Bölüm 16: Sarıkamış’ta Kış

Day 2,062, 05:49 Published in Turkey Spain by onurd34

Üçüncü gün ustalarla vedalaştık. Üç gün uğraşıp fosseptik çukurunu kazdılar o soğukta, kar altında; ama lojmandaki tuvaleti yine de kullanıma açamadık. Çünkü orasının fosseptik çukuruna bağlantısı hiç yapılmamış. Bu karda lojmanın duvarlarını delmeyelim çok fazla, beton tutmaz; dedikleri için öyle de kaldı. Üç günlük çalışmanın tek yararı, banyodaki giderin açılması oldu. Adamlar giderken; “Böyle köylülerin varken, Allah yardımcın olsun burada” dediler…



O hafta sonu doğal olarak ilçeye gitmedim. Sıcacık lojmanımda oturup; uzun zamandır bu kadar şiddetlisini görmediğim karın, kışın, soğuğun keyfini çıkardım. Öğlen hava yumuşamışken; okulun arkasındaki tepeye çıkıp bolca fotoğraf çektim. Çeşmeden su taşıdım, okuldan tezek getirdim lojmana. Filmlerde hazırlık yapılır ya hani büyük savaşlara; o tarz bir hazırlık yapıyordum yani…



Köylülerden birinin abisi gelmişti İstanbul’dan. O geliyordu lojmana oturuyorduk, dertli bir adamdı. Ben de uzağım İstanbul’dan sen de hoca, gel kağıt oynayalım keyfimize bakalım derdi hep. Hiç adetim olmadığı ve sevmediğim hâlde kağıt oynuyordum. Hoşsohbet bir adamdı, sigara da içmezdi lojmanda bana dokunuyor diye. Tek kusuru; kaybetmeyi bilmemesiydi. Kaybedince kağıtlara söylenmeye başlıyordu. Ben büyük kumarbazım, sana oyunu ben öğrettim, nasıl yeniyorsun beni; der dururdu…

Hafta içi toplantı var dediler, minibüsü aradım. Hocam tepeye çıkarsan alırım; aşağı inemem dedi şoför. Mecbur çıktık o tepeyi, o karda. İki-üç adım atıyorum, bir adım kayıyorum. Fena hâlde de dik bir tepe. Kar yokken kolayca çıkıyordum on dakikada, ama kar gerçekten başka bir şeymiş… Tepeyi çıkarken vazgeçmeyi düşünebiliyorsunuz gitmekten, o kadar yani…

Cuma günü yine gelecektik, başka bir toplantı vardı. Ama Erzurum’dan bizim oraya misafir de gelmiş, bir benim için inmeyecek köye diye; aldım da aldım. Cuma günü erken dönersek, tepeden aşağı filan inme ihtimalim olabilirdi. Minibüsün inmesi ayrı bir dert, çıkması ayrı bir dertti çünkü bizim mezraya. 21 Aralık’ın olduğu haftaydı; hocam kartla alalım her şeyi, ödemeyeceğiz nasılsa; diyordu diğer öğretmen arkadaş…



Perşembe günü öğlene doğru müthiş bir kar yağışı başladı. Önceki günlerde ara ara duruyordu kar; o gün hiç durmadan iki-üç saat yağdı. Eyvah dedim, minibüs tepeye de gelmez şimdi. Ertesi günkü toplantıyı düşünüyordum ben. Öğleden sonraki dersleri yaparken, tipi yavaşladı lapa lapa yağmaya başladı kar. Kapatın dedim kitaplarınızı, dışarı çıkıp kartopu oynayalım. 20 Aralık 2012 günü, 10 öğrencimle müthiş zevk aldığım bir kartopu savaşı yaptık. Bana atmıyorlardı en başta, dedim bana atmazsanız ben eğlenemem ki; sadece siz eğlenirsiniz. Sonra yavaş yavaş bana da atmaya başladılar. Daha sonra okula geçip, çekildiğimiz fotoğraflara baktık. Birbirlerinin fotoğraflardaki halleri inanılmaz hoşlarına gidiyordu, gülme krizlerine giriyorlardı.



Okuldan sonra lojmana geçtim; telefonu cama asınca diğer okulun müdürünün attığı mesaj geldi. Mesaj öğleden önceye aitti: Onur öğleden sonra okul tatil, ders yapmana gerek yok… Hemen aradım tabii; ertesi gün de tatilmiş okullar, toplantı da iptal edilmiş. 21 Aralık’taki kıyamet senaryosu mu etkiledi, yoksa İstanbul’da da okulların tatil olması mı bilmiyorum; günlerdir aynı kar varken o gün tatil oldu. İlk aklıma gelen, iyi ki alışverişi bolca yapmışım oldu. Üç günlük bir tatil daha vardı şimdi önümde, lojmanımda geçecek…



Destek Verenler
White Walker'den 2.00 Gold kabul ettiniz.
okaldey'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
valide sultan'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
kursunkalem61'den 2.00 Gold kabul ettiniz.
karadon90'den 10.00 Gold kabul ettiniz.

Shout Metni:
16. Bölüm Yayında!
V-S hatta shout'larınızı esirgemeyiniz... 🙂
http://www.erepublik.com/tr/article/2290268/1/20