OKB, Sosyal Fobi ve Esansiyel Tremora Karşı Savaşmak

Day 2,131, 08:47 Published in Turkey Turkey by Onur Akinci

Bir zamanlar ben de sosyal fobi hastasıydım. Çok sıkıntılı zamanlar yaşadım. Sosyal ortamlarda kendimi fazlasıyla huzursuz hissediyordum. Çocukluğumdan beri insan içinde heyecanlanırdım ama fazla önemsenecek düzeyde değildi heyecanım. Üniversiteyi kazandığım yıl bu sorunum tamamen gün yüzüne çıktı.

Bir çok insan kalabalık önünde heyecanlanır ama benim durumum heyecandan fazlasıydı. Yaşadığım sanrıyı en iyi tanımlayacak kelime "panik" kelimesi olabilirdi. Arkamdan bir hanım topuklu ayakkabısıyla yürürken rahatsız olurdum. Çıkardığı ses beni huzursuz ederdi. İnsanların için telefonla konuşamazdım, su içip yemek yiyemezdim. Aynı zamanda esansiyel tremor hastası olduğum için ellerimde titreme olurdu ve sosyal fobinin etkisiyle insanların titremelerime şahit olmasını istemezdim. Hocanın gözüne batmamak için hep arka sırada otururdum. Düğünlerde, nişanlarda piste çıkmak bir yana dursun pistin yanına bile yaklaşamaz hatta ve hatta bu sebeplerden dolayı düğün, nişan ve benzeri toplantılara katılmazdım. Gerçi hala piste çıkıp dans etmiyorum ama en azından daha sosyalim.

Sosyal fobi ve esansiyel tremordan kaynaklanan sorunlarımı kafama oldukça takmaya başlamıştım. Bu takıntılarım öylesine yoğundu ki çoğu gece uyuyamıyor uyusam bile rüyalarımda insanların bana bakıp güldüklerini görüyordum. Evet, nur topu gibi yeni bir hastalığım daha olmuştu: Obsesif kompulsif bozukluk. Bu üçlü ittifak beni hayatımın her anında esir alıyor, bana dünyayı dar ediyordu. Bazı ataklarım destansı oluyordu. Ölsem de kurtulsam dediğim zamanların sayısı hızla artıyordu.

Bu duruma ya son verecektim ya da hayattan umudu kesecektim. Mücadele etmeye karar verdim. Sıkıntılarımdan büyük ölçüde kurtuldum ama tabi kolay olmadı. Hayattan vazgeçmek cesaret ister ama hastalıklara karşı mücadele hem cesaret hemde emek ister.

Bir sonraki yazımda geçirdiğim bazı destansı sanrılardan bahsedeceğim.