Join the new world

Bu yazımda bir önceki makalemde yaşananlardan bahsedeceğim ve bu makalem biraz sitem ve biraz da yapılması gerekenler üzerine olacaktır.


Anladığım kadarıyla devrimci mücadelenin içinde bulunan şoven ve mücadeleyi kendi çizgisi üzerinden götürmeye çalışan bazı kitle ve oluşumlar her fırsatta kendini açığa gösterme cesareti göstermiştir. Sadece beni de değil mücadelesinin yanından geçmek değil bunu nasıl yaptın dahi diyemeyeceği devrimci sosyalist önderlerimizi de kendi yoz düşünceleri ile çiğnenmiştir.

Yoldaşlar, Arkadaşlar bu yozlaşmış düzene ve onun fedailerine dur demek için daha ne beklersiniz.



Bu yozlaşma kültürü sizinde parlamaya çalışırken yeni bilgilerle donattığınız beyninizi çürütmesi için mi beklersiniz. Artık mücadelemizin tahlilini çıkarmalı, yozlaşmaya ve her türlü bilgiyi sayın önderlerimizin yolundan değil en küçük devrimci mücadelenin dahi kıyısından geçmemiş bir takım kitlelerin bu devrimci konuları bilmediğini ve ağızlarına dahi almamaları gerektiğini suratlarına bir çekiç gibi vurmalıyız ve onları sadece kendi içimizde değil tüm toplum önünce teşhir ederek saflarımızı bu kendini bilmezlerden arındırarak daha da güçlendirmeliyiz.

Ayrıca partinin yayın organına her girdiğimde toplumu daha çok içimize çekmekten ve daha çok kitlelere yayılmamız gerektiğinden bahsediliyor. Amaç bellidir. Amaç Devrimdir ama unutulmamalı ki bu kutsal yolda gider iken her kitleye değil bizi kendi gibi hissedenlere ve hissetmeye yatkınlara hitap etmeliyiz. Her türlü faşizan iş birliğinden uzak durup mücadelemizin devrimci kitle skalasını daha da yukarıya çekmeliyiz.





Biz bu yolda gitmeye çalışırken dahi önümüze taş koymaya bizi yıldırmaya bizi halkıın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışanlara sözümüz bellidir. Bizden güçlü olsanız dahi bizi sindiremeyeceksiniz. Bizim devrimci inancımız ve bizim proleteryaya güvenimiz her zaman tamdır.



Yaşasın Devrim ve Sosyalizm



Kahrolsun Faşizan Oluşumlar ve Türevleri