[Özel Harekat] Dosta veda

Day 4,108, 12:08 Published in Turkey Turkey by P. Cornelius Scipio Africanus

Özel harekatımızın en özel adamı, gereksiz bilgi reisimiz, tarihi bilgilerini oyundaki karakterlerle harmanlayıp bizi eyleyen adam gibi adam, trollerin vazgeçilmezi; abimiz, gardaşımız, boramız, yeni adıyla Tjorbergh eski adıyla smboramız. Reel durumlar sebebiyle oyunu bırakıyor.

Bize yakışır şekilde veda etmek istedik.

Afatdedem hikaye yazdı, Kipcakhan video yaptı, makaleyi açmak da bana düştü.


Önce hikayeyi okuyalım;

Okurken dinlemek isteyenlere



Mai yine is basında. Ekibi topladı ve Tjorbergh'e veda hazırlığı yapmamızı emretti. Benim ilk tepkim bana ne amk, zaten hiç sevmezdim siktirsin gitsin oldu. Gılmısı Aslan hesabıma 5.000 TRY donate edince aslında Tjorbergh'i ne kadar sevdiğimi hatırladım.

Vay benim kardeşim oyunu bırakmış, ben nerelere gidem, basımı nerelere vuram diye ağıt yakmaya basladım. Hatta öyle abartmışım ki, bi ara doktor Dudullu'yu çağırıp bana penisilin vurdurtarak kendime getirttiler.

Güzel dostumuza masalsız veda etmek olmaz diyerekten, çam sakızı, çoban armağanı bir masal yazmaya karar verdim. Afiyet ile okumanız dileğiyle.

Safları sıklaştıralım cemaat. Evvela niyet ettim cenaze masalını okumaya, uydum hazır olan Afatdede'ye.


SlowTV Ana Haber bülteninden hepinize iyi aksamlar sevgili götelekler. Bültenimize acı bir haber ile başlıyoruz.

Devletbasganı Shooter tarafından etarihimizi araştırmakla görevlendirilen tarih profesörümüz Tjorbergh, Tuna nehri yakınlarında eBizans veliaht prensi Ahmetinakis
tarafından sehit edildi. Muhabirimiz Tuco Salamanka suan olay yerinde.

-Evet Salamanca seni dinliyoruz; Acı var mı, acı? Sorabilir misin şehidimize?

-Sevgili Eray Muhtar ne saçmalıyorsun? Herif öldü nasıl sorayım?

-Bi kalp masajı falan yap. Bi 5 dakika canlansa bize yeter. Bak endorseler tavan yaptı. Kaçırmayalım bu fırsatı. Onun yanındaki organ ne? şeyini mi kestiniz?

-O benim ciğerim Eray Muhtar. Ciğerim yandı. Kardeşimle beraber gömeceğim onu da.

O esnada BuNeArkadas cenazeye yaklasıp üzerine abanır. Herkes suni teneffüs falan yapacak derken, herkesin şaşkın bakışları arasında, cebindeki son paraları alarak kaçmaya başlar. Salamanka da pesinden koşar.

Kameraman arkadaşımız Mason anlatıyor:

Biraz ötede Salamanka BuNeArkadas'ı yakalayıp sorar.

-Arkadaş hiç mi geleneklerinize bağlı değilsiniz. Atasözü bile var "Mademki oyunu bırakacaksın, istemeden salacaksın" herif şehit olmuş salmaya vakti kalmamış. Hem rahmetli de olsa aynını yapardı.

Eray Muhtar:

Sevgili BuNedirArkadas, hiç mi vicdan azabı duymadın? Acı var mı efenim acı?

-Yahu ben bu parayı kendim için almadım. Tüm dilenci kardeşlerime aldım. Bi lahmacun fırını açarız dedim. Dönerburger de olur. Bana hepsi uyar.

Mason:

iyi de kardeşim biz bile yeni haber aldık. Sen nereden duydun da geldin buraya?

Xenon Dede söyledi. Ben her zamanki gibi profiller sokağında level atlayan, rank atlayan var mı diye dolanırken, dede ağlayarak yanımdan geçiyordu.

-Hayırdır dedem? Paranı mı kaybettin? Nedir bu telaş?

-Hiç sorma daha beter.

-Paradan daha beter ne olabilir ki?

-Yahu su sizin tişörtlü bi oğlan vardı neydi onun adı?

-Gılmısı Aslan.

-Yok o değil be. Tyorberg mi ne. Adını diyemiyom ben onun.

-Dedem bunun için ağlanılır mı hiç yazık etmişsin gözlerine.

BuNeArkadas olayın aslını öğrenince gözlerinde dolar işareti çıkar ve olay yerine koşar.

O esnada Özel Harekatçılar her zaman olduğu gibi sahilde ateşin başında çember olmuş, yaptıkları trollükleri anlatarak eğleniyordu. Afatdede ise bunları not alıp masallarda kullanma derdindeydi.

Böyle zamanlarda keyfe gelen Mai gitarını alarak şarkılar söyler

Bizimkisi bir ask hikayesi
Mavi siyah filim gibi biraz
Gözyaşı ates ve ihtiras
Bizimkisi trol gibi biraz
Trol gibi

Xenon dede gelip keyiflerini kaçırır ve acı haberi bildirir. Juju hiddetlenerek kılıcını kınından çıkarır.

Kim kıydı benim kardeşime? Ben onun çükünü kesmez miyim simdi?

Diyerek koşmaya baslar. Sentinel ve Eses de pesinden gider. Arada ülkenin farklı bölgelerinden dassagh kesme haberi geliyor. Belli ki Juju işinin basında. Bizim Sentinel ve Eses Akdeniz kıyılarında Juju'yu yakalar. Az kalsın Eses takımı kaybedecekken, Sentinel cevval davranarak onu kurtarır. Fakat bu seferde kendisi keser.

-Lan Sentiniel bana engel oldun, kendin niye kestin adamın çükünü?

-Hep bir kız kardeşim olsun istemişimdir.

Mai'nin arabayı binerek Tuna Nehrine doğru yolculuğa çıktık. Normalde biz bu arabaya hep sıkış tepiş doluşuruz, ben hep kucağa oturmak zorunda kalırdım ama bu sefer rahat bir yolculuk oldu.

Neyse efenim Xenon dedenin yönlendirdigi Tommiks Khatun isimli şahsın işlettiği hana ulaştık. Bizi kapıda coşku ile karşıladı.

Hoşgeldiniz yiğitler, oturun hele bi soluklanın. Kızlar şarap getirin koçlarıma. Şarabın yanında ne alırdınız? Esmer kızlarım var, kızıl var. Ay ben kızıl kızlarımı tavsiye ederim, ilik gibiler.

KipcakHan sinirlendi;

Bre kadın sen ne diyorsun? Biz neyin derdindeyiz, sen ne anlatıyorsun? Kadın olmasan çakardım bi tane ama neyse.

-Ayol çak yiğidim. Biz zaten bunun için buradayız. Sen hele yukardaki odaya çık ben kızları yolluyorum.

Kipcak tavsiyeye uydu tabiki affeder mi amk.

Neyse ki Mai gibi aklı basında bir liderimiz var da buraya niye geldik hatırlattı bize. Kadın buraya dün 39 level 6k str boylarında bir babayiğit geldi mi?

-Ay gelmez mi sekerim. O ne yiğitti öyle. Kapıdan girip Hancı bana şarap ve kadın yolla diye bir kükredi, benim kızlardan ikisi daha o dakkada ıslandı.

Woga çoktan şarabı açmış ve şişeyi yarılamıştı. Diğerleri de birer birer Woga'ya eşlik etmeye başladılar. Xenon dedenin ardından bir de bu taytlı kadının gevezeliği bizimkileri canından bezdirmis ve kendilerini şaraba vermislerdi.

-Ayol ben bu sizin yiğide iki kız yolladım bi saat geçti geçmedi kızlar perişan halde geldiler. Abla daha çok kadın istiyor bu adam dediler. Sabaha kadar inanır mısın 2 tur bindirdi benim kızlara. Tam üçüncü tura baslamıştı ki, o eksi suratlı Ahmetinakis ve adamları geldiler.


Afatdede çoktan sızmış, masalın sonunu bağlama görevi conditionsh a kalmıştı. Condi bizim grubun arkadan saplayıcısıdır. Ne yapar eder her masalda birilerine saplar. En son rahmetlinin makalesinde Sezar'a saplamıştı.

Ne zaman ki biz sahilde atesin basında sızıp kalsak, Condi gelir üzerimizi örter, birer öpücük kondurur. Günün talihlisini seçmeyi de ihmal etmez.

-Afatdedem de sızınca ne kadar tatlı oluyor.

-Ne yapıyorsun yiğidim? ilik gibi kızlarım dururken bu buruşuğa mı kaldın?

-Sus be kadın. Sen be anlarsın? Hele yardım et de dedeyi yatağa taşıyalım.

( afat dede'den not; Bizi bilen bilir. Trol yapacağız diye toplandık ama ne yapsak beceremiyoruz. Hep elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. Kardeşimize son görevimizi yerine getirelim dedik. Onu da beceremedik. )




Kipcakhan gardaşımın editlediği video;




Her elvedada olduğu gibi aklımıza yine Yahya Kemal'in şaheseri geldi elbet 🙁

Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal BEYATLI
Özel harekat adına en güzel üyemize;


Gidiyorsun Hoşça git
Dönüşün efsane olsun be amk.