Geçen Yine İstifa Ediyorum

Day 3,595, 13:11 Published in Turkey Turkey by BraweHeart

- Al abi bi mendil daha, dediğim an tüm siniriyle gözlerini gözlerime dikti, ve apar topar sigara ve küllüğüyle balkona çıktı.

Aslında suç benim değildi, kabahat...
Neyse şu sulugözlerimden bi tane daha yiyim.

Sabahtan beridir gülmeme mani olamıyorum, deli gibi.




Yıllar yılı beyaz önlüğümle bir hastanede çalışmaktaydım, ancak gün oldu ki hastanenin kapısı açık kalmış, olacak iş mi dedim, bu koskaca demir kapı nasıl açık kalırdı.

Çektim çakıyı hemen, açtımmm, atladım kapının üstüne, karnına tak tak tak tak. Yoldan geçenler bana şaşkınlıkla bakıyordu, öyle bakıyorlardı ki korkudan küçük dişimi yutacaktım, hemen bi taksi çevirdim, bir kapısından bindim, diğer kapısından indim. Taksici hakaret etti. Dedim ne bağırıyorsun, kapattım kapıları ve caddenin karşısına geçtim. Hayla bağırıyordu, ne terbiyesiz insanlar var.

Caddenin karşısına geçtiğim anda karşıma çıkan ilk dükkana girdim,fırınmış, o sırada belediyeden teftişe memurlar gelmiş. Ben nereden bileyim teftiş nedir! Önüme gelene selam veren adamım, hemen memurları selamladım, sanırım beni patron sandılar. Belediyeye çağırdılar beni. Tamam gidelim dedim, bir evrakta imza mı ne eksikmiş. Üstümdeki beyaz önlük kirlenmesin diye de öyle titizim ki, ne de olsa hastane malı, elimi kolumu kendime sardım.

Belediyeye vardık, görevli arkadaş evrakları çıkaracaktı, üst kattan gelen sesler dikkatimi çekmişti, en uygun anda hemen sıvıştım yukarı, bir sürü adam sıkıştırmış bi adamı, tartışıyorlar. Hemen iyilerin dostu kötülerin düşmanı olmalıydım...

Topluluk adama: Liberal milliyetçiliğe hayır,yaşasın feminist otokrasi, diye bağırdı.
Ben de tek başına kalmış adama replik verdim sessizce, beyazlar içinde dikkat çekiyordum, dudaklarımı okuyordu.

O da topluluğa: Ülkemiz için, geleceğimiz için, iki duble süt için!

Topluluk şaşırdı, adam da şaşırdı, ben de şaşırdım, aldım gazı, düşmanın konuşmasını bekliyordum.

Düşmanlar: Neler söylüyorsun sen ?, dedi.

Hemen verdim repliği!

Adam: Amman şeker oğlan, yandım şeker oğlaaaan...

Bi de kollarımı kaldırıp oynamaya başladım ki, adam da oynamaya başladı, topluluk bana dönünce ürktü, bunların şaşkınlıkları içinde adamı kolundan tuttuğum gibi belediyeden dışarı fırladık.

Önümüze geleni sağa sola ittirerek sahile doğru koşuyorduk. Daha doğrusu ben koşuyordum, onu da kolundan sürüklüyordum. Şişman olmasına rağmen fena değildi.

Yoldan geçenler bu adamı tanır gibiydiler, selam veriyorlardı ve bizi takip etmeye başladılar. 14. Cumhurbaşkanı AT koşusu gibi caddelerde büyük gruplar halinde sahile akın ediyorduk.

Apartmanların pencerelerinden "Selam başkanım", "Aaa Bopbaş", "Miting mi var?", gibi sesler geliyordu. Sahile gittikçe yaklaşıyorduk. Karnım acıkmıştı, yol üstünde hemen dönerciden 2 dürüm yaptırdım ama yanımda para yoktu. Adamdan istedim, elime bi tane mühür verdi, dedim bu ne, dedi mühür, dedim eee, dedi nee, dedim napçam, dedi bas, bastım mührü dönercinin alnına. Adama bi haller oldu, bi sevindi falan. Dürümler size ikramım olsun dedi. Ben yine aldım gazı.
Sahile doğru koşmaya devam ettik.

Sol koluma adamı taktım, sol elimle de dürümü tuttum, bi yandan dürümden ısırık alıp diğer yandan sağ elimle insanlara mühür basıyordum. Ben bastıkça insanlar geliyordu, ben bastıkça coşuyorlardı, onlar coştukça ben daha da coşuyordum!!!

AAAAAH Cübbeli bi avukata bastım, yaşasın UZUN HALAM!, dedi,
Televizyon muhabirine bastım, yanaşın YANDAN BASIN, dedi,
Deri çantalı bi profesöre bastım, yaşamasın DOKUMA ORANI, dedi.

Ben bastıkça insanların dilleri çözülüyordu, ben bastıkça insanlar rahatlıyordu, ferahlıyorlardı, üstlerinden büyük bir yük kalkmış gibi oluyorlardı.

Merakım gittikçe artıyordu ve koşmaya devam ediyordum,bir yandan basıyordum da:

Bi çulsuza bastım, Şanlı Roma İmparatorluğu'nu istedi,
Bi dilenciye bastım, Temel reisle tanışmak istedi,
Bi memura bastım, bi kere daha basar mısın dedi, dedim olmaz, dedi neden, dedim devletin zimmetli malı israf edilmez, hemen başını yere eğdi ve hüzünle o da peşimize takıldı...

Sahile varmıştık, kalabalık göz alabildiğince büyümüştü, tüm ülke bizi helikopterlerdeki kameralar ile izliyordu.

2 bankı üst üste koydum, üstüne de bu adamı çıkardım, o da çok heyecanlıydı, ben de arkasına geçmiş düşmesin diye onu ceketinin arkasından sıkıca tutuyordum.

Konuş dedim, dök içini, başladı konuşmaya:

•Her alanda ciddi yatırımlar yaptık, doygunluk kelimesini asla kullanmadım, biz hiç doymadık.

•Sevdiğim kız bana abi dedi, desin, bu beni hiç üzmedi.

•Yastığa her başımı koyduğumda sürekli nerede yanlış yaptım diye düşündüm, bir türlü mevki...

Burada nefesi kesildi, yarım milyon insan onun ağzına bakıyordu, kimi insanlar helikopterler altında serinlemeye çalışıyordu. Bir daha konuşmayı denedi, yapamadı, aklıma hemen mühür geldi, acaba ona bassa mıydım, o da rahatlar mıydı ?
Rahatlardı!
Bi zıpladım bastım mührü!
Yine duraklar gibi oldu!
Derin nefes aldı, veeee:

• Yıllar yılı burada başkanlık yapıyorum, BEN NE ZAMAN BAŞBAKAN OLACAM LAN ???
YETTİ, YETTİ BEEE! BU DA BİZİM ADAMIMIZ DEMEDİNİZ, BUNUN DA CANI ÇEKER DEMEDİNİZ, HİÇ DÜŞÜNMEDİNİZ BENİ! SUSTUM, ÇALIŞTIM, AMA YETER!
MUHTARLAR BİLE BENDEN DAHA FAZLA DEĞER GÖRÜYOR. PEKİ YA BEN! YA BEN!

İnsanlar birbirlerine anlamsız anlamsız bakıyorlardı, anlamamışlardı, ben de anlamadım, bir kere daha bastım mührü sırtına:

• ULAN ANLAMIYOR MUSUNUZ? BEN DE İSTİYORUM YEMEK, BEN DE HER GÜN ORAYA BURAYA GİTMEK İSTİYORUM, BEN DE BÜYÜK TOPLANTILARA KATILMAK İSTİYORUM, BENİM NE EKSİĞİM VAR BiENAL'DEN!

İnsanlar hala anlamamışlardı, bi kere daha bastım, ama bu sefer biraz fazla bastırdım sanki:

• BAKIN LAN BAKIN! ELLERİME BAKIN! BURASI B ŞEHRİ, BURASI A ŞEHRİ, B ŞEHRİ İSTANBUL, A ŞEHRİ ANGARA ANGARAAA! BEN B'DEN A'YA GİTMEK İSTİYORUM! YETER LAAAN!

Ben de artık kendimden geçmiştim, bunun sebebini gözümü açınca anladım. Yine hastanedeydim. Çok yorgun hissediyordum. Ayaklarım sızlıyor, başım ağrıyordu. Ancak pis pis sırıtıyordum bir yandan.

Yine karşılaştık işte doktor abi, ama bu sefer suç benim değil, gerçekten bak, lütfen anlayın artık beni... Kapı açık kalmış, bekçiye de kızmayın, zaten ben kapıyı kapatacaktım ama insanların bakışları...

Duydum sizin de tayininiz çıkmış, tayin dedikçe beni bi gülme tutuyor, kusura bakmayın bir yandan da ağlıyorsunuz ama...

- Al abi bi mendil daha, dediğim an tüm siniriyle gözlerini gözlerime dikti, ve apar topar sigara ve küllüğüyle balkona çıktı.

Aslında suç benim değildi, kabahat...
Neyse şu sulugözlerimden bi tane daha yiyim.

Sabahtan beridir gülmeme mani olamıyorum, deli gibi.

Sulugöz de yemesem zil takıp oynuyorum sanacak.

Başkan da istifa etmiş,insanlar onu omuzlarına alıp hoplatmış bi kaç saat. Bu kadar hoplatma çok fazla gelmiş, polis çağırılmış yetmemiş, çevik kuvvet gelmiş olmamış, jandarma gelmiş olmamış, asker gelmiş olmamış, bordo bereliler gelmiş kesmemiş, en son uçaklar sorti yapmış, sahil kenarını bombalamışlar halk anca öyle dağılmış. Midesi bulanan başkan da kusmuş da kusmuş. Halk zıplatmaya devam etmiş, midesi havada bulanmasın diye tuzlu fıstık atanlar olmuş. Bizimki yakalayamamış, onlar da yere düşmüş, yazık olmuş fıstıklara... Neyse başım şişecek, kapatayım haberleri.

Ben de bayılıp kalmışım, hiç hatırlamıyorum nasıl bayıldım, adamı da işinden ettik, doktoru da sürdürdük. Acaba yeni doktorla iyi anlaşır mıyız ki ? Bahçeye çıkmama yine izin verilir mi ki ? Bu sefer kesin ceza alıcam, kaçarı yok. Günler oldu kardeşim de gelmedi ziyarete. Hangi kardeşim ismini de hatırlamıyorum. Bilmiyorum,sadece, gülüyorum...




Shout:

Geçen Yine İstifa Ediyorum
https://www.erepublik.com/en/article/2651549

Arkadaş olarak ekleyip bağış yaparsanız sevinirim bêyler, shout kısmı aksın biraz
ehe