23 Sentlik Asker (!)

Day 4,483, 06:56 Published in Turkey South Africa by C A R T E R A R T H U R


Neden hep biz ölüyoruz? Hiç düşündünüz mü?



ABD’nin eski Başkanlarından Ronald Reagan Türk askerinin "fiyatını" biçmişti de ondan. Şu hesabı yapmıştı vazgeçilmez dostumuz, müttefikimiz ABD”nin Başkanı Bay Reagan:

"Türkiye’ye güvenlik yardımı bizim de güvenliğimizin bir parçası. Bir Türk askeri yılda 6 bin dolara mal oluyor. Eğer onu bir Amerikan askeriyle değiştirmeye mecbur kalırsak maliyet 90 bin dolara çıkıyor."

Hesabı daha basitleştirelim. ABD’ye göre bir Türk askerinin günlük maliyeti 16, kendi askerininki 246 dolar civarında. Yani 1’e 15.

Rastgele yapılmış bir hesap, öylesine bir bakış açısı mı? Hiç olur mu? ABD Dışişleri Bakanlarından John F. Dulles daha 1950’ler de NATO’ya en ucuz askeri Türkiye’nin sağladığını belirtip: "Bir Türk askerinin bize maliyeti 23 cent’tir." dememiş miydi? Nazım Hikmet, 23 Sentlik Askere Dair adlı şiirini bunun üzerine yazmamış mıydı?

Bu çirkin hesabı hatırlamamın sebebi, geçenlerde Cumhuriyet Gazetesi’nden Leyla Tavşanoğlu’nun Devletler Hukuku Uzmanı Prof. Hasan Köni ile yaptığı söyleşi. Köni: "ABD artık dolaylı savaşı tercih ediyor… Washington artık doğrudan müdahale etmiyor. Özel kuvvetler ve kendi müttefikleri olan ülkelerin özel kuvvetlerini kullanıyor…" diyor. Köni’ye göre, bu Başkan Obama’nın stratejisi ve bunu tercih etmesinin sebebi de ABD’ye daha ucuza mal olması.

Hayır, bu Obama’nın stratejisi değil. En azından Türk askeri bakımından. Taa 1950’lerde, yani NATO’ya girişimizden itibaren bu hesabı yaptıkları ortada.

İşte bunun için her gün ölüyoruz, bunun için "birkaç Mehmet" mertebesine iniyoruz!..



Müyesser Yıldız





23 Sentlik Asker / Nazım Hikmet

Mister Dalles,

sizden saklamak olmaz,

hayat pahalı biraz bizim memlekette.

Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti,

Ankara'da 23 sente,

yahut iki kilo kuru soğan,

yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,

elli santim kefen bezi yahut,

yahut da bir aylığına

yirmi yaşlarında bir tane insan.

erkek,

ağzı burnu, eli ayağı yerinde,

üniforması, otomatiği üzerinde,

yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,

belki tavşan gibi korkak,

belki toprak gibi akilli

belki gençlik gibi cesur,

belki su gibi kurnaz

(her kaba uymak meselesi) ,

belki ömründe ilk defa denizi görecek,

belki ava meraklı, belki sevdalıdır.

Yahut da aynı hesapla Mister Dalles

(tanesi 23 sentten yani)

satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden

İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,

seksen beş onda altısını yahut

bir çift iskarpin parasına.

Yalnız bir mesele var Mister Dalles,

herhalde bunu sizden gizlediler:

Size tanesini 23 sente sattıkları asker

mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,

mevcuttu otomatiksiz filan,

mevcuttu sadece insan olarak

mevcuttu, tuhafınıza gidecek,

mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,

daha sizin devletinizin adı bile konmadan.

Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,

mesela, Mister Dalles,

yeller eserken yerinde sizin New-York'un,

kurşun kubbeler kurdu o

gök kubbe gibi yüksek,

haşmetli, derin.

Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.

Hali dokur gibi yonttu mermeri,

ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına

ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.

Dahası var Mister Dalles,

sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,

zulüm gibi,

hürriyet gibi,

kardeşlik gibi sözlerin,

dövüştü zulme karşı o,

ve istiklal ve hürriyet uğruna

ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,

ve yarin yanağından gayri her yerde,

her şeyde,

hep beraber,

diyebilmek için,

yürüdü peşince Bedreddin'in

O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.

Kaya gibi yumruğunun son ustalığı:

1922 yılı 9 eylülüdür.

Dedim ya Mister Dalles,

Herhalde bütün bunları sizden gizlediler,

ucuzdur vardır illeti.

Hani şaşmayın,

yarin çok pahalıya mal olursa size,

bu 23 sentlik asker,

yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,

her millet gibi büyük Türk milleti. (1953)





Tanrı mehmetçiklerimizi korusun.
Şehitlerimize rahmet eylesin.
Hepimizin Başı Sağolsun...