Firavunların Savaşı [Ahmtses vs Firavun Ra] (Mısır Tarihi İçerir)

Day 4,094, 01:31 Published in Turkey Turkey by Tjorbergh

Herkes Mısır'ı bilir. Mısır'ın 4 tarihi vardır. Biri Antik Mısır, firavunların devri, Mısır'ın altın çağı. Biri Büyük İskender'den sonraki devri, Mısır'ın benliğini kaybedişi burada başlar. Biri İslam'dan sonraki devir, Mısır bu dönemde Araplaşır. Son dönemi ise Türk hakimiyeti altındaki kuşağından bugüne kadar gelir, Osmanlılar ve Mısır'ın bağımsızlığı, Suriye ile birleşmesi, ayrılması, Mübarek'İn yönetmesi, devrilmesi, Arap isyanı ve darbeyi de kapsayan uzun bir süreyi kapsar. Ancak tarihin her döneminde Mısır bir kültür diyarı olmuştur. Bugün size Antik Mısır'dan bir hikaye anlatacağım. Geometrinin icadı da bu devirde geçer, hiyeroglifler de... Hatta piramitleri Mısırlılar mı yaptı, uzaylılar mı? Cevabını bulacaksınız bu yazıda.

Mısır'ın bilinen tarihinden öncesinden, bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş'e kadar geçen süre içerisinde bir gün, Firavunluğun hüküm sürdüğü Nil deltasında yaşayan bir çocuk vardı. Bu çocuğa Ra ismini verdiler. Hiyeroglif henüz icat edilmediği için nüfus kağıdı çıkaramadılar bu çocuğa. Yaramazdı, piramitler inşa edilirken, o yüzlerce tonluk taşları taşıyan insanların götüne pandik atar, taşları çeken fillerin ayağının altına misket dökerdi. Bu hareketlerini gören şantiye çavuşları az kırbaçlamadı bu geleceğin Firavununu.

Ra 9 yaşına geldiği zaman babası Rami bir darbeyle Mısır'ı ele geçirdi. Zindandaki Yusuf'u çıkarıp kendine danışman yaptı. Ancak bu saltanat uzun sürmedi, 1 sene sonra Ra'nın babası Rami, 24 yaşında eceliyle öldü. Yaşlanmıştı zaten, bugün yarın ölmesi bekleniyordu.

Ra, 10 yaşında, tam da orta yaşlı döneminde Mısır'a hükmetme şansını elinde buldu. Ancak bunun demokratik olmasını tercih etti. "Seçim yapılsın" dedi, tarihler bir şeyi göstermiyordu çünkü takvim icat edilmemişti. Bu yüzden "seçimler ne zaman yapılacak" sorusuna cevap veremedi. Hemen alimlerine emrederek takvimi bulmalarını istedi. Yoksa kelle gidecek.

Keşişler, büyücüler, komutanlar ve Mısır'ın tüm ileri gelenleri oturmuş Nil'in yanında kara kara düşünürken yanlarına bir çiftçi geldi. "Ne düşünüyorsunuz kara kara, tarlanıza sel mi geldi?" diye sordu çiftçi. Yusuf'un kafasında ampül patladı. Çiftçi'ye "ne zaman sel gelir?" diye sordu. Çiftçi ise güneşi göstererek "aha bu güneş var ya!" Hepsi bir ağızdan "evet!" dedi, Çiftçi ekledi; SİZE GİRSİN!

Sinirlenen komutan kılıcını çekip çiftçinin boynunu vuracakken Yusuf onu durdurdu. Sakinliğini koruyordu. O sırada Adi herif çıkageldi ve tek kelime ile "asalım" dedi. Yusuf, "memlekete demokrasi gelecek, bırakalım anlatsın" diyerek çiftçiyi anlatması için yüreklendirdi.

Çiftçi sözlerine devam etti. "Bu parlak cisim (güneş) her gün aynı yerden doğmuyor, bazen şu dağın arkasından, bazen vadiden, bazen öbür dağın arkasından doğuyor. Oynak bir şey. Tıpkı firavun gibi"

Keşiş; "Ra" dedi. O zaman güneşin ismi Antik Mısır'da Ra oldu. Hem firavun da parlak bir çocuktu. Güneşin ismini ise çiftçi koymuş, bunu Keşiş dile getirmişti.

Yusuf çiftçinin devam etmesini istedi. Çiftçi, "Ra, dağların sırtından doğarken sorun yok, ama vadiden doğarken hep buraları su basar."

Böylece çiftçi takvimi de keşfetmiş oldu. Vadiye antik mısırda Ba denir. Böylece Kış ile Yaz arasındaki mevsimin ismi bulundu; Bahar. Diğer mevsimlere isim vermeye gerek yok, bir dağın ismi Kış, bir dağın ismi ise yaz oldu. Ancak bir sorun daha vardı. Firavun'un sarayından o dağlar görünmüyordu.

Alim ulema takımı hemen Firavun Ra'ya çıkıp haberi verdi, "takvimi bulduk ama burada çalışmıyor" diyerek açıklamalarını yaptılar. Firavun hemen dağların göründüğü yerde bir piramit inşa edilmesini istedi. Mısır'ın en ileri gelen müteahhitleri sıraya dizilip bu piramiti yapmak için görev tevdi edilmesini istediler. Firavun teker teker sorular yöneltti:

-Adın ne?
+Cu
-Nerelisin?
+Of
-Bu olmaz.

Sıradaki geldi, sıradaki, sıradaki ve sıradaki... Biri Oflu, biri Sürmeneli, diğeri yine Oflu, yekdiğeri Vakfıkebirli, bir başkası Akçaabatlı, bir başkası Çaykaralı, bir diğeri Araklılı... Firavun sinirlendi ve bana Laz olmayan bir müteahhit bulun diye emretti. Sonunda bir Kürt müteahhit buldular ve piramit işi ona verildi.

Piramit iki dağın arasında giden 2 Ra sonunda tamamlandı. Artık Firavun takvimi takip edebiliyordu. Hemen oy pusulaları yapılsın diye emretti ama yine şürekayı kelle korkusu sardı. Derhal giderek çiftçiyi buldular.

Çiftçiye, "sen yazı yazmasını bilir misin?" diye soran Yusuf beklemediği bir cevap aldı. "Yazarım ama okuyamam."

Herkes şoka girdi. "Yazıyı saraya götürelim de okuma işini sonra hallederiz" diye düşündü ve çiftçiyi kolundan tutup saraya götürdüler.

Saray'da Ra'nın huzuruna çıkarılan çiftçiye firavun yazıyı sordu. Anlamsız anlamsız kelimeler, saçma sapan imlalar, kendinden geçmiş kelimeler ve çağ dışı birkaç karakter... herkes bu yeni yazıyı çok beğendi. Firavun çiftçiye adını sordu, çiftçi Ahmtses diye cevap verdi. Firavun, "sen de seçime gir" diye buyurdu.

Ancak Ahmtses'in bir sorunu vardı. Parti kurması gerekiyordu, bunun için de 40 gold bulması lazımdı. Hemen Yusuf devreye girerek ona 40 goldu 4 günde tedarik etti. Ahmtses DDP isimli partisini kurdu. Bir de anlamsız bir şekil bularak parti logosu haline getirdi.

Kil tabletler basıldı. Tablette iki tane işaret vardı, biri Ra'yı temsil eden güneş, diğeri Ahmtses'i işaret eden, Babil kulesinin yukarıdan bakılmışı gibi bir intiba veren, kıvrımlı kıvrımlı anlamsız bir şekil. Şekli sorduklarında şöyle cevap verdi Ahmtses; "Bu kutsaldır. İnekler sıçar biz de tarlaya dökeriz. Böylece bereket verir. Aynısını biz de yaparız ama o bir boka benzemiyor"

Boka da bok denmiş oldu böylece. Ahmtses, madem ineklerin boku tarlayı coşturuyor, benim bokum da siyaseti coştursun diyerek kil tabletlere kendi bokunun resmini koymuş oldu.

Firavun Ra'nın simgesi ise güneşti. onu da Ahmtses bulmuştu. Zaten bok da dahil her boku Ahmtses buldu.

Seçim Günü

Firavun Ra'nın partisi seçimden 1 oy aldı. 1 oy da Ahmtses'in partisi aldı. Çünkü Firavun sadece parti başkanları oy kullanabilir demişti. Böyle olmayacağı anlaşıldı ve hemen bir seçim mevzuatı olduşturuldu.

Seçim mevzuatına göre sadece soylular oy kullanabilecekti. Ancak Ahmtses buna itiraz etti. "Takviminizi ben buldum, isminizi ben buldum, seçiminizi ben buldum, yazınızı ben buldum, bokunuzu bile ben buldum. Ben kimim? Bir çiftçi. O halde çiftçiler de oy kullanabilsin" dedi.

Bu teklif kabul gördü. kadınlar ve köleler hariç herkes oy kullanabilecekti artık.

Yeniden seçim yapıldı. Aradan 5 yıl geçmiş, Ra 16 yaşına gelmişti. Ahmtses ise henüz 9'undaydı. Kolay lokma sandı Ra onu. Ancak Ahmtses'in bir piramide yerleştirdiği 500 gizli seçmenden kimsenin haberi yoktu. Ahmtses, Nil deltası boyunca çalışan tüm çiftçileri Mısır vatandaşı yapmış oy kullandırıyordu. Hepsi de kuzeniydi.

Ahmtses miting yapacağını duyurduğunda herkes şaşırdı. Mitingi de bulan Ahmtses, büyük miting adını verdiği şeyi yazılı yapmaya karar verince herkes derin bir oh çekti. Çünkü henüz okuma icat edilmemişti. Nitekim Ahmtses'in 2 satırdan oluşan ve hiçbir anlama gelmeyen yazıları miting diye yutturması onun bilinen ilk faaliyeti olmuştu. 35 tanesi kendisinin olmak üzere 65 yorumla rekor kıran bu miting hala dünya kültür mirası olarak Ahmtses'in gazetesinde yayınlanmaktadır.

Seçimde Ahmtses 501 oy aldı. Yapılan ilk seçimde alınan bu oy bir rekor niteliğindeydi. Firavun Ra ise toplamda 12 oy almış, Ahmtses'e biat etmiş, mazbatasını verdikten hemen sonra Ahmtses'in partisine katılmıştı.

Artık Firavun Ra her fırsatta Ahmtses'i destekliyor, sözlerinin duyulmasını, partisinin her zaman başarılı olmasını istiyordu.

Karpatların ve Kaf Dağlarının arkasından çıkıp gelen atlılar bu birlikteliği bozdular... Mai ve Siyah, smbora, Eses., Tuco Salamanka ve Conditionsh1t isimli düzenbazlar, seçim sistemini, yazıyı ve takvimi çalmak istemiş, ama kaleyi içerden fethetme yoluna girmişlerdi. Önce Ahmtses'in saflığından faydalandı, Firavun Ra ile aralarını bozdu, sonrasında tüm bu know-how'ı çalarak Atlarıyla At Partisi'ne geri döndüler.

Firavun Ra ile Ahmtses'in arasının bozulması olayı çok trajik oldu. Parti duvarı diye bir şey keşfeden Ahmtses, Firavun ra'nın bu duvarı kullanmasına izin vermedi. yazdığı her şeyi sildi, attığı her kil postu kırdı. Firavun Ra parti başkanlığına aday olduğunu açıklayınca iyice zıvanadan çıkan Ahmtses, Firavun ra'ya hayatı zindan etti ve onu sürgüne gönderdi.

Daha sonra XenonZen isimli bir dede çıkıp geldi ve Ahmtses'in çok yalnız olduğunu ona hatırlattı. Ahmtses, partisini kapatarak dede ile beraber uzun bir yolculuğa çıktı. Ancka gittiği yer çok ileriydi. Okuma yazma biliyorlar, daha gelişmiş bir takvim sistemi kullanıyorlar, komünizmle yönetiliyor, savaşlar yapıyorlar, uçak diye bir şeyi de bulmuşlardı. Ahmtses hemen onların yazısını öğrendi. Böylece daha anlaşılır yazabiliyordu ama yine kimse anlamıyordu.

Hızını alamayıp gazetesinde her 1 saat dolar dolmaz 2 satırlık başka bir makale açıyordu. Halk illallah etmişti. Önüne gelene küfrediyor, "bok, çük, meme" gibi 1-2 heceli kelimeler türetiyordu. Ahmtses burada çok sevildi ancak terbiyesizliğinden dolayı sınırdışı edildi.

Bir süre partisiz kalan Ahmtses, sonunda Turan ile anlaştığını duyurdu.

Firavun Ra ise Nil nehrinin kenarına bir sepetin içerisinde terk edildi. Bulunmayı bekliyor yoksa kısa zaman içerisinde dead citizen olacak.

İşte firavunlar firavunu diktatör Ahmtses'in kısa siyasi geçmişi bunlardan ibarettir.