Başbakan'a Açık Mektup

Day 2,022, 12:35 Published in Turkey Turkey by Trabzon..61

Başbakan’a açık mektup;

Korkan insan analiz yeteneğini kaybeder.

İki gündür televizyonlarda konuşan Başbakan’ın kontrolünü tamamen yitirdiğini gözlemledim. Kafasında toplumu ikiye ayırmış ve kendilerinden olmayanı düşman zannediyor.

Bu düşünce biçimi bölücülüğün dik alasıdır.

Sayın Başbakan, sen bizlerden oy almadın ama bizim de Başbakanımızsın. Bizim de güvenliğimizi sağlayacaksın, bizim de haklarımızı koruyacaksın, bizim de taleplerimizi dikkate alacaksın. Başbakanlık bu demektir, senin yaptığın partinin, dünya görüşünün militanlığı, o koltukta oturan insanın yapabileceği bir şey değil.

Anlaşıldı, sen bu saydıklarımın hiçbirini yapmayacaksın, demek ki o meşhur balkon konuşmalarında tüm halkın gözünün içine baka baka yalan söyledin, demek ki senin dediğin her şey bu tarihten sonra hükümsüz, demek ki bundan sonra aldığımız her nefeste sana karşı olacağız.

Sana bir şey diyeyim, hayatımın son on yılında bir çok Müslüman tanıdım, kimi cemaatten, kimi Milli Görüşçü, kimi Süleymancı, ve inanır mısın, bir çok önyargım kırıldı, hepsi vicdanlı, ahlaklı, düzgün, saygılı insanlar, hepsine gözüm kapalı canımı, hayatımı, namusumu emanet ederim, hepsi benim arkadaşım, gel deseler gelirim, öl deseler ölürüm.

Ve ben bu insanları tanıdıktan sonra senin temsil ettiğin muhafazakar anlayıştan utandım, soğudum, İslam’ı siyasetin içine çekme çabandan, insanları birbirlerine karşı kışkırtmandan, Cuma namazını elli tane korumanla kılmandan, milletin değil, iş adamlarının hizmetkarı olmandan, her yere AVM dikmenden, ülke ekonomisini her yere inşaat yaparak düzeltebileceğini sanmandan, kabinendeki komik Egemen’inden, fakir düşmanı Mehmet Şimşek’ten, işçi düşmanı Muammer Güler’den, bu ülkenin kurucusuna “Ayyaş” demenden nefret ettim.

Bugün seni Fatih Altaylı karşısında izledim, yüzün sapsarı, sesin titriyor, her zamanki gibi öfkelisin ama, sokağa hakkını aramak için çıkan benim gibi insanlara “üç beş çapulcu” diyorsun, aynı “ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” diyen Fransa kraliçesi Marie Antoinette gibiydin. Halktan uzak, kopuk ve kibirli.

Günün birinde öleceksin Başbakanım, ölecek ve inancına göre öteki dünyada hesap vereceksin, sana “İktidarında kaç tane AVM yapıldı, kaç işadamıyla Afrika’ya gittin?” diye sormayacaklar, sana “İzmir’de on polisin jopladığı kızın başına gelenleri niye engellemedin, Adana’da, İstanbul’da, İzmir’de insanların suratına gaz kapsülü sıkan polisleri niye engellemedin?” diye sorulacak.

Ne cevap vereceksin? “Onlar bize bidon kafalı diyor, onlar Ergenekoncu, siz bilmezsiniz onları, ben bilirim” mi, diyeceksin, ne cevap vereceksin?

Başbakanım, sen bu ülkede iktidara geldiğinde sadece Müslümanların umudu olmadın, her kesim sana destek verdi, Sosyal Demokratından liberaline, ülkücüsünden, Kürdüne, her kesimin oyunu aldın, ama şimdi görülüyor ki, senin için önemli olan tek şey kafandaki yasakların ne olursa olsun hayata geçmesiymiş, karışmadığın hiçbir şey kalmadı hayatımızda, kaç çocuk yapacağımıza da, kaçta içki alacağımıza da, kürtaj yaptırıp yaptırmayacağımıza da, tiyatromuza da, özel hayat diye bildiğimiz ne varsa, hepsine karıştın.

Biz senin kölen değiliz, biz sana koşulsuz biat edecek insanlar değiliz. Biz bu ülkenin güzel bir ülke olmasını isteyen, bu topraklarda Kürt’ün Türk’e, Kemalist’in Dindar’a, Sünni’nin Alevi’ye, Ülkücü’nün Sosyalist’e karışmadığı bir hayatı hayal eden iyi insanlarız. Sen bizden ne istiyorsun?

Yok mu olalım? Her yaptığın karşısında susalım mı? Gidelim mi bu ülkeden? CEHAPE’ye oy mu vermeyelim? Akşam dokuza kadar mı içelim? İki kuruş maaşla üç çocuk yapıp sefil mi olalım? Ne istiyorsun sen bizden? Dayanamıyoruz artık biz senin isteklerine, her gün televizyonlardan bizi azarlamana da dayanamıyoruz.

İşte o yüzden sokaklardayız, kendimiz için, ülkemiz için, hala bir şansımız varken, bir arada yaşayabilmek için sokaklardayız.

O yüzden zulmetme artık bize, günahtır, bunun hesabını bu dünyada da, öteki dünyada da kimselere veremezsin. Durdur bu vahşeti!