[ANONİM] DEVEYE NEDEN SORMUŞLAR BOYNUN EĞRİ DİYE

Day 2,706, 06:24 Published in Turkey Greece by trmay





Merhaba,
Bir önceki makalemden sonra böyle bir makale yazma ihtiyacı hissettim.


Uzun emek verdiğim bir proje esnasında, hayalkırıklığına uğradığım bir olay sonrası oyunu bırakmıştım. Elbette bu sebep değil bir kıvılcımdı. Oyun hayatımda görmediğim bir fiyaskoydu o kıvılcım, Değer verdiğim birkaç insanı incitmemek için değinmedim konuya, ne giderken ne sonra.


“e-hayattan çıkış yap, hayata giriş yap” sloganıyla hayata döndüm. Flash TV ye sarıp halay çekme moduna girdim. Fakat bir süre sonra birkaç değerli arkadaşı görmek için irce uğradım.

Tabi oyunda beni tutacak hiçbirşey kalmamıştı. Onun için özlediğim sohbet-muhabbet ortamına uğramam yeterli diye düşündüm. Amma lakin ki öyle değilmiş. Çünkü irc’in zaten mazi olduğu oyunda bu ortamı bulmak benim için yalan olmuştu. irc bitmiş.

Mendiller tükendi, reel hayatta oksijen stoğu yaptım. Ufaktan kanımdaki karbonmonoksit ihtiyacı artmaya başlarken, süpriz bir ismin başkan adayı olacağını duydum. (o dönem tek rakibiniz Tuzgun olabilirdi 🙂 ) Elimde gerçekleştirmediğim birkaç güzel proje olduğunu, kabineye girersem oyuna dönebileceğimi söyledim. Tabi adaylıktan çekilmesiyle benim de oyuna tekrar dahil olma hevesim yalan oldu. Çıkış yaptım yine 🙂


Ardından darbeler geldi, diktatörlük ortamı oluştu. Azerbaycan ordusuna katıldım, Ermenistan darbesi için. Ancak, ben savaşı takip edene kadar savaşın bittiğini görünce oyunla arama ne kadar mesafe girdiğini gördüm. Zaten oyun yönetimi sağolsun benim aktif mesai harcadığım yeni oyuncuların fişini yıllar önce çektiği için, pasifize olmam zor olmamıştı.


Bütün bu ters gidişata rağmen, kapıyı kilitleyip anahtarın yerini tarif etmek kadar anlamsızdı benim için oyunu bırakıyorum demek. Herşeye rağmen w+t ye devam ettim, hatta str binalarıma aldırmadan 🙂

"Düşme oyunun içine!" diyen birer uyarı levhasıydı her yeni Farewell makalesi benim için. Ben yine de w+t ye devam ediyordum str binalarım aldırmadan.

Ve farkettim ki bu oyunda mantık dışı birşeyler vardı. Hayır, Ahmet Çakar gibi, "Bu IP adresi büyülü" demedim ama vardı bi gariplik.


Plato her geçen update ile bize bariz küfrediyordu. Bizse hala kopamıyorduk.


Yeri geldi fake’ye ortam kalabalık görünsün diye ses çıkarmadı.


Yeri geldi, oyun sistemi kendisiyle çelişti.


Sonuç olarak Fatih öldü, o öldü bu öldü, ben yine eRep’e devam 🙂


Burası eRep, buradan çıkış yok.

Saygılarımla,