Meçhul Er

Day 3,161, 12:37 Published in Turkey Turkey by BraweHeart

- Ali gelsene bizim masaya ?

Dur geleyim, eee nasılsınız ?

- İyiyiz de niye gelmiyon buraya, laflarız beraber...

Laflıyoduk zaten Ekrem'le, tuvalete gitti, ben dalmışım öyle.

- Noldu, neyin var...

Yav işte askere gelmeden önce bizimkileri anımsadım az, özlüyo insan.

- Geçer geç...

...Aha Ekrem geldi.

Ekrem gel al sandalye burda oturuyoz, ben de bi tuvalete gidim, çok çay içtik.



- Ali in hadi in, daldın yine...

Ha! Tamam...

...

Kardeş bi yer değiştirelim mi, Ekrem'in yanına geçeyim...

Ekrem nolmuş bizim aztek darbe mi yapmış ?

- Hahah, olum bilmem ama durum ciddi diyolar...

Köprüyü de tam kapatmadık ama, ne bilim, böyle darbe mi olur ?

- Bomba falan da olabilir, ondan bi önlemdir belki ?

Olabilir...

- Bura da soğuk, böyle dizildik anasını...

Hava serin yav...

- Ben niye üşüyosam...

Karşıya baksana nası sövüyolar, nası sövüyolar...

- Olum destek gelmezse ezer geçer bizi bunlar, gecenin bi yarısı...

Sabaha kadar burdayız kesin darbeyse...

Vay anasını...

İlerleyen geceye doğru...


Ali...

- Ne anlatacaktın ben tuvaletten gelince ?

Askere gelmeden önceki uğurlamayı...

- Anlatsana canım sıkıldı, benimkini biliyon zaten...

Ben gelmeden önce bizimkiler, bizimkiler dediğim de sadece bizimkiler değil ha, akrabalar, arkadaşlar falan da var. Gara geldik,otobüs kalkmadan önce davullu zurnalı düğün gibi halay çektirdiler.Gerek yok falan desem de rahat yarım saat oynadılar yav, herkes bize bakıyodu, etrafımızda insanlar bizi çembere almış izliyordu. Tam hatırlamıyom işte, tam davul zurna sustu...

- Uçak geldi!

Ha !?

- Uçak geçiyo dinle bak...

Duydum...

- Neyse devam et...

Neyse, tam davul zurna sustu diyodum, tam sustu etrafımı sardılar, beni havaya fırlattılar... Bak senin boyunda bi arkadaşım var,onun da adı Ekrem, o sağ kolumdan tuttu; biri benim amcaoğlu Hüseyin sol kolumdan, sağ bacağımda kardeşim Burak, sol bacağımdan da biri tutuyodu ama tam hatırlamıyom işte, uzunca biriydi. "Daha yükseğe atın"diyodu ikide bir. Tanıdıklardan değildi. Neyse bunlar tüm gücüyle havaya attı beni, bi sağa savruluyom, bi sola, az kalsın yere yapışacaktım. Şükür düşürmeden indirdiler beni yere, babam geldi boynuma sarılmaya:

- Oğlum, diyo, Sayılı gün çabuk geçeğ, gurbanı da kestircem yarın.

Böyle konuşur babam, adı İbrahim. Bi de kurban kestirmiş, iyi mi ? Görsen köylü gibi giyinir, köylü gibi konuşur falan ama kalbi büyük. Bi de:

- Fıkaranın çocuğuna bişey olmaz, dedi en son.


Belirsiz birkaç saatin ardından,

Gecenin belirsiz birkaç saati içinde...


- Üstüne bakın başka silah var mı!

- Getirin şunu şuraya!

- Geç geç geç!

- Çekilin LAN...

- Yatır yere bitsin, yatır yere yatır...

- Allah-u Ekbeeeeeeeer!

- Kodumun çocuğu!

- Getir getir!

!?

Hüseyin! Amcaoğlu Hüseyin! Çekme kolumdan, aaaaAAH!

- Darbeci ... çocuğu!

Ekrem, kardeşim Ekrem, sen bırak beni!

- Geber şerefsiz!

BURAAAAK! KARDEŞİM BURAK, BIRAAAAK!

- Abi... Kanın bozuk kanın! Kansız İT!

Baba! Babam İbrahim! Bırak BOYNUM... Boynumu bıraaaak!

- Getiriveğcem köpek, ecelini getiriveğcem, ecelin... gelcek!

!?


Herkes nereye gitti ? Çok, çok kötü kokuyorum... Korkuyordum da az önce... Baba? Baba! Ben sen kapıyı çaldığında onu koşarak açan Ali'nim, hala küçük çocuğunum... Ekrem, Ekrem'den kurtarmadın beni! Sen neredesin şimdi ? Ses ver, geleyim yanına.
Sabah akşam, Hüseyin, Burak! Hanginiz kimsiniz?
Duyuyor musunuz beni ?
Ses verin, neredesiniz ?
Konuşamıyorum ki! Baba?
Hissetmiyorum bedenimi, üstümdeki ellerinizi !?
Neredesiniz ?
Boynum sızlamıştı yerdeyken, oluk oluk terlemiştim ya hani bir anda ?
Gördünüz mü ?
Bi dakka duyuyorum...

Gece gece...
Sela okunuyor, sela... Uzaktan sela sesleri geliyor...

Ezan ve sela!

ACEP ? Kim ölmüş ola !?