[İki Öykü Birden] Ben de İsterün O Daşlardan Bir Dırnakcuk!!! Ve Bleda'nın Ruhu

Day 4,423, 04:45 Published in Turkey Saudi Arabia by Obj. 252U Defender

Eyyyy eTR ahalisi,

Pek saygı değer farmerlar,

Pek sevgili pavlikatörler,

ve tabii ki havacılar, karacılar,

Ve dahi kabile reisleri ile yancıları...

Ve o yancıların yalancıları...

Şahitleri, ve yalancı şahitleri...

Platozedeler ile erep şehitleri...

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunar, Ruh-i Bleda gibi karşınızda arz-ı endam eylerim.

Nassınız? İy misiniz?

Ben bu makaleyi size, Peki neden Bleda'nın Ruhu? Vleda'nın Ruhu ne a ve q diye sorgulama eyleyen arkadaşlara yazacaktım. Kısaca değinip, sonra dırnakçık mevzusuna geçelim:

Arkadaşlar, bildiğiniz üzere yüce Hun Kağanı Attila, bulunduğu bu payeye yalnız ve sadece bir şekilde gelebilmiştir: Ağabeyi Bleda'yı öldürerek.

Attila'nın bu denli başarılı olmasında tek bir sebep vardır, o da Bleda'nın Ruhu... Attila, ağabeyini öldürdüğü için o kadar müteessir olmuştu ki, Bleda'nın Ruhu'ndan kaçarak, İstanbul'da Büyükçekmece önlerine, Roma'nın kapısına, Galler topraklarına ulaşmış, ama bu kötü hayallerinden uyanamamıştı.

Teyzemiz Karıg Hanım'ın da bunda payı büyüktür. Aynı zamanda büyücü ve falcı olarak Taksim'in ara sokaklarında hayatını idame eden Karıg Teyzemiz, Attila'ya şöyle demiştir:

"Eyy Tanrı'nın kırbacı (Biz Köktanrı'ya inanırdık), gazabından korkarlar. Güneşin battığı topraklar senindir, lakin senin sonun da Bleda'nın sonudur. Bu son başlangıç değil, bitiştir. Ve senin en zevkli akşamının sabahı en kanlı zifafın olacak. Unutma. Kurtulamazsın. Soyun soylanıp boylanamayacak. Ama soyun dağılıp yok olacak."

(Dipnot: Evet, Latinler Flegellum de Dei demeden önce teyzem Tanrı'nın Kırbacı demiştir)

Bu uyarı aslında açıktı. Teyzem, kardeşimin beni umursamasını ve aklından çıkmamamı sağlamıştı.

Attila bana tahtın sahibi olmak için acı bir şarap içirmişti. Kan kusarak veda ettim. Şimdi Casper olarak geri geldim.

Ahh Karıg Teyzeciğim.

Ildiko Attila'nın son haremi oldu. Son harem, son zifaf oldu. Son zifaf bir damla kan ile değil, kan deryası ile geçti. Kanayan küçük yengem Ildiko değil, Attila'nın kendisi oldu.

Ben tahtımda öldürüldüm, Attila tahta yatağında öldü. Ildiko, Attila ile gömüldü. Attila'nın adı bugüne kahraman diye geldi. Ben ise Budapeşte'nin yarısıyım. Macarların yarasıyım. Hun Hakanlığın başşehri, Budin, Budapeşte'nin ilk Buda kısmı benden gelir.

Şimdi sıra geldi dırnakcuk meselesine.

Ne demiştik? Ben de İsterün O Daşlardan Bir Dırnakcuk!!!

Dırnakcuk dedikse çok abartmayın değerli Ahiler. Küçücük bir daş parçası.

Ne daşı derseniz, orada durun. Diline alanın dili şişer, aklına düşen aklından vazgeçer. Eline alanın eli bir kopar ki, ne insan ne köpek işer.

Bir zamanlar dünyanın en büyük elması bulundu bu topraklarda. Sayı saymasını bilmem ama bayağı bir karat.

Kaşıkçı elması derler bir küçük taş var imiş, onun aha bu kadar katı büyüklüğünde.

Mahinur.

Mahi, balık demektir. Bolluk demektir. Öyle de devleti bolluk ettirir.

Bir Pervane var idi böldü parçaladı o daşı. İki tane yaptı; Mahinur ile Deryaünnur.

Yalandır. inanmayın. Küçük parçalarını da aha bizim Kabileye dağıttı.

Kabilenin kredi kartı bolluğu nereden gelir sanırsınız?

İşte, ben de o daşlardan bir dırnakçık isterim.

Duydum ki, kim bu daştan bahseder ola ki, ya kellesi uçar, ya kabileye kapı atar. Benim olmayan kellem uçmaz. yukarıda bahsettim. Attila benim kellemi uçurdu. O zaman kabileden bir koltuk haktır bana.

///Hacivat ve Karagöz Neden öldürüldü sevenlere selam olsun\\\

Hepimiz göbeği deliksiz değil miyiz zaten?