BUZ DEVRI

Day 4,081, 05:36 Published in Turkey Saudi Arabia by Obj. 252U Defender


Akranlarımız birer birer rütbeleri atlayıp yeni şirketler kurarken, bizler ilhan abinin kölesi olarak hergün işkenceye dayağa maruz kalıyorduk. Bırakın maaş almayı açlıktan ölmemek için ekmeği bile zor buluyorduk.

İlhan kölesiz kalmamak için haftada bir q1 ekmek verirdi bizlere. O ekmeğide 4 kişi paylaşmak zorunda kalır, başında kavga eder, birbirimize giredik. Sonra İlhan abi gelir birbirinizi güzel dövememişsiniz diyerek bir temiz sopa çekerdi.

Millet kurduğu şirketlerden elde ettiği gelir ile Napolyon' dan eğitim alıp str geliştirirken, İlhan elin adamını ne besleyeceğim diye kazancını Lana´ya yedirirdi. Git str geliştir, rütbe atla cephede vatana millete faydan olsun dimi ama yok hergün yeni işkence ve dayak metotları öğrenir, gelir bizim üzerimizde denerdi.

Birgün Pisi Pisi isyan etti ve İlhan´ın gayfesine koyduğu zehir ile bizi bu ızdıraptan kurtardı. Mirada ve Senol hemen oradan kaçarak uzaklaştı. Ben yavaş hareketler ile kasketimi paltomu giymiş, bastonumu almıştım ki Arapgirli oturmuş kara kara düşünüyordu.

-Sen gelmiyor musun aslanım? Kurtulduk bu hapsaneden.
-Gitsek nereye gitcez dayı? Cepte para mı var? Bu sağlık ile de kimse bizi işe almaz.

Haklıydı herif ve bizim bir çözüm bulmamız gerekiyordu. Derken İlhan'ın kasasını patlatmaya karar verdik. Fakat kasada herifin kendisi gibi inatcı, pintiydi. Saatlerce uğrastık açamadık. Derken benim akıma Tayyar geldi. Bu kasayı açsa açsa Tayyar açardı.

Tayyar bizim gibi acemi değil tabi. Geldi 2 dakikada kasayı açtı ve içindeki goldları çantasına doldurmaya başladı.

Bu paralar 5 kişiye pay edilecek. Senol ve Mirada da bizim durumumuzda. Onları bulup haklarını teslim edelim.

Diye konusuyorduk Arap ile aramızda. Tayyar atıldı hemen;

-Len siz ecelinize mi susadınız? Ne payı, utanmadan birde para mı istiyorsunuz?

-Tayyar seni severim ama biz burada 2 kişiyiz, zorla dayak istiyor…




Cümlemi tamamlayamadım bile. Kendime geldiğimde Tayyar bizi bağlamış ve bir uçurumun kenarından aşağıya sallıyordu.

Meğer herif havacıymıs. Havada bizi bir dövdü, bir dövdü ki onca sene geçti ben böyle dayağı bir daha ne duydum ne de gördüm. Hatta bir ara Arap ile bir oldular havada bana Yeşilçam dayağı bile attılar.

Tayyar bizim Arapgirli' yi ilhan' ın kasaya geri kitledi. Kardeşimden bir daha haber alamadım.


Pisi pisi de trafik kazasına kurban gitti. Taş devri ne trafiği diyeceksiniz, demeyin. Eskiler bilir bizim bi Vampir Amca vardı. Tekerleği icat etmişti.
İşte bu bizim Vampir Amca kayadan yonttuğu traktör tekeri gibi icadının deneme sürüşünde, dağın tepesine çıkmış icadını aşağıya doğru yuvarlamış. Zavallı Şenol o koca tekerin altında ezilip ziyan oldu.



Mirada hani görmemişin oğlu olmuş, tutmuş çükünü koparmış hesabı kazandığı ilk para ile bi şişe parfüm alıp içivermiş. Hastaneye yetiştirememişler. Çatlak matlak severdik onuda. Plato rahmet eylesin.





Koca VME ailesinden geriye bir ben kalmıştım. 2 goldum olsa gaste açar masal anlatır yolumu bulurdum. Gittim Tayyar' a yalvardım. Bana kredi verdi.

İnsan tefeciden borç alır mı? On sene geçti hala taksitlerini ödüyorum. Doymadı herif. Doyuramadım.

Tayyar İlhan' dan beterdi. Hergün gelir kazancımın yarısını borcun taksidi diye alır, kalan paramı da haraç olarak el koyardı.

Bari bir ekmek ver açlıktan öleceğim dediğimde ise dayağını yer otururdum. Açlıktan bayılmak üzere olduğumda Tayyar gelir bir suni teneffüs ile kendime getirirdi.
Zamanla ekmeksiz yaşamayı öğrendim Zaten ekmek boşa masraf. Tayyar beni ölmeyecek kadar hayatta tutuyordu.

Yine birgün masal yazarken bayılmışım. Uyandığımda baş ucumda hiç tanımadığım bir herif vardı.

-Sen kimsin, Tayyar nerede?
-Ben Dudullu. Tayyar' ın talebesiyim.
-Ne işin var burada?
-Hani bir hikaye var bilirmisin? Benim adım Abdulkerim. Kerim kovalar, ben...
-Sen? Ne yaptın bana?
-Ekiekiekiekie

O gülüşü asla unutamadım. Tayyar ve Dudullu eKıbrısa gittiler. Artık rahatlamıştım. Bundan sonra kimseye inanmayacak, sadece masallarıma odaklanacaktım.

Ama yine olmadı. Asıl kabus yeni başlayacaktı. Bu sefer öyle bir belaya bulaştım ki, Tayyar ve İlhan bu herifin yanında adeta birer melekti.

Mağaramda masalımı hazırlarken dışarda bir gavga başladı. Sanane, niye merak edip çıkıyorsun ki? Kal mağaranda, masalını yaz.

Eldarion milleti toplamış konuşma yapıyordu;

Arkadaşlar! Godomanlara köle olduğumuz yeter. Gelin birlik olalım. Birlikte üretelim, birlikte tüketelim...

Kalabalıktan sesler yükseldi.

Gominikler Moskofa! Gominikler Moskofa!




Eldarion çok mantıklı konuşuyordu. Etkilenmiştim. Gavga bitip herkes dağıldığında Eldar' ın yanında biz 3 saf kalmıştık sadece.

Bedirhan, Nazlıcan ve ben.

Şaka len şaka

Mustafa Suphi

Sade Vatandaş

ve

Ben.

TABİYKİ DEVAM ETCEK...



NOT: çizimleri ile masala hayat veren değerli dostum MAGANDA ya teşekkür ederim.