Bukowski'den Hayata ve Kadınlara Dair

Day 2,737, 05:50 Published in Turkey Cuba by stray dog


Charles Bukowski...



Ne zaman kişiliğinden taviz verirsen kıçını bir nehir kıyısında pazarlıyosun demektir



Tanrı başarısızlıkların bir icadıdır.




"Bi bok değil güzellik.
Uçar gider.
Çirkin olduğun için tahlihlisin.
Biri seninle ilgilendiğinde başka bir şey için olmadığını biliyorsun."





Hayata mutlu olmaya gelmediğini kabul ettiğinde
mutlu olmaya başlıyorsun




Kadınlar diye düşündüm, sihirliydiler kadınlar. Ne harikulade varlıklardı onlar!




İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.




Üzülme evlat, kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki.




“Dünyanın sorunu, akıllı insanlar şüphelerle doluyken, aptalların özgüvenle dolu olması."




İnsanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek hayatımı on yıl uzattım.




Pijamaların ve ipek sabahlığınla otur, bırak dünya kendi başının çaresine baksın.




Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…





Yaşamayı denedim, pişman değilim ama siz denemeyin




Evlilik onaylanmış bir düzüşme demekti ve onaylanmış düzüşmeler, hiç şaşmaz, sonunda sıkıcı olmaya başlıyor, bir iş haline geliyordu; ama dünya bunu istiyordu: Zavallı orospu çocuğunun biri, kapana kısılmış ve bir işi var.




Yürüyen merdivenlerde ve asansörlerde inip çıkan insanlar, araba süren insanlar, garaj kapılarını uzaktan kumanda ile açan insanlar. Sonra yağlarını eritmek için jimnastik salonlarına giderler. 4.000 yıl sonra bacaklarımız olmayacak, ördeklere benzeyeceğiz. Bütün türler kendilerini yok ederler. Dinozorların sonu da böyle oldu. Canlı namına ne varsa yediler, sonra birbirlerini yemeye başladılar ve sonunda tek dinozor kaldı ve o orospu çocuğu da açlıktan öldü.




Yoksul adam içmezde ne yapar? Kızlar alelade işçilerle ilgilenmezler; doktorlar, bilim adamları, avukatlar, iş adamlarıdır onların -avları- Ancak onlar işlerini bitirdikten sonra sıra bize geliyordu-kullanılmış, deforme, hasta ve kaçıklar düşüyordu payımıza. Bir süre sonra ıskartalara fit olmaktansa vazgeçiyordun. Ya da vazgeçmeye çalışıyordun. İçkinin yararı oluyordu.




İnsanlar yağmurlardan kaçar ama su dolu küvetlerde otururlar.




Çok masraflı hastahanelere gideriz oralarda ölüm daha ucuza gelir




Seks yaptıktan sonra kız sana senin hayatındaki ikinci seks yaptığı kişi olduğunu söyleyip, birincisinin karaktersiz olup kendisini kandırdığından bahsediyorsa ücretini masaya bırakın.




"Sahip olduğunuz her şey bir bavula sığabilmeli; o zaman aklınız özgür olabilir."




Birkaç yıl önce dinle ilişkimi kesmiştim. Gerçek olduğunu varsayarsak insanları aptallaştırıyor veya aptalları çekiyordu. Gerçek değilse, aptallar daha da aptaldılar.




''Her kılı özenle kesilmiş bıyığı olan birine asla güvenme, çoğu ibne çıkar."




"Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren. Çünkü en zor zamanlarında en çok ona ihtiyacın olacak."




İnsanın en büyük hatalarından biri de,
Doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır





çok fazla
çok az
ya da çok geç

çok şişman
çok zayıf
ya da çok kötü

kahkaha
ya da gözyaşı
ya da kusursuz
kayıtsızlık

nefret edenler
sevenler

ellerindeki şarap şişelerini sallayarak
önlerine çıkanları süngüleyip
kadınların ırzına geçen ordular

ya da ucuz bir pansiyon odasında
Marilyn Monroe'nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar

o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu saatin kollarının ağır hareketlerinde
bile görebilirsiniz.

o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu Vegas'ta, Baltimore'da ya da Münih'te
yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz.

insanlar yorgun,
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.

yeni hükümetlere ihtiyacımız yok
yeni devrimlere ihtiyacımız yok
yeni kadınlara ihtiyacımız yok
yeni yollara ihtiyacımız yok
şevkate ihtiyacımız var.

müşfik davranmıyoruz
birbirimize.
müşfik davranmıyoruz.

korkuyoruz.
nefretin gücü simgelediğini
sanıyoruz.
cezalandırmanın
sevgi olduğunu.

daha az sahte bir eğitim bize gereken
daha az kural
daha az polis
ve daha iyi öğretmenler.

bir odada
bir başına acı çeken
öpülmemiş
dokunulmamış
bir başına bitki sulayan
olsa da çalmayacak
bir telefondan yoksun
insanın dehşetini unutuyoruz.

müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize

boncuklar sallanır, bulutlar örter
köpekler gül bahçesine işer
bir çocuğun kafasını koparır cani
dondurma külahından bir ısırık alır gibi
okyanus bir gelip
bir giderken
anlamsız bir ayın esaretinde.

müşfik davranmıyor insanlar birbirine.

Charles Bukowski