Tevfik Fikret-Şair Tanıyorum-1

Day 3,718, 08:22 Published in Turkey Turkey by The Wolf Ozdag
Tevfik Fikret 24 Aralık 1867'de doğmuş büyük Türk şairlerinden bir tanesidir.
Edebiyatımızda "Servet-i Fünun Topluluğu" olarak anılan belli bir sanat döneminin,sanat anlayışının en büyük şairidir.
Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitirdi ve Galatasaray Lisesi'nde öğretmenlik yapmaya başladı.Daha sonra Robert Kolejinde öğretmenlik yaparak ömrünün son yıllarını geçirdi.

Tevfik Fikret genellikle toplumsal konuları işleyen şiirler yazdı.Özellikle sanat hayatının ikinci döneminde, bütün çalışmalarını bu alanlara yöneltti. Çalışkan, canlı, uygarlığa yönelik bir ulus olmamız için çaba harcadı.

Tevfik Fikret manzumelerinin bir bölüğünü yalnız gençlere seslenerek, gençler için, onlara iyiyi, doğruyu, güzeli göstermek için yazmış, ayrıca çocuklar için de çok duru, açık bir dille, hece vezni ile manzumeler de meydana getirmiştir. Tevfik Fikret’in başlıca şiir kitapları şunlardır: Rübab-ı Şikeste (Kırık Saz), Halûk’un Defteri, Şermin. Bunlardan ikincisi gençler, üçüncüsü çocuklar için yazılmıştır.

Birde Tevfik Fikret'in Ferda şiirini bırakıp gidiyorum 🙂 Ayrıca bu şiir Atatürk'ün övgüsünü almış bir şiirdir.

Ferda senin; senin bu teceddüd, bu inkılâb...
Her şey senin değil mi ki zâten?.. Sen, ey şebâb,
Ey çehre-i behîc-i ümîd, işte ma'kesin
Karşında: Bir semâ-yi seher, sâf ü bî-sehâb,
Âğuş-i lerzedârı açık, bekliyor., şitâb!
Ey fecr-i hande-zâd-ı hayât, işte herkesin
Enzârı sende; sen ki hayâtın ümidisin,
Alnında bir sitâre-i nev, yok, bir âftâb,
Sönsün mûebbeden.
Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün
Cennet kadar güzel vatanın var, şu gördüğün
Zümrüt bakışlı, inci şetaretli kızcağız
Kimdir bilir misin? Vatanın... Şimdi saygısız
Bir göz bu nazlı çehreye - Allah esirgesin –
Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin?
İster misin, şu ak sakalın pâk ü muhteşem
Pîşâni-i vakaarına, bir kirli el demem,
Hattâ yabancı bir el uzansın? Şu makberi,
Razı olur musun, taşa tutsun şu serseri?
Elbet hayır; o makber, o pîşâni-i vakur
Kudsî birer misâl-i vatandır... Vatan gayur
İnsanların omuzları üstünde yükselir.
Gençler, bütün ümmid-i vatan şimdi sizdedir:
Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin;
Lâkin unutmayın ki zaman tünd-ü mutmain
Bir hatve-i samût ile ta'kîb eder bizi.
Önden koşan, fakat yine dikkatle her izi
Ta'mika yol bulan bu yanılmaz muâkıbin
Şermende-i itabı kalırsak, yazık!.. Demin
"Ferda senin!" dedim, beni alkışladın; hayır,
Bir şey senin değil, sana ferda vediadır;
Her şey vediadır sana, ey genç, unutma ki
Senden de bir hisâb arar âtî-i müştekî.
Mâzîye şimdi sen bakıyorsun pür-intibah,
Âtî de senden eyleyecek böyle iştibâh.
Her uzvu girdibâd-ı havâyicle sarsılan
Bir neslin oğlusun; bunu yâd et zaman zaman.
Her yıldırımda bir gece, bir gölge devrilir,
Bir ufk-ı i'tilâ açılır, yükselir hayât;
Yükselmeyen düşer: ya terakkî, ya inhitat!
Yükselmeli, dokunmalı alnın semâlara;
Doymaz beşer dedikleri kuş i'tilâlara...
Uğraş, didin, düşün, ara. bul, koş, atıl, bağır;
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!