Karşıt Ses

Day 3,558, 03:05 Published in Turkey Turkey by Turk Toplulugu

Alparslan akşam yemeğini yemiş, haftanın yorgunluğunu bir nebze olsun atmak için yatağına uzanmıştı. Gözlerini tavana dikmişti önce, sonra hafif kısık bakışlar ile odadaki eşyaları süzmeye başlamıştı Alparslan. Olanları anlamlandırmaya çalışıyordu, yoğun bir hafta olmuştu onun için. Tam göz kapakları kapanmak üzere iken telefonu çaldı. Ekranda beliren, aşina olmadığı bu numara kime ait olabilirdi.

- Selamun Aleyküm Alparslan.
- Aleyküm selam. Kiminle görüşüyorum?
- Ben Majarov
- Merhaba, merhaba….Nasılsınız?
- Teşekkürler iyiyim, sen nasılsın?
- Yorgunluk var biraz. Haftanın yorgunluğu işte…
- E parti başkanı olmak kolay değil Alparslan. Bu kadar kişi ile uğraşmak hiç de kolay değil. Her neyse seni aramamın sebebi........

Majarov bir an duraksamıştı. Alparslan’ı çok iyi tanımıyordu dolayısıyla nasıl bir tepki vereceğini de kestiremiyordu.

- Alparslan acil görüşmemiz gerek. Mühim konular görüşmek istiyorum.
- Telefonda konuşulmayacak kadar mı mühim?
- Evet, çok mühim.
- Tamam görüşelim. Nerde ve ne zaman?
- Hemen benim ofise gelebilir misin?

Alparslan masanın üzerinde ki yeşil kaplı defterine Majarov’un adresini yazmaya başladı. “Bu kadar mühim olan konu ne acaba”? diye düşünürken bir taraftan da ne kadar süre içerisinde Majarov’un ofisine varabileceğini hesaplıyordu.

- 45 dakika, 1 saat sonra oradayım Majarov.
- Tamam Alparslan bekliyorum. Yalnız gel.
- Orda görüşürüz.

Merdivenlerden hızlıca inerken hala aklı bu mühim konuda idi. İlk gelen taksiye el attı. Arka koltuğa otururken gerginliği bir nebze daha arttığını hissediyordu.

- Nereye gidiyoruz? Dedi taksi şoförü

Alparslan hiç konuşmadan elindeki kağıtta yazılı olan adresi uzattı taksi şoförüne. Ve tekrar düşüncelere daldı. “Ne isteyebilir ki benden. Seçimler yaklaşıyor. Aday göstermemi isteyecek olabilir. Ya da bir arkadaşını….Ama böyle olsa yarını beklerdi. Neden ofisime gelebilir misin hemen desin ki? Politika iğrenç bir şey. Bir sonraki adımı ben bile hesap edemiyorsam düşün artık. Bu işte bir iş var!”

Alparslan’ın beyninde ki tilkiler fısıldamaya devam ediyorlardı. Ta ki şoförden gelen sese kadar.

- Geldik efendim şu bina.

Parayı uzattı Alparslan: - “Üstü kalsın.”

Majarov, Alparslan’ı ayakta karşıladı. Sol eli ile Alparslan’ın oturacağı koltuğu işaret etti ve kendiside Alparslan’ın tam karşısına oturdu.
- Zor olmadı değil mi burayı bulman?
- Hayır, hayır zor olmadı. Belki nezaketsizlik olarak algılayacaksın ancak birazdan parti meclisi toplantısı var. Doğrusu çok zamanım yok. Doğrudan konumuza geçsek.
- Peki Alparslan, haklısın lafı uzatmaya gerek yok. Mevcut hükümet hakkında ne düşünüyorsun?
- Hükümet mi? Ortada bir hükümet yok. Farkında değilsin sanırım 3 kişi tarafından yönetiliyoruz. Diğer bakanların sadece ismi var. Çoğunun alınan kararlardan haberi bile yok. Belki de bahsi geçen 3 kişinin de birbirinden haberi yok. Saldım çayıra Mevla’m kayıra…
- Böyle diyorsun ama her seçimde de onları destekliyorsunuz.
- Türkiye artık bir korku ülkesi Majarov. Dört dönemdir böyle. Gerçekten bir strateji etrafında mı hareket ediyorlar bilmiyorum. Yunan ve İsrail kaynaklı istilacılar geldikten beri böyle maalesef.
- Ben de böyle düşünüyorum Alparslan. Başkanlık seçimlerine kısa zaman kalınca, ülke medyasını işgal ediyorlar. Aman istilacılar kazanmasın, tek aday da birleşelim.
- Ne gariptir ki bu tek aday hep Onlar.
- Ne yapmayı planlıyorsunuz peki?
- Majarov, durumdan fevkalade rahatsızım ancak hareket edemiyorum. Adayımız X kişisidir desek; vatan haini…oyları bölecek…istilacıların hesabına çalışıyor yaftalanmasından çekiniyorum.
- Fenerbahçeliler ne diyor peki? Ortak aday konusu olsa nasıl bir pozisyon alırsınız?
- Konuşmak lazım Onlarla Majarov. Şahsi olarak ben olumlu bakarım. Ülke kaynaklarının birkaç kişi tarafından sömürülmesine izin verdik bu ana kadar. Seçim birlikteliğine onay veririm.

Alparslan saatine baktı ve Majarov’un ofisinden ayrılmak üzere ayağa kalktı.

- İzninle Majarov. Hem bugün ki Parti Meclisi toplantısında da bir nabız yoklaması yaparım. Malumun 3 gün sonra parti başkanlığı seçimi var. Kudüs’lü başkan olacak. Konuşurum O’nunla. Fenerbahçelilerle ilişkisini güçlendirsin.
- Beni mutlaka bilgilendir Alparslan, elimden gelen yardımı yapmaya hazırım.

Alparslan odadan çıkar çıkmaz Majarov telefonunu eline aldı. Herkesin bir ucundan tutması gerektiğine inancı tamdı.

- Yeğen Alparslan yanımdaydı. Yaklaşık olarak aynı şeyleri düşünüyoruz. Şimdi senden istediğim; bir otelin kongre salonunu 1 aylığına kapatıyorsun. Girişe korumalar dik. Bir parola vereceğim. Sadece parolayı bilenler toplantılara katılabilecekler.
- Emmi otel işi kolay. Böyle dediğine göre bu iş bitti.
- Ne bitmesi daha yeni başlıyor.
- Emmi parola ne?
- Karşıt Ses………….



Alparslan takside tekrar derin düşüncelere dalmıştı. Ülkede, politik öngörünün ne anlama geldiğini en iyi bilenlerden birisiydi. Cebinden not defterini çıkardı. İlk boş sayfaya 3 tane isim yazdı: Barış1907, Kadıköy ve Hoca.