Fransa’daki olaylar bugün başlamadı toplanın anlatıyorum...
J211
Fransa’daki olaylar bugün başlamadı toplanın anlatıyorum...
Yıl 2015. Yunanistan krizin en sancılı döneminde. Meclis yeni cumhurbaşkanını seçemiyor ve kanuna göre genel seçime gidilmesi gerekiyor bu durumda. Şimdi diyeceksiniz ki Yunanistan ne alaka diye. Devamında anlatacağım...
Neyse anketler o güne kadar Yunanistan'da ilk defa yıllarca hükümet olmuş 2 parti dışında başka bir partiyi gösteriyordu. Syriza... Seçimler oldu ve kazandılar. Tek başına iktidar olmasa da koalisyon kurdular. Asıl amaçları Yunanistan'ı memorandum kısır döngüsünden çıkarmak, AB'den daha fazla borç almamak ve AB’nin dayattığı kemer sıkma politikalarını sonlandırmak. Kemer sıkma politikalarının, ülkenin ekonomisinin küçülmesine sebep olduğu ve borçları daha da ödenemez hale getirdiğini savunuyorlar genel hatlarıyla.
İlk memorandum (kurtarma paketi) imzalandıktan sonra yani 2010’dan, 2015’e kadar ülke ekonomisi %50 oranında küçülmüş durumda o dönemde. Düşünün ki elinizde A bankasına 100 birim borç var ve maaşınız da 10 birim. Size B bankası geliyor ve diyor ki A’ya olan borcunun son ödeme tarihi geçecek sana 20 birim borç vereyim borcunun bir taksidini öde ama aynı zamanda maaşından da 5 birim kesinti yapmak zorundasın. Artık 120 birim borcunuz ve 5 birim maaşınız var. Mantıklı geldi mi?
Bu arada Avrupa’nın değişik ülkelerinde ne oluyor? 2009’da ABD’den Lehmann Brothers’la patlak veren kriz AB’yi beklenmedik bir şekilde vuruyor. Avrupa’nın önde gelen bankaları batma noktasına geliyor, yatırımlar azalıyor, ekonomisi çok güçlü olmayan ülkelerin borçları sürdürülebilir olmaktan çıkıyor vs. vs… İşte tam olarak burada Yunanistan’la ilk olarak 2010’da imzalanıyor bu kurtarma paketi. Dönemin başbakanı Papandreu halka sormamız gerek bu sorumluluğu kendi başımıza alamayız dediğinde sadece muhalefet değil parti içinde de dışlanıyor.
Çok fazla ayrıntıya girmeye gerek yok genel olarak paketin kapsadığı vergilerin arttırılması, bazı devlet kuruluşlarının (limanlar, fabrikalar, hava limanları, elektrik dağıtım şirketleri vs.) özelleştirilmesi ve en aşağılayıcı kısmı da IMF, Avrupa Bankası ve Avrupa Komisyonundan oluşan Troika adını alacak olan üçlü bir heyetin Atina’ya gelip bakanlıkları ve bakanları denetim altında tutması, ofislerine girip tüm belgelerin ellerinden geçmesi, onların isteği dışında herhangi bir yasanın meclisten geçmemesi falan. Örnek olarak KDV’yi düşürüyoruz deyip mecliste tüm partiler onaylasa bile geçiremezsin veya sonuçlarına katlanırsın (Bankalara nakit akışını durdurmak, Eurozone’dan atılmak vs.) Tanıdık geldi mi? (Bkz. Düyun-ı Umumiye...)
Bu kurtarma paketleri Yunanistan’dan sonra diğer Avrupa Birliği ülkelerinde de görülmeye başlıyor bir bir. Önce Kıbrıs Rum Kesimi, sonra İtalya, İspanya, Portekiz derken ülkelerin sayısı gittikçe artıyor. Tüm bu kurtarma paketlerinin ortak bir noktası var kemer sıkma politikaları. Yani vergilerin arttırılması, harcamaların azaltılması, kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi. Tabi bu vergi artışları halka direkt etki ediyor ve yaşam koşulları zorlaşıyor. Protestolar başlıyor, muhalif partiler güç kazanmaya, Eurosceptic denen AB karşıtı gruplar ortaya çıkmaya, seçmen oyları merkezden daha sola veya daha sağa kaymaya başlıyor, neonazi hareketleri güç kazanıyor. Bunlar kemer sıkma politikalarının sonucu olarak gelişen olaylar tabi ki. Bağlantılı diğer olaylar ne? Brexit? Katalunya referandumu?
Tekrar gelelim 2015’e. Kemer sıkma politikalarından ve Troika’nın ülkenin tüm bakanlıklarını resmen işgal eden haline halk kayıtsız kalmıyor. Ocak ayında Yunanistan’daki seçimde Syriza en yüksek oy oranını alarak kazanan parti oluyor ve koalisyon hükümeti kuruluyor. Radikal sol parti, milliyetçi sağ parti olan ANEL ile koalisyon ortağı oluyor. Pek çok konuda zıt fikirde olan bu iki partiyi bir araya getiren kemer sıkma politikalarına karşı tavırları birbirine benzer olması.
Ocak’tan itibaren başlayan sancılı dönem, anlaşma imzalanacak imzalanmayacak tartışmaları, Yunanistan AB’den atılacak, bankalar kapanacak tehditleriyle devam ediyor. Peki bu krizden çıkmanın başka bir yolunu deneyelim, kemer sıkma politikaları ekonomimizi küçültüyor ve aynı zamanda borcumuz artıyor bu politikalar işe yaramadı taktik değiştirelim diyen bu adamları neden dinlemiyorlar?
Bu görüşmeler sırasında Yunanistan’ın karşısına bir şekilde engeller çıkarıyorlar. Sonunda ne mi oluyor? Yunanistan için verilen süre dolunca AB ültimatom veriyor ve hükümet bu anlaşmayı halka soracağız diyor ve referanduma gidiyor. Bankalar kapatılıyor, ATM’ler günlük 50 euro limitinde para veriyor ve önlerinde kuyruklar oluşuyor, medya AB yanlısı hükümet karşıtı propagandalar ile halkı korkuya itmeye devam ediyor. Hükümet anlaşmaya Hayır için çalışma yürütüyor ama aslında içten içe Evet çıkması için dua ediyor.
Bu ortamda, propaganda bombardımanı içinde halk %61 ile kemer sıkma politikalarını reddediyor. Sonuç, hükümet halkın kararına uymuyor ve anlaşmayı kabul ediyor. Yani pes ediyor... Yunan direnişi kırılıyor.
Bunların içinde Fransa’yı ilgilendiren kısım o dönemki Yunan ekonomi bakanı Varoufakis ile Almanya’nın ekonomi bakanı olan Wolfgang Schauble arasında gerçekleşen bir görüşme. Kendisine samimi bir ortamda böyle bir kemer sıkma anlaşmasını Almanya’ya sunsalar ne yapardın sorusunu soruyor. Aldığı cevap ülkemi seven biri olarak kabul etmezdim diyor. Peki neden Yunanistan’ın kabul etmesi için ısrar ediyorsun diye sorunca da çünkü troika’yı Paris’te de görmek istiyorum diyor. Verdiği cevap aslında Fransa’da vergilerin arttırılmasının nedenini biraz olsun açıklıyor. Devamında da tam olarak “keeping the eurozone in a state of a permanent (controlled) crisis that operates as a discipline tool for the countries in deficit -especially France.” Yani “Euro bölgesini, bütçe açığı olan ülkeler için bir disiplin aracı olarak çalışan, kalıcı (kontrollü) bir kriz durumunda tutmak. Başta Fransa olmak üzere”.
Fransa’da vergilerin arttırılması AB’de yürütülen Schauble doktrini de diyebileceğimiz politikanın ürünüdür. Neden bu politika seçilmiştir, ne amaçla uygulanmaktadır orasını bilemem. Ama Fransa’da bu vergileri protesto edenler ile 2015’te AB’nin kemer sıkma politikalarına karşı duran Yunan halkı aynı direnişin farklı cepheleri. Yunanistan’daki direnişi binbir türlü taktiklerle kıranlar, Fransa’da başarılı olabilecek mi bilmiyorum. Hangi amaca hizmet ettiklerini, bu kemer sıkma politikalarının neden bu kadar önemli olduğunu da bilmiyorum. Ama bildiğim ve takip ettiğim kadarıyla, AB projesine halk nezdinde çok zarar verdiği hatta sonu bile olabileceği.
Dipnot: 2015'te Yunanistan'a AB tarafından ültimatom verilirken dönemin Fransa cumhurbaşkanı François Hollande ve o dönem ekonomi bakanı olan şimdiki Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Yunanistanın yanında yer alıyorlar.
Comments
Pirinç
Ama müsadenizle sabah okuyacağım. Günlük bataryamı tükettim, okurum ama anlamayabilirim 🙂
Successfully transferred 1923 item(s) to smbora. 🙂
Upuzun bir şey yazmıştım ama silinmiş. Neyse boşu boşuna kafa skmeye gerek yok. Özet geçiyorum.
Avrupa'daki diğer milliyetçilik artışlarının bununla bir alakası var mı (Macaristan gibi)?
Diğer bağımsızlaşma referandumlarının bununla bir alakası var mı (İskoçya gibi)?
Diğer özerk veya kültürel bölgeler niye ayrılmak istemiyor (Farnsa'da Nantes, Marsilya ve Korsika, İtalya'da Sardinya, Palermo ve Napoli, Almanya'da Baverya, İspanya'da Bask gibi)? –Bask bence Katalonya'nın nasıl bir netice alacağını görmek istedi harekete geçmek için ama ya diğerleri?–
Bu keşmekeşin içinde Estonya nasıl bu kadar sosyal ve inovatif bir devlet olabildi?
Fransa'daki olayları sadece vergi artışı ve ekonomik sebeplere bağlamak yeterli mi?
B.Britanya'nın Brexit'ten ayrılışının bununla bir alakası var mı?
Düşün artık özeti bile bu. Yorumlar çıkarılmış ve bazı soruları unutulmuş halimle 🙂
İlaveten, konuyla çok alakadar olamadım. Bu sebeple olsa gerek Yunanistan ve Fransa arasında bir bağlantı yoktu hiç kafamda. Bu bağlantıyı kurdum ve bilmediğim çok şeyi öğrendim. Teşekkür ederim.
Avrupa'da milliyetçilik artışlarının net bir şekilde bununla alakası var. Zira AB'ye karşı ve çekirdeğe dönmeye yani ulus devlete dönmeyi savunuyor bu gruplar. Bu milliyetçi hatta aşırı milliyetçilik son 10 yılda artış gösterdi AB'de o güne kadar herkes AB projesine inanıyordu ve prestiji yüksekti. Bazı ülkelere üvey evlat muamelesi yapılınca bir bir bu akımlar ortaya çıktı. Yanında diğer olaylar da tuzu biberi oluyor, mülteciler gibi.
İskoçya'ya tam hakim değilim yorum yaparsam yanlış olarum ama Brexit'in bu denli destek alması AB'nin diğer ülkelere karşı demokratik olmayan tavırlarından ve AB projesinin çöktüğünü düşünenler destekledi. Gemi su alıyor bari atlayalım kafasındalar. Bu krizle doğrudan alakalı o yüzden yüksek destek alması.
Özerk bölgeler niye ayrılmak istemiyora gelince Bask ve Katalunya dışında çok fazla ayrılıkçı eğilimde değiller henüz. Basklar, Katalanların ne netice alacağını görmek de istediler ama unutmayalım Katalanlardan farkı yakın döneme kadar ETA örgütü vardı ayrılıkçı olan ve bu onlar için çok da iyi sonuçlanmadı. Bask bölgesi içinde bile ayrışmalar, kavgalar, şiddet vardı.
Estonya hakkında da bilgim yok açıkçası. Benden de bu kadar 😃
Fransa'daki olayları sadece vergi artışı ve ekonomik sebeplere bağlamak yeterli mi?
Bunu atlamışım tabi ki de sadece vergi artışı ve ekonomik sebeplere bağlamak yeterli olmayabilir. Ama patlak verdiği nokta ekonomik sebepler ve en fazla desteği de bu sebepten aldı bu protestolar. İleride daha net bir resim çıkar önümüze.
Rica ederim. Sadece Yunanistan değil pek çok olayla bağlantılı ben Yunanistan üzerinden anlattım. Çünkü bu kemer sıkma politikalarının başlangıç noktası orasıydı.
Akabinde AB'de ne oluyor temalı bir Youtube kanalı bekliyorum senden 🙂
Estonya ile göz ucuyla ilgilendim. Bizim edevlet projesine benzer bir projeyle ortaya çıktılar ve muazzam bir ivme yakaladılar. Tüm ülkede internet ücretsiz, inovasyona destek konusunda hazinenin kapısı sonuna kadar açık, bitcoin benzeri bir kripto para çalışması var ve tersine beyin göçü olayını aştılar, beyin göçünü kendilerine yönlendirdiler. 3–5 seneye kalmaz orta direk ekonomiden çıkıp gelişmiş ekonomiler arasına girecekler. Özetle Estonya gözümde şu anda ikinci Güney Kore olmuş vaziyette. Kısa zamanda çalışmalarının neticelerini aldıklarında internet alanında google'ın, telefon alanında android ve ios'un tahtını ciddi anlamda sallayacakları düşüncesindeyim. Hakeza donanıma takılmayıp yazılım alanında atak yapıyorlar. Zira çoktan Rusya etkisinden çıkıp batıya intibak ettiler bile.
Senin gibi ifadesi güçlü ve ilgisi yüksek biri tarafından özellikle takip etmeye değer buluyorum.
Youtube bana göre değil orada anlatamam xd
Ben AB'deki krizi takip ediyordum başladığından beri ama özellikle 2014 sonrası çok ilgilendim ve bu olaylar üstüne denk geliyor. Sürekli de bir şekilde aralarında bir bağlantı var bu konu uzmanlık olan insanları takip ettiğim için söyledikleri şeylerle bağlantıyı kurmak zor olmuyor. Estonya'ya da bakarım orada ne olduğu hakkında pek fikrim yoktu.
ikinç
hello my friend
Bu arada AB'deki olaylarla ilgili ayrıntılı bilgi istersenis spesifik bir konuda bildiğim kadarıyla anlatabilirim xd
Bilgilendirdiğin için teşekkürler o7
Okumadan endorse xd
güzel makale
o7
Başarıyla 5 Gold hibe ettin. Oyuncu kabul ederse hibeniz oyuncunun hesabına aktarılıcaktır.
o7
o7 adam sozunu tuttu xd
Sen de tuttun 😉
Gözümden uyku akıyor zabah okurun
O Macron buraya gelecek
Vallahi yazmis.. Ellerine saglik👍
Guzel makale olmus. Ellerine saglik panpa.
Troika = Duyun-i Umimiye
Aynen panpa.. Bunlar uçaklarla Atina'ya gelir, özel makam araçlarıyla hava limanında karşılanır, lüks otellerde, bakanlıklara gider bakanlardan hesap sorardı. Syriza'nın yaptığı ilk iş bu herifleri Atina'dan kovmak oldu. Teknokratlar, teknokratlarla, bakanlar bakanlarla görüşür dediler. Tabi sonra onun acısını bankalarda Capital Controlsla çıkardılar ama o ayrı mevzu Troika eskisi gibi bakanlıklara gelip ağalık yapamıyor.
hatta bunu da ekleyeyim makaleye xd
syriza nasıl çark etmiş onu da anlatmış 😃 siyasetçilere güven olmaz.
Çark ediş hikayeleri çok uzun aslında da konu çok uzamasın diye kısaca yazdım ben. 😃
Mecburlardı çark etmeye. Adam borcunu öde diyor, ödemem diyor. Kemer sık diyor, sıkmam diyor. Desteği keseriz deyince ister istemez geri vites ki şu an tam hatırlamamakla birlikte Almanya da o zaman euro'dan ayrılın paranın değer kaybetmesine vesile oluyorsunuz tarzında bir çıkış yapmıştı diye hatırlıyorum. Avrupa birliği kısacası herkesi yutuyor.
Aslında makalenle Türkiye'nin halini de çok güzel özetlemişsin de, senin yazdığın kadar güzel yazıp anlatamayan başyazarlar olduğu için Türkiye'de, bu çileyi çekmeye devam ediyoruz.
Mecbur değillerdi. Halkın desteği yanlarındaydı ve resmen dizlerimizin üstünde yaşamaktansa ayakta ölürüz dediler. Avrupa'ya borcumu ödemem demiyordu aksine yeter bizim batmamıza izin ver beni daha fazla borçlandırıyorsun bu borçlar daha da ödenmez hal almaya başladı bu kurtarma paketleriyle diyordu. Eğer bizim krizden çıkmamızı gerçekten istiyorsanız gelin ekonomimizi geliştirecek paketler imzalayalım birlikte diyordu.
O dönem Almanya'nın AB'nin yaptığı çıkışlar tamamen hükümete yönelik baskı kurma amacıyla olan çıkışlardı zira çark etmesine de bu şekilde sebep oldular. Aslında Almanya medyada sizi Eurodan atarız tehditleri savururken kapalı kapılar ardında Yunanistan gerekirse eurodan ayrılırız ve 1 trilyon euroluk zarara uğratırız sizi diyordu.(Bu miktarın da açıklaması var ben tam olarak yapamayabilirim ama) AB kısacası benim dediğim olacak diyor şu anda aynı olayı İngilizlere yapıyor Brexit anlaşması için. Haklısın Avrupa herkesi yutuyor 🙂
Kendimi baş yazarlarla kıyaslamam da bu durum her ülke için geçerli 3 aşağı 5 yukarı. Yazamıyorlar mı yazmıyorlar mı orası da çok belli zaten. Bence yemiyor yazmak xdxd
Türkiyenin halini düşünün bize ne olduğunu anlayın.
Zannımca ilaveten tartışılması gereken konu; Troika ve AB kurtarma paketlerine karşı düşüncelerin (Yunanistan'da, kısmen Fransa'da, Slovenya'da) sahip oldukları kendi çözüm yolları nedir ve ekonomik karşılıkları nelerdir sorularına yanıt veren konudur.
Yunanistan'ın o dönemki ekonomi bakanı Varoufakis'in yazdıkları makaleler var, youtube'da konuşmaları var ve kitapları var bu konuyla ilgili. İlgilenirsen okuyabilirsin özellikle Adults in the Room Yunanistan'da bakan olduğu dönemi anlatıyor. Bu konularda da AB'nin işleyişinin ne olduğu konusunda çok net bir görüntü veriyor.
Makalelerine göz atacağım, kitabı da elektronik olarak edinebilirsem okumayı düşünürüm, teşekkürler.
sondaki karının adı ne
Ne yapacaksın? Kara çarşaf mı hediye edeceksin?
dede xd
Recm?
İslamı geniş alanlara ve tebliğ diye bir kavram duymuşsundur inşalla
e biz ne dedik amk
kara çarşafın konuyla ilgisi ne ?
önce tebliğ
Ya bi git önce kendini badelet öğren sonra başkalarına tebliğ edersin kaçmıyor Paris
Anais Zanotti
eyvallah
cima oldun mu? xdxd
Jeton köşeli. Anlamadım.
Bir ara okuyayım.
Bizim Gezi Parkı'na da değinseydin keşke
Gezi parkıyla bir bağlantısı yok ki bu olayın.
Yok onun için demedim. Olayların karşılaştırılması açısından
Sen yaşıyo muydun?