OYLE BIR GECER ZAMAN KI - 13

Day 2,258, 05:55 Published in Turkey China by TURKISH CONQUERER

Tum sinifin onunde yedigi ve unutmadigi ve aslinda asla da unutmayacagi o tokat`tan sonra, engin suklum puklum gozunde tutamadigi yaslarla yerine gecmisti.YERINE, En arka siraya, fatma`nin yanina.
En arka sira, ayni zamanda ogrencilerin sinif icerisindeki seviyelerini yansitan bir olcuydu de .
En tembel, ogretmenin en sevmedigi cocuklarin oraya oturdugunu kisa zamanda ogrenmisti herkes. Yapabilecegi fazla birsey de yoktu kabullenmekten baska.
Mardin`de basladigi ilkokulda ,uzaktan akrabalari da olan o mavi gozlu, kumral ve gulunce gozlerinin isiltisi ile insanin icine mutluluk veren ogretmeninin gozdesi iken ve 6 yasina ragmen okumayi sokmus ,ornek olarak arkadaslarina gosterilen bir cocuk iken, artik en arka siraya mahkumdu iste.
Ne oldugunu anlayamiyordu ama uzulmekten yorgun dusmustu ve artik sorgulamiyordu da durumunu.
Annesi biraz anlamakla beraber onu, yapabilecegi tek sey engin geceleri aci ile uykusunda sayiklarken, yataginin basucunda ona hissettirmeden aglamakti sadece.Ne yapabilirdi ki yildiz hanim?
Babasi ise...evet,dogru!
Babasi birseyler yapabilirdi belki ama engin korkuyordu.Babasini taniyordu , cok sinirliydi ve birkac kere hayal meyal o sinirliyken neler yapabilir gormustu.
Bundan dolayi onun bu olaya karismasini hic istemiyordu. belki de birseylere sebep olmak istemiyordu kendince.
iste bu yuzden babasina yalan bile soylemisti okulun ilk gunu ogretmenine verdigi hediyenin akibeti konusunda. Cok tesekkur etti demisti.
Neyse ne!Icine atmak en kolay yoldu onun icin ve o da oyle yapti. Icini sizim sizim sizlatan hislerini, acimadan suskunluk atesi ile sondurmeye calisti. Sustu,sustu,sustu...
Gunler ise hizla geciyordu.engin ogretmenin ona bictigi rolu oynamaya her nedense mecbur hissediyordu kendini.Bastirdigi duygulari, korkusu onu bu sekilde davranmaya itiyordu. Okumayi bildigi halde,kurdalesi bile daha takilmamisti cunku okumuyordu!Ilk donemin yarisini gecmislerdi bile!
Okumayi biliyordu ama ogretmeni azarlar sekilde,zekasi geri birine seslenirmiscesine onu masasina cagirip, o havasi gri renkli soguk ankara gunlerinde, o sari los sinif isiginda "okusana be artik!" diye haykirdiginda, kelimeleri icinden okuyordu ama agzindan bir turlu cikartmayi basaramiyordu iste! Tabi sonuc hep ayniydi,kulagi iyice kizarana kadar cekilir ve sag yanagina yedigi kuvvetli bir tokatla fatmanin yanina donerdi.
Fatmanin yanina...
Fatma...
Iyi kalpli arkadas!
Fatma...
Bitli fatma!
Bu tabiri ona siniftaki hangi vicdansizin taktigini asla hatirlamiyordu.
Ama ona bitli fatma diyorlardi iste.
Fatma,kirsal kokenli ve fakir bir ailenin cocuguydu ve bunu anlamak cok kolaydi. Burusuk ucuz beyaz dantelli yakasi, en ucuz naylon kumastan siyah solmus onlugu, kenarlari yirtik olan ayakkabilari ve iyi beslenemedigi herhalinden belli olan sararmis benzi ile oylece sessizce otururdu iste.
Engin yanina oturana dek, kimse onunla oturmak istememisti!
Zavalli cocuk, her ne kadar engin`in talebi olmasa da bu yer secimi, o yanina oturdugunda sira arkadasina karsi bir minnet duymus,sicaklik hissetmisti. Merhamet dolu cocuk kalbinde ilk mutluluk isigiydi belki bu yanan o karanliklar icinde kaldigi sinifin siralarinda.
Belki bu yuzden engin tokat yediginde veya kulagi kipkirmizi olana dek cekilip yerine dondugunde,o da en az onun kadar uzulur ve hatta onun da istemeden gozlerinden yanaklarina birkac damla yas yuvarlanirdi. O da benzer aciyi hissediyordu minik yureginde!
Aslinda Engin de bunu hissetmisti ve o da fatma`yi korumak icin elinden geleni yapardi kesinlikle...yapardi ama...eger gucu olsaydi! Oysa yalniz ve zayiftilar iste! Kimse teneffuste ikisi ile de konusmaz, beslenme cantalrindan cikan fazlalari paylasmazlardi onlarla.
Gerci iyi ki de boyleydi cunku Fatmanin beslenme cantasindan ikiye bolunmus yarim ekmek ile bir kucucuk parca peynir ve bazen yaninda 4-5 zeytin tanesinden baska birsey cikmazdi ki paylassin.
Birgun okula saglik mudurlugunden teftise gelmisler ve hernedense ozellikle giyimi kusami yerinde olmayan cocuklarin kafalarina "ozel bir dikkat" gostererek bit taramasi yapmislardi.Galiba ondan sonra takilmisti bu acimasiz lakap fatma`ya.
sengul ogretmen memurlardan ozellikle rica etmisti engin ve fatma`yi gosterip: "Bu iki cocuga lutfen ozellikle bakin cunku bunlarda bit olabilir!" demisti memurlara herkesin icinde! yer yarilsaydi da icine gecseydi engin ancak belki o zaman bu kadar utanirdi.Kipkirmizi olmus ve basini utancla onune egmisti herzaman ki gibi...
Gorevli saglik memurlari da nereden bilsinler ,ogretmenin bu istegi kirmamis ve en az 10 dakika kizin ve engin`in basini incelemislerdi.
Sonunda ikisinde de bit bulamadilar ama zavalli kizcagizin uzun saclarinda belki ucuz sabunla yikandigindan biraz fazla kepek buldular.
bunu onlemek icin de -aslinda gayet de iyi niyetle - bir solusyon verdiler fatma`ya...
Ama tum sinifin onunde verilen bu solusyon, kizin adinin BITLI olarak kalmasina da yolacti ayni zamanda.
Fatmanin ailesi belki Fakirdi ama temizdiler! Belki yiyecek yemekleri cok degildi ama temizdiler! Boyle birsey asla olamazdi ve engin elbette buna emindi ama siniftaki diger cocuklar da cok acimasizdi ve bbunu hemen bir eglenceye donusturduler!
Daha ilk teneffuste, etrafini sarip, bir tempo esliginde "bitliii fatma, bitliii fatma!" diye sarki soyler gibi bagirmaya basladilar ve kiz aglayana kadar etrafindan cekilmediler!
Sengul ogretmen de bu igrencligi gormustu aslinda ama sanki haz aldigini saklamak istemezmiscesine, nikotinden sararmis pis dislerini gosterir sekilde siritarak gecip gitmisti yanlarindan!
Engin bir kosede fatmaya yapilani izliyordu,uzuluyordu aslinda ama bir yandan da kendisinin ayni duruma dusmemesinden dolayi sevincliydi! Garip duygular, agir duygular hissediyordu aslinda! Sonra artik dayanamadi ve tam cember olusturan cocuklarin birleserek zincir olusturmus ellerini ayirmaya giderken, yan sinifin genc ve sempatik erkek ogretmeni bu yapilani gordu ve hisimla, olanca sertligi ile cocuklara haykirdi!
Bagiranlar cil yavrusu gibi siniflarina kacarken, cemberin ortasinda aglamaktan bitap duserek yere yigilan fatma ,kafasini comeldigi dizlerine dayamis oylece kalakalmisti.
Serhat ogretmen, onu koltukaltlarindan tutarak yavasca ayaaga kaldirdi. Ucuz ve eski oldugu herhalinden belli olan siyah onlugu, koridordaki tozlardan dolayi kirlenmis, onlugunun zavalli aglayan basini dayadigi kismi ise gozyaslarindan sirilsiklam olmustu!
Serhat ogretmen onu ayaga kaldirdiginda, sadece kesik kesik ve icin icin agliyor, nefesi kesilmis bir insanin oksuruk sesi gibi derin derin hickiriyordu!
Serhat ogretmen de buna daha fazla dayanamadi, "kalk yavrucugum!" derken istemdisi gozlerinden bir iki damla yas dustu.
Fatmayi aldi ve gogsune bastirdi! Iste o an fatma haykira haykira " ben bitli degilim ogretmenim, ben bitli degilim!" diye bosaldi!
Serhat ogretmenin sevgi dolu elleri kizin kumral ve uzun saclarinin ustunde geziniyor , onu bagrina basiyor ve bir yandan da "elbette degilsin yavrucugum, elbette degilsin guzel kizim!" diye sessizce mirildaniyordu...