içinde “ya olacak ya olacak” dedi ve yaptı. İnönü her zaman ihtiyatlı, hiçbir zaman riske girmeyen kendisini, pozisyonunu ve iktidarını tehlikeye atmayan bir yapı içindeydi. Bu statükocu zihniyet, İnönü devriyle birlikte 1950’ye kadar hâkim oldu. Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı ve sonrasında içine kapanan ve atalete sevk eden bir döneme soktu.
Kitapta da önerdiğim resim bu. İnönü bir kere kendinden emin olmayan ve kimseye güvenmeyen bir karakter, onun için aşırı ihtiyatlı. Ulus gazetesinde yayınlanan hatıralarında diyor ki “2. İnönü muharebesinde bir dağılma oldu. Bursa tarafından asker ve köylüler İnönü’ye doğru gelirken onlardan bir kafileyi durdurdum ve şunu söyledim ‘Bakın, padişah düşmanınızdır, 7 düvel düşmanınızdır, bilin ki millet de sizin düşmanınızdır’ dedim” diyor. Millet askerin nasıl düşmanı olur? Milletine güvenmeyen ve güvenmediği için sürekli onu baskı ve kontrol altında tutmak isteyen anlayışla iktidarını korumayı görev bilmiş kaba bir despot portresi çıkıyor ortaya. Milletini düşman bilmeyen bir anlayış, bu dönemde çok daha başarılı işler yapabilirdi.
CHP’NİN YAPACAĞI İYİLİK KENDİSİNİ KAPATMASI
Peki, İnönü partisi CHP’yi kapatmak istedi mi?
Bu konu Bilinmeyen Yönleriyle İsmet İnönü Gerçeği kitabımda yeniden gündeme geldi. Necip Mirkelamoğlu “İnönü Ecevit’i anlatıyor” kitabında belgelerini yayınladı. İnönü, 1972 yılında Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığından düştükten sonra partinin kendi tüzüğüne ve kendi teamüllerine ihanet ettiğini, kapatılması gerektiğini etrafına yayıyor. Kendisiyle beraber olan milletvekilleri dilekçelerle Anayasa Mahkemesi’ne başvurup Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması için birtakım girişimlerde bulunuyor. Dilekçe örnekleri kitapta mevcut. Partinin kapatılmasını ciddi ciddi düşündü ve bir ekibi harekete geçirdi. Başarıya ulaşmadı ve o kadar da uzun yaşayamadı.
Halk partisi gibi bir partinin genel başkanlığından düşmek ona ağır geldi ve gitmemek için uğraştı. Ecevit’e genel başkanlığı kaptırmamak için bir sürü oyun çevirdi. Düştükten sonra da bu defa dönüp kendi partisini kapattırmak gibi bir girişimde bulunması, İnönü’nün asla affedilemeyecek korkunç iktidar tutkusunu, “Ben yoksam benden sonra tufan” anlayışını kuvvetle savunduğunu gösteriyor.
Kendi iktidarı dışında her şey düşman olabiliyor. Psikologlar ve tarihçiler bu ruh halinin ne olduğunu ortaya çıkarmalı. “Türkiye’yi biz kurduk gerekirse bizi batırırız” diyen anlayışın Cumhuriyet Halk Partisinde hala ne kadar etkin olduğunu görüyoruz. Çözüm sürecinde hükümete, “Ülkeyi PKK’ya peşkeş çekiyorsunuz” diyenler şimdi onlarla seçimlerde aday bölüşüyor, il bölüşüyor ve bunda da bir sakınca görmüyorlar. Yeter ki iktidar olsunlar, yeter ki kendi güçlerini kaybetmesinler.
İnönü’den sonra güçlü bir CHP var mı?
İnönü döneminin gücü mümkün değil. 1934 ve 1935’lerde devlet Cumhuriyet Halk Partisi’ni içine alıyor. CHP’de devleti kendisine bağlıyor ki 1950’de seçimleri kaybedip de muhalefete düşünce, devlet malını ve parti malını ayırmak Demokrat Parti’nin yıllarını aldı. Halkevi dediğiniz binaları devlet yaptırıyor ama CHP’nin mülkiyetinde. Kendisini devlet olarak gören bir parti var. İş Bankası hisseleri gibi mülkiyet meseleleri yaşandı o dönemde.
CHP, çok partili hayata geçildikten sonra tek başına iktidara gelemedi. 1973 ve 1977’de çoğunluğun partisi haline gelmekle birlikte bir iktidar dönemi yaşayamadı. Bugünkü CHP, eski dönemin özlemiyle yanıp tutuşan, “tekrar o tek parti iktidarı elimde olsa da göstersem gününü” türünden bir anlayışla devam ediyor diyebiliriz. “Biz hancı, siz yolcusunuz” anlayışının İnönü ve ekibinden bugünkü CHP’ye miras kaldığını görebiliriz.
Burada bir anlayış zehirlenmesinin sonuçlarını görüyoruz. Parti kendini sistemin dışına itecek. Ancak o zaman İnönü’nün gerçekten öldüğüne kanaat getirebileceğiz. CHP’nin uzatmaları oynadığı kanaatindeyim. 1950 ve 1960’ta böyle olabilirdi ama Türkiye artık o dönemin çok ötesinde. Bir gelişme ve farklılaşma yaşanan Türkiye’ye, CHP’nin verebileceği hiçbir şey kalmadı. Türkiye’ye yapabileceği en büyük iyilik, kendisini kapatmasıdır.
SİYASİ, EDEBİ ELEŞTİRİLER YAPILMALI
Resmi tarihin üzerinde koruyucu bir zırh olduğu için rahatça konuşulup, tartışılabilen bir alan olmamış. Hakkında bilimsel diyebileceğimiz kitaplar, hala bugün bile yazılamamış. Hukuki olarak doktora tezleri yaptırılmalı, siyasi, hatta edebi olarak eleştirileri yapılmalı. Bugüne kadar dört başı mamur bir Lozan kitabı yazılamadı.
Bu konuda tarihçiler suskun olduğu için sık sık Cumhurbaşkanımızın konuşmalarına atıfta bulunmak zorunda kalıyoruz. Tarihçilerin sustuğu bir ülkede Cumhurbaşkanı tarih öğretiyor. Cumhurbaşkanımız, Lozan meselesine şöyle bir formül bulmuştu “Sevr’i gösterip Lozan’a razı ettiler.” Sevr onu ortaya atanların bile uygulanmayacağını bildiği ölü doğmuş bir anlaşmaydı.
Lozan’da İsmet İnönü başarılı olamadı. Başarılı olabilecek ne diplomatik kariyeri ne birikimi vardı ne de dünyada neler olup bitiyor bunu kavrayabilecek bir kapasiteye sahipti. Dolayısıyla orada sağlanabilen şey şuydu, Türkiye’nin bağımsız bir devlet olması güvencesi. Bir de kapitülasyonların kaldırılması konusu dışında öyle dişe dokunur bir başarı söz konusu değil. Elbette bu ikisinin elde edilmesi önemli olmakla birlikte, zaferimizin karşılığı bu olmamalıydı. Bunların hiçbiri başarılamadığı için Lozan’da İsmet Paşa’nın bir başarısından söz etmemiz mümkün değil.
EGE VE KIBRIS’TA ÇOK YANLIŞ YAPILDI
İnönü’nün Yunanistan ilişkileri nasıldı?
1930 yılında mübadele meselesi olmuş, Türkiye’den 1 milyon insan gitmiş oradan 300-400 bin insan gelmiş ve bunların sorunları var. Yani bir şeylerin konuşulması lazım ama konuşulmuyor. Başbakan Venizelos ülkeye çağrıldı ve kral protokolüyle karşılandı. Türk-Yunan dostluk anlaşmaları imzalandı. 1930’lu yıllarda Türkiye Yunanistan’a taviz üstüne taviz verdi. Lozan’da verilen taviz, Batı Trakya’nın bırakılması ki yüzde 70’i Müslüman Türk’tür. Yüzde 70’i Türk olan bir yer bizim sınırlarımız içine değilse Misak-ı Milli ne oluyor o zaman?
1936 yılında Yunanistan, Bakanlar Kurulu kararıyla Ege’deki karasularını 3 milden 6 mile çıkarıyor. Bu 6 mil bizim kara sularımızın içine kadar giriyor, hatta geçiyor. Türkiye 1936 yılında buna tepki vermiyor çok ilginç. 1936’dan 1964 yılına kadar ses yok Türkiye’den. Ege ve Kıbrıs konusunda arka arkaya o kadar yanlış yapıldı ki Türkiye şu anda o yanlışlardan bir doğru çıkarmaya çalışıyor. Kolay bir mesele değil.
2. Dünya Savaşı başladı, bu tarihte 12 Ada İtalyanların elindeydi. Türkiye’ye teklifte bulundular İtalyanlar “bunları biz sizden almıştık, gelin İngilizler işgal edeceğine siz alın” dedi. Ankara’dan verilen cevap bizim “yabancı topraklarda gözümüz yok” oldu. Hitler baktı ki Ege’de üstünlüğü İngilizler ele geçirecek, bunun üzerine komandolarını gönderdi ve 12 Adayı onlar işgal etti. İtalya gidiyor, Almanya geliyor komşu değiştiriyoruz ama bizden çıt yok. Bu sefer ne oldu, Alman adaları oldu 2 yıl. 1945 senesinde de Hitler yenilmeye başlayınca bize teklifte bulundu. Bu sefer Almanlar “gelin biz gidiyoruz bunlar sizin. Siz İtalyanlara vermişsiniz onlar da yok gelin bunları İngilizler ve Yunanlar almadan siz alın size devredelim” diyor. Ankara’dan yine aynı cevap “bizim yabancı topraklarda gözümüz yok.”
İnönü konusu bitmez, kapağı daha yeni açılıyor. Üzerinde düzgün bir çalışma yok. Şevket Süreyya’nın 3 ciltlik “İkinci Adam” adlı kitabı dışında doğru düzgün bir çalışma yok.
İnönü dosyası epeyce kabarık olmakla birlikte, yeterince işlenmiş ve yoğrulmuş bir konu değil. Bu kadar yakın bir dönemde yaşamasına rağmen malzemeleri toparlayamıyoruz. Kitapta 1. Dünya Savaşı’nın sonunda ki Birüssebi yenilgisinden başlayarak, İstiklal Savaşı yıllarındaki başarısızlıkları, arkasından Lozan ve Lozan’daki tereddüt, beceriksizlikleri, başbakanlığı ve daha sonra cumhurbaşkanlığı döneminde yaşananlar, 1946 seçimleri, Boraltan Köprüsü faciası ve ondan öncesinde Nazilerin Sovyetlerden esir aldığı Türkiye’ye sığınmak isteyen Türk soydaşlarımızın içeri alınmaması ve Stalin’e teslim edilmesi olayından vefatına kadarki dönemi anlatmaya çalıştım."
GERÇEK HAYAT DERGİSİ'nden aynen iktibas edilmiştir.
http://www.gercekhayat.com.tr/roportaj/inonu-kaba-bir-despottu/
OKUMAYI SEVMİYORUM DİYENLER BU VİDEOYU İZLEYEBİLİR
Comments
pirinç
1000 nesne GrimmjowJJaquez adına başarıyla transfer edildi
okumadım. türk siyasetinde milyon tane kötü siyasetçi varken akplilerin inönü nefretini anlamakta güçlük çekiyorum. aslında çekmiyorum da neyse.
boş zamanımda okurum.
ama bu satırları yazarken şu paragraf dikkatimi çekti.
"2. Dünya Savaşı başladı, bu tarihte 12 Ada İtalyanların elindeydi. Türkiye’ye teklifte bulundular İtalyanlar “bunları biz sizden almıştık, gelin İngilizler işgal edeceğine siz alın” dedi. Ankara’dan verilen cevap bizim “yabancı topraklarda gözümüz yok” oldu. Hitler baktı ki Ege’de üstünlüğü İngilizler ele geçirecek, bunun üzerine komandolarını gönderdi ve 12 Adayı onlar işgal etti. İtalya gidiyor, Almanya geliyor komşu değiştiriyoruz ama bizden çıt yok. Bu sefer ne oldu, Alman adaları oldu 2 yıl. 1945 senesinde de Hitler yenilmeye başlayınca bize teklifte bulundu. Bu sefer Almanlar “gelin biz gidiyoruz bunlar sizin. Siz İtalyanlara vermişsiniz onlar da yok gelin bunları İngilizler ve Yunanlar almadan siz alın size devredelim” diyor. Ankara’dan yine aynı cevap “bizim yabancı topraklarda gözümüz yok.”
işte bu yüzden sizin pislik ideolojiniz batsın diyorum. akpnin çok değerli vasıfsız "arşiv görevlisi" daha geçen gün propaganda yapmak için bunun mektubunu paylaştı. hatta akılsız herif "adaları almamışlar yeaa" diye propaganda yapacağını düşündü.
bakın bu sizin lağım çukuru medyanız olan haberler.com dan, şimdi aldım ss'i http://prntscr.com/walut0
hitler senin kaşının gözünün hürmetine 12 adayı teklif etmiyor. ben yunanla savaştayım, 12 adayı girin alın ya da ben gireyim size devredeyim diyor.
12 yaşında çocuk aklı kadar beyni olmadığı için ak itlerin, "bize 12 ada verildi inönü almadı" diye propaganda yapıyor.
mektupta da açıkça belirtildiği gibi 12 adanın kayıtsız şartsız alınması kabul edilmiştir ancak 12 ada için türkiye'yi 2. dünya savaşında kendi saflarına katmak isteyen almanlar bu hususta reddedilmiştir.
hayatınız yalan iftira.
fetö alışkanlıkları onlarla kucak kucağa olduğunuz süre boyunca içinize işlemiş, bayraklı taşıyorsunuz
https://images.app.goo.gl/nSueuZwHHV9zymU57
https://twitter.com/mustafarmagan/status/1342250360543584256?s=08
klasik akp, fetö zihniyeti.
benim eleştirdiğim nokta adalar konusu, güya yunana peşkeş çekilen.
adam din diyor.
ben diyorum ki, keşke inönü din konusunda başarılı olsaydı da fetöcü o.cocukları kucaklarına aldıkları diger o.cocuklarıyla bir olup ülkenin anasını bellemeseydi.
keşke insanımız din sömürüsyle kandırılıp badelenmeseydi o tarikatlarda.
keşke din adı altında arap emperyalizminin kontrolüne girmiş arapperestler, ülkesi için yıllarını vermiş bir komutana dil uzatacak derecede vatan hainliği göstermeseydi.
Kim ki din düşmanıdır, benim de düşmanındır, nokta.
"türk siyasetinde milyon tane kötü siyasetçi varken......"
İsmet İnönü, kötü siyasetçi değildir, bilakis "iyi" siyasetçidir ama maalesef, alçak, şerefsiz, hain, korkak, habis bir siyasetçidir.
peygamer diye taptığınız adamın ülkeye gram faydası yok, chp korkunuzdan ve g*t sancınızdan vatansever bir komutana demediğinizi bırakmadınız.
şaşırmıyorum dediğim gibi arapperest, fetöcü, amerikancı vatan hainlerisiniz. neyse ki sizinle aynı kafada olan satılmışlar bile "deizm yükselişte" diye bir tarafını yırtıyor.
10 seneye zihniyetiniz kül olacak.
peygamberin ülkeye nasıl faydası yok krdşm o kadar milyon insan nasıl cennete gircek, hürrem badelicek. din olmazsa bu halkı nasıl cahilleştirip kolayca yönetebileceksin? istirhak ederim taassuf ve tasavvur ederim. lütfen laflarınızı iyi seçin.
Direk bu linki koysaydın yeterliydi
http://www.gercekhayat.com.tr/roportaj/inonu-kaba-bir-despottu/
Kendin yazsaydın çok daha beğenirdim
gerçi sona dipnot koyulmuş, acele yazımdan muzdaripliğimi iktishar eder, şen geceler dilerim
Teşekkür ederim, bilmukabele
Ahahahahaha.
2-3 paragraf zorlayarak okuyabildim. Ne anektotlara, ne tirnak isaretleri icindeki ifadelere, ne de yargilara atif vermemis. Dahasi, zaten makalenin sonunda zaten bir referans/atif listesi de yok.
Bunun anlami sudur. Ya referanslari Fesli Deli Kadir ayarindaki meczuplardir, ki atif yapmaya utaniyordur. Ya da referansi gotudur. Uydurup uydurup yaziyordur.
Buyuk ihtimal, ikisi de birden.
Itin, kopegin, hacoguzun gotunu yaya yaya, gevis getire getire akademisyen olabildigi gunumuzde, yazarin prof olmasi da sasirtici degil.
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldıgimiz devirlerdeyiz.
Bi de unutmadan bir tespit yapalim.
Ataturk'u sevmeyen, ya da Ataturk'un sevmedigi taraflari olan, ama Ataturk'u elestirmekten korkan genelde hincini Inonu'den cikarir. Bu hep boyle olmustur.
Niye baska bir degil de Inonu derseniz, cevabi sagcilik=yancilik vs solculuk polarizasyonundaki konumlanmayla alakali.
Sagin kurucusu Celal Bayar buyuk ihtimal gelmis gecmis en fanatik Ataturkcudur. Ama bu Hacoguzgiller agzini acip tek kelime etmezler adam hakkinda.
xdxdxdxdxdxd
Ben de aynı bunu düşünüyorum. Atatürk'e sövseler amel defterleri kapanır diye İsmetişkoya sövüyolar
Aynı masada Atatürkün önünde oturan adamlardır zaten İsmet İnönüde Celal Bayarda bu mallar badelenmekten beyinleri sulanmış 😃 referans olayı Türkiyede zaten rezalet kimse sorgulamıyor. Herkes gelişi güzel makale yazıyor ne biyografilerden referans var ne tarihi belge var ne meclis tutanaklarından alıntı var salla babam salla
Kesinlikle okumadigim bir yigin zirvalik icerdigine emin oldugum, yazarin ismini gorur gormez kanaat getirdigim bir adet fetocu yazisi..
Bi bitmediniz amk cocuklari..
At yalanini sikeyim inanani; ulke yangin yeri, ekonomi bitmis, iflaslar kapida bunlarda Inonu sakizi agizlarinda.. Inonu siksin topunuzu..
Sen once butun dunyanin ancak 8-9 ayda halkinin %60-70’ni asilayabilecegini soyledigi halde su amin feryadi ne diyor onu soyle amk
“ Koca, günde 2 milyon kişinin, ilk etapta ise toplam 9 milyon kişinin aşılanacağını söyledi.”
Ne demistik, atiyoruz yalanimizi sikiyoruz inanlari.. Feto donmesi zubuk yalakalari..
Mustafa Armağan mı kzkahznabsbdnsx düz Atatürk düşmanı adamdan İsmet Paşa mı öğreneceğiz ahhaahahahaha
Sus lan fetöcü hain şerefsiz
....o/....
Kahrolsun emperyalizm ve yerli işbirlikçileri.
....o/....
Hacoguz,
Nerede senin gibi hain, şerefsiz, oç varsa
Hepinizin anasını skeyim
Hayatınızı sikeceğiz oğlum, son 2-3 yılınız. Alayınızı doğduğunuza pişman edeceğiz!
Önderlerinizin götünden kan alacağız kan, amk fetocusu seni
Mustafa Armagan’dan sonrasini okumadim.
Sie
Mustafa Armağan, Yunan galip gelemedi diye ağlayanların torunu. Cehenneme kadar da yolu var.
Şu memlekete İsmet Paşa'nın boku kadar faydası olmayanları onu eleştirme hakkı yoktur.
Kim ki Atatürk ve İnönü düşmanıdır, hem benim düşmanımdır hem bu topraklardan defolup(kibarcası bu) gitmelidir, nokta.
Birde milliyetçiyiz pozlarıyla ümmetçilik çıktı 😃 cemaat laleleri sizi.
Ouuuu karışmış ortam yiyin birbiriniz amq
uuu hacoğlandan eski şakirt günlerini aratmayan muazzam bir performans xd
makaleye gelince ben okudum beyler. hayatımdan 8 dakika gitti. baştan sona asılsız iddialar bütünü. arada erdoğandan falan alıntı var oradan tahmin edin işte tarihsel anlamda ne kadar gerçekçi olduğunu.
mustafa armağanı görünce bırak orda zaten..
Ataturk ve tum silah arkadasi, baska Inonu olmak uzere, siksin sizi a.q. vatan hainleri.
Kim ki Ataturk dusmanidir, senin eski halin yani feto ve yeni halin, benim de dusmanimdir.
bak bak bak. vote mote olunca alert geldi geri geldim.
"Lozan’da İsmet İnönü başarılı olamadı. Başarılı olabilecek ne diplomatik kariyeri ne birikimi vardı ne de dünyada neler olup bitiyor bunu kavrayabilecek bir kapasiteye sahipti. Dolayısıyla orada sağlanabilen şey şuydu, Türkiye’nin bağımsız bir devlet olması güvencesi. Bir de kapitülasyonların kaldırılması konusu dışında öyle dişe dokunur bir başarı söz konusu değil. Elbette bu ikisinin elde edilmesi önemli olmakla birlikte, zaferimizin karşılığı bu olmamalıydı. Bunların hiçbiri başarılamadığı için Lozan’da İsmet Paşa’nın bir başarısından söz etmemiz mümkün değil."
be akoduklarım bu lozan takıntınıza göre ne olması lazımdı? lozanda ne olmadı mesela bana bir anlatın hele. viyanayı mı alacaktınız lozanda ne olacaktı? sevri gösterip lozanı razı etmekmiş.
sizin taptığınız padişahlar, siyasi otorite sevri kabul etmişti. bunun üzerine direniş başladı zaten. vatan hainleri sizi
Hemen her yeri alamamış ya İnönü, onu söylüyorlar. Bu arada kendi dedeleri ülkeyi sildirdi, laf yok.
Kardeşim bu mallar kapitülasyonları ve Osmanlı borçlarının bölünmesi ve altın yerine frankla ödenecek olarak bölünmesini anlamalarını bekleme zor bunu anlatmak.
İnönü adaları kaptırdı diyen adamların AB'ye gireceğiz diye Türkiye'ye ait onlarca adayı yunana peşkeş çekilmesine ve kaptırılmasına, Süleyman Şah'ın kemiklerini toparlayıp Türbeyi kendi elleriyle yıkarak kaçılmasına, vatan toprağını İşid'e bırakmasına sesleri çıkmaz.
Fetöyü en çok öven sizlerdiniz, şimdi koro halinde küfür ediyorsunuz. yarın öbürgün koro halinde kime küfür edeceğinizi de biliyoruz, az kaldı... çünkü siz fırıldaksınız, sizde şeref, onur, haysiyet yok. güç kimde ise para nerede ise oraya döner eğilirsiniz.
Ne boş adamlarsınız lan. İsmet Paşa nın sikine kurban olun aq andavalları. Hala şunlara inanıp eleştiri getirenlerinde aq...
[removed]
[removed]
Bütün okuma ve anlama özürlü papağanlar toplanmış. Okumuyorsunuz çünkü okursanız putlarınız yıkılacak, rahatınız bozulacak, yanılgı içindegeçen ömrünüze hayıflanacaksınız, bundan korkuyorsunuz.
Birincisi; okuduğum kadarıyla bu mülakatta Atatürk ile ilgili olumsuz bir cümle yok. İnönü'nün karaktersizliği anlatılmış.
Mesela İnönü denen kişi Samsun'a çıkıldığında neredeydi, neyi savunuyordu?
Amasya Görüşmesinde neredeydi, neyi savunuyordu?
Erzurum Kongresinde neredeydi, neyi savunuyordu?
Sivas Kongresinde neredeydi, neyi savunuyordu?
Anadolu ve Rumeli Müdafa_i Hukuk Cemiyeti kurulduğunda neredeydi, neyi savunuyordu?
TMMM açılısında neredeydi, neyi savunuyordu?
Eskişehir-Kütahya Altıntaş Muharebelerinde neredeydi?
Atatürk Hastayken neredeydi?
Atatürk öldüğünde neredeydi?
HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ?
Ikincisi; hiç acaba demeden ilkokulda öğretilen slogan ve yalanlara inanarak, güya eleştirdiğiniz milliyetçi muhafazakar kesimden beter hâle geliyorsunuz.
Üçüncüsü; küfür, hakaret, iftira olmadan tartışmayı bilmiyorsunuz. Bir de kalkıp bilimden, çağdaşlıktan dem vuruyorsunuz. Unutmayın ki bizim de şeyimiz var, gerektiğinde okkalı küfürler edebiliriz.
Küfür, hakaret ve iftiralarınızı on katıyla şahsınıza iade ediyorum. Aynaya bakarak konuşuyorsunuz.
Bize nie soruon ki ? En azından aç wiki oku. Kim neredeymiş kim neler yapmış anlarsın. Geçmiş tarihi yeniden yazamassın. İstediğiniz kadar ağlayın. 12 ada yı almamış 🙂 O 12 adanın ve 2. Dünya Savaşının özeti budur. “Ben sizi aç bıraktım ama babasız bırakmadım” ... Şimdi anavatanı parsel parsel satanları konuş ki en azından delikanlı desinler ne 12 adası... Küfür, hakaret duyarsın normal. Ama iftira konusuna gelirsek o sizin icadınız zaten... Anlaman ama nese...
lan bende bu cümleyi bulmaya çalışıyodum en azından ülkemi savaşa sokmadım vs gibi bişiydi derken bunu gördüm. Çok tarih blgim yoktur ama bunu ben bile biliyom. İsmet inönü iyidir kötüdür bilmem ama ada meselesini "verdiler inönü almadı yhaa" gibi bi cümleye indirgemek gerizekalılıktır aq.
makale yayınlıyorsun 10 tane yazılandan 9 tanesi yalan 1 tanesi şüpheli.
adam vatanını savunan komutan, sorduğu sorulara bak aq.
şeyh saidin torunlarından anca bu beklenir. 10 iqlu fetöcü vatan haini seni.
anlama okuma özürlü demiş.
CEVAP VERSENE ULAN O ZAMAN İLK YAZDIĞIM ENTRYE AL ORADA SENİ CİDDİYE ALARAK CEVAP VERMİŞİM. SONRA BİR ENTRY DAHA YAZDIM ONA DA CEVAP VER
Mustafa Armağan ın 3 tane kitabı var. Bir tanesinin içinde fetö yünün örnek alınacak düşüncesini övüyor ve örnek gösteriyor. Araştırmalarının değer verilecek yanları ve bilgi birikimi açısından faydalanılarak yönleri elbet var ama bence de çok partizanca yaklaşımları var, heleki Osmanlı karşıtlarını fanatiklik açısından yargılarken aynı duruma karşıt görüşün değerleri söz konusu olduğunda kendisi de düşüyor.
"2. Dünya Savaşı başladı, bu tarihte 12 Ada İtalyanların elindeydi. Türkiye’ye teklifte bulundular İtalyanlar “bunları biz sizden almıştık, gelin İngilizler işgal edeceğine siz alın” dedi. Ankara’dan verilen cevap bizim “yabancı topraklarda gözümüz yok” oldu"
Fasistlerden yani mihver devletlerden o adaları aldığın anda kızıl ordu halkı faşist yönetimden kurtarmaya girerdi karadenizden. Türkiye'yi 2. Dünya savaşına sokmamak İnönü'nün çok büyük başarısıdır. Kimse hayal kurmasın fakir, askeri sanayisi olmayan savaşacak takadi olmayan bir ülke Türkiye o dönemde. Tamamen bir felaket olurdu. Bugün böyle yazmak kolay o döneme göre düşünmek lazım. Aynı şey Batı Trakya için de geçerli askerinin girmediği hiçbir toprağı sana vermezler.
Kaldı ki Türkiye aslında bu savaşta taraf Fransa ve İngiltere ile imzalanan üçlü bir pakt var savaş öncesinde. Fakat savaşa girmemiş yani non-belligerent. Karşı taraf da kendi saflarına katmak için böyle bir yolu seçiyor. Artı Türkiye'nin Hitler canisinin tarafında olmasını istemek veya olmadığı için paşaya suç atmak kadar saçma ve çarpık bir düşünce olamaz. Ülkeyi nazilere satmakdan başka bir anlama gelmezdi o adaların alınması kukla devlet olurdun.
Lozanda ne olması gerekiyordu acaba ne bekliyordunuz? Nasıl bir başarı gelmeliydi? 1. Dünya savaşından mağlup çıkan ülkelerin durumlarına bir bakalım. Avusturya imparatorluğu parçalara bölünmüş dağılmış Avusturya küçücük bir ülke kalmış, Almanya Versaille Antlaşması gibi küçük düşürücü aşağılayıcı Almanya'nın Sevri denebilcek bir anlaşmaya mecbur bırakılmış. Türkiye, Lozan ile askerinin girdiği bulunduğu bölgeleriyle tam bir bağımsızlığa kavuşmuş kapitülasyonlardan kurtulmuş bir ülke konumunda. Daha ne olabilirdi bundan başka? Ne gibi bir kazanım elde edebilirsin? Musul Kerkük diyenin ağzına tokmakla vururum kimse kimseye askeri olmayan toprağı vermez. xd
Sonuç olarak yazan arkadaş tamamen zırvalamış. Tarih analizinden çok politik anti İsmetçi bir tavır var burda. Böyle bir zırvayı paylaşmana hiç gerek yoktu. Ne İsmetçiyim ne CHPliyim ama objektif olmayan böyle saçmalıklara SAÇMA diye haykırmak herkesin görevi.
Teşekkür ettim ve saygı duydum.
Küfür etmeden ve iftira atmadan fikir belirtmek bu kadar hoş.
Hocam teşekkür ettin, saygı duydun bitti mi? Ne güzel yazmış adam soru sormuş, cevaplamanı da beklerdim..
ben de belirttim de cevap veremedin.
belirtmenin manası yok. siz 12 adayı lozanda kaybettik diyen fetöcü artıklarısınız. bunun yalan olduğunu bile bile propagandasını yapıyorsunuz.
yine 12 ada teklif edildi ismet almadı diye yalan söyleyen fetöcülersiniz. yalan olduğunu bile bile propagandasını yapıyorsunuz.
sizin anlayacağınız dil sizinle aynı dili konuşmaktır. hakaret etmeden 1 kelime yazamam
mustafa armağanda fesli deli kadirin varisi onun yerine geldi hayırlı olsun.
bi de maçası sıkan atatürke sallasında inönü şöyleydi böyleydi falan diye kenardan yandan atıp tutmasın. yok inönü atatürk kadrolarını tasfiye etmişte falanda. e tamam yanlış yapmış belkide bugünkü saçmalıkların bi sebebide o. ama 50 sene önce 70 sene önce olan şeyleri 20(yirmi) senedir başta olanlar düzeltmek için ne yapmış??? yol yabdılar dimi.
hay ben sizin o sığ akıllarınıza şaşayım. allah islah etsin...
Ben söyleyecek fazla bişey bulamıyorum ne desem zaten sen inandığın zihniyet üzerinden asla sorgulamayacaksın seni yıllardır çok iyi tanıyoruz Şu an türkiyede deizm inanılmaz bir hızla yayılıyor hiç düşündün mü neden acaba diye? düşünme gereği duymadın çünkü kavanozun içinde hapsolmuş bir sinek gibi sadece kendi inandığın şeyleri esas alıyorsun. Analitik düşünmek hak getire senin için senin zihniyetine müsade eden ne varsa oradan bir parça koparayım da yayınlayım derdindesin. Tamam ben allahsız kitapsız olabiirim ama sen hala uyanmadın bizim siyasal islam uğruna yaptığımız saçmalıklara artık kimler inanıyor kimler bu yalanlara biad ediyor diye düşünmeyi bile tercih etmiyorsun. bugün yeni şafak yazarı bile deizmin çığ gibi yayıldığını alenen söylerken sen bundan en ufak bir rahatsızlık duymuyorsun. hiç sormuyorsun kendine neden böyle? nasıl böyle oldu? bu kadar yalan dolan sahtekar yazılarla bu hale geldiğini kabullenmek bi yana bir de üstüne yıllardır erep gibi aklı başında insanlara bunu yedireceğini hayal edip makale açmaya cesaret edebiliyorsun. kaç vote aldığın da ortada. hacoguz bunu laf olsun diye söylemiyorum sana hakaret de etmiyorum ama tüm bunlara rağmen sen hala ucuz manüplasyon peşinde koşuyorsun acınacak haldesin. bu ülkenin allahsız kitapsız olması bize özel bir kazanç sağlamıyor ama innadığın değerler üzerinden sana tamamen zarar veriyor sorun burada. sahtekarlıklarla cehaletle yanlış bilgilerle siz kendinizi yok ettiniz yok etmeye devam ediyorsunuz...
Kısmen haklı olduğun noktalar var, saygı duyarım