ADIM ADIM KANSER VE ÖLÜM

Day 2,619, 13:38 Published in Turkey Philippines by UCH1HA





Bu seferki makalemde 25 Ocak 2014 tarihinde son bulan bi serüveni konu alacağım.
Biraz uzun bi makale olacak ama okursanız beni çok sevindirisiniz.

Makale aslında bir takım acı olaylar gerçeklerşirken aldığım notlardan oluşuyor.
Ne notları , adı nedir notların derseniz adım adım ölüm olur bunun adı ve adım adım ölümü anlatan notlardır bunlar. Daha doğrusu Babamın notları

Neden böyle mir makale yazma geregi duydun derseniz: 25 Ocak 2015 de tam tamına 1 yıl olacak babamın vefatı üzerinden geçen zaman. Ve birkaç saat önce tamda babamın resimlerine bakarken bilgisayarımda buldugum bir belge bana tekrardan ve tekrardan an an yaşattı o elim olayları.
Siz sevgili dostlarımla paylaşma sebebim ise acıların anca paylaşarak azalabileceğine inandığımdan dolayıdır.





BABAM


Yazılarım 15 mayıs 2013 tarihinde ilk önce iştahsızlıkla başlayıp sonrasında kilo kaybı ve daha kötü vaziyetlerle devam eden ve devlet hastanesinin küçük hücreli akciger kanseri teşhiis koymasıyla tedavisine başlanan babam hakkında.





ADIM ADIM KANSER ve ÖLÜM



Aşırı kilo kaybı bayılma ve aşırı halsizlik gibi nedenlerden dolayı İlk tanı 15 mayıs 2013 de Nevşehir devlet hastanesinde küçük hücreli akciğer kanseri olarak konuldu. Sadece akciğerinde olan kitle 10 gün içinde 8mm büyüklüğe ulaştı ve leğen kemiğine sıçradı. Bu arada kemoterapi görmeye başlanıldı. Her kürü 3 gün üst üste olmak kaydıyla 6 kür kemoterapi gördü ve leğen kemiğindeki sıçrama için radyoterapi gördü. Tedavi sonucu kanserin ilerlemesi durduruldu ve stabil hale geldi.
Ekim 2013 sonlarına kadar sanki hiç hasta olmamış gibi rahattı. Ekim 2013 son günlerinde kabızlık sorunları ile ilk acile gidildi. Yapılan lavmanlar sonucu kabızlık sorunu kısa sürelide olsa halledildi fakat kabızlık sonucu 4 sene kadar önce tedavi olan hemoroit sorunu tekrar baş gösterdi birkaç gün içerisinde çok büyük bir problem haline dönüştü . Kasım 2013 ün ilk günlerinde kayseri eğitim araştırma hastanesinde kendi doktorundan tavsiye almak için gittiğimizde kesinlikle hemoroit sorununa cerrahi bir müdahale yapılamayacağı söylenildi.bu arada hemoroit problemi çok büyüdü. Kasım ortalarında tekrardan doktorundan tavsiye almak için gidildiğinde lokal anestezi yapılsa bile hiçbir müdahale yapmamamız gerektiği söylenildi.
2 aralık 2013 tarihinde doktorla görüşmede hastanın çok kötü durumda olduğu 76 kilodan 68 kiloya düştüğü , moral olarak tamamen çöktüğü ağrı kesici ilaç ve iğnelerin işe yaramadığı , çok fazla ağrı ve sancı çektiği anlatıldı ve 2 tanesi ortalama ceviz büyüklüğüne ulaşan toplamda 7 adet hemoroit sonucu oluşan memeciklerin sadece lokal olarak uyuşturulma yapılarak alınabileceği sonucuna varıldı. 3 aralık 2013 tarihinde Nevşehir Özel Kapadokya Hastanesinde tanıdık doktorlar tavsiyesine de uyarak hemoroit ameliyatı yapıldı.Hemoroit ameliyatı sonucunda hastada ağrı ve sancıların kesilmesiyle moral olarak düzelmeye başladı.
11 aralık 2013 tarihinde genel muayene için Kayseri eğitim araştırma hastanesine gidildiğinde doktoru tarafından kan tahlilleri ve daha öncesinde Nevşehir de çekilen mr dikkate alındığında hastanın sadece genel yaşam konforunda sıkıntı olduğu kanseri ile alakalı bir durum olmadığı söylenildi. Kan tahlilleri sonucu incelenirken aşırı kilo verdiği halde kan değerlerinin kötü olmadığı sadece sodyum eksikliğine dayalı efor kayıplarının olduğu belirtildi. Yarım saat süren bir sodyum serumu sonrasında hastada hemen farklılıklar gözlenildi sanki hiç hasta olmamışçasına enerjik bir yapıya geri döndü. Kilo kayıpları sebebiyle mama takviyesi ve iştah açması için ilaç kullanımı söylendi ve daha öncesinde hemoroit sancısı çektiği dönemde başlayan uyku bozukluğu için herhangi bir psikologla görüşülmesi gerektiği söylenildi .
Psikolog tarafından verilen ufak dozda antidepresanın halisünasyona sebebiyet vermesinden dolayı ilk günden kullanımına son verildi. İştah açıcı hap kullanımında 2. gün kendinde prospektüste yazan ufak yan etkiler ve hafif nefes darlığı görülünce iştah açıcı ilaç verme durduruldu. Fakat günde 4 defa olmak kaydıyla ek besin olarak mama verilmeye devam edildi. Yavaş yavaş da olsa kaybettiği kiloları almaya başlamıştı ki nefes darlığının devam etmesi üzerinde Nevşehir de göğüs hastalıkları ve dahiliye uzmanına muayene olundu.+
Göğüs hastalıkları doktorunun istemiyle akciğer mr çekildi. Hastanın akciğerlerinde iltihaplanma olduğu muhtemel bir zatüre geçirdiği söylenildi . Akciğerde iltihaplanmanın geçirilmesi için antibiyotik ihtiva eden 1 hafta süreyle iğne yapılması gerektiği ve nefes darlığını geçirmesi ve bronşlarını rahatlatması için nefes yoluyla çekilen ilaçlar verildi. Dahiliye doktoru da b12 eksikliği olduğunu ve b12 iğnesi vurulması gerektiğini söyledi. b12 ve akciğer iltihabı için iğneleri vurulduktan sonra tekrar muayene için gidildiğinde akciğerdeki iltihabın çok azaldığı geriye kalanında antibiyotik haplarla geçirilebileceği söylenildi.




30 aralık günü hastalık durumu değişti ve 2 gündür aldığı antibiyotiklerin vücuduna ağır geldiği söylenildi ve kabızlık başladı . 31 aralık durumu normal bir şekilde devam etti . Kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor evde kendi gezip dolaşıyordu. 1 ocak günü hafif halsizlik mevcut oldu 1 ocak gecesi uykusunda sayıklamaya basladı. 2 ocakta halisünasyon görmeye başladı ve açlık şekeri 319 a yükseldi . Nevşehir devlet hastanesi acilinde serum verildi ve daha öncesinden şekeri yükseldiğinde kullanması söylenilen glifor şeker ilacını kullanması söylenildi.
4 ocak cumartesi sabahı özel hastane acilinde mr çekildi. Mr sonuçlarının çok kötü olduğu kanserin bütün omuru sardığı 12. omurda her an kırılma olabileceği yataktan kaldırılmaması gerektiği söylendi . Nöroloji uzmanı da beyin sapında ufak bir kılcal damar tıkanıklığı olgunu söyledi. Halisünasyonlar için ilaç ve beyin sapındaki kılcal damar tıkanıklığı için koraspirin kullanması söylenildi.
6 ocak 2014 tarihinde kayseri eğitim araştırma hastanesinde baştan beri hastalığı takip eden doktorla görüşmemiz sonucunda şu anki durumunun kanserle alakalı olmadığı sadece günlük durumundan kaynaklandığı kan sonuçlarına göre en az 2 ünite kan ve sodyum desteğine ihtiyaç olduğu. Kanserin ise daha önce zaten kemiğinde olduğu ve küçük küçük birden çok sıçramalar dolayısıyla radyoterapi yapılamayacağı, hastanın son günlerini moral olması açısından yatağa bağlı geçirmemesi gerektiğini ,
12 omurunda çökmenin zaten olduğu ve kırılma ihtimaline karşı yatakta yatırmanın hasta psikolojisini tamamen bozacağı en azından çelik korse ile tuvalet vb ihtiyaçları için yataktan kaldırılması gerektiği bir dahiliye uzmanı tarafından kan ve sodyum tedavisi görmesi gerektiği söylenildi. 7 ocak 2014 itibari ile hastamız kanve sodyum desteği için hastanede yatmaktadır.
Sürekli olarak kullandığı 10binlik Hybor iğnesi ve kemikleri için olan bonefos hapını kullanmaya devam ediyoruz. Şeker düzenlemesi için glifor kullanılıyor. Halisünasyonlar için seraquel isimli antidepresan kullanılıyor ayrıca beyin sapındaki kılcal damar tıkanıklıgı için korspirin kullanılıyor.

10 ocak 2014 gözleri artık iyiden iyiye görmüyor. Ziyarete gelenleri sesinden cıkarmaya çalışıyor
Durum dahada ciddileşmeye başladı.
15 ocak 2014 halsünasyonlar artmaya devam etti bütün antidepresanları kestik.
17 ocak 2014 gördüğü halisünasyonlarda azalma var. Antidepresanlar tam tersi etki yaratmış sanırım

Her geçen gün daha kötüye gidiyor.
21 ocak 2014 Rüyasında hz Hasan ve Hüseyini gördüğünü söyledi, 3-4 günüm var hakkınızı şimdiden helaledin dedi. Çok sevdiği bazı kişilerin isimlerini söyledi. Çağırmamızı istedi.

Gelenlerle biraz sohbet edip helalleşiyor sonrada yorulduğunu söylüyor. Misafirler yanından gidince gözlerindne birkaç damla yaş akıyor.
21 ocak 2014 gece saat 2 civarı. Annem ve ablam hala iyileşeceğini düşünüyorlar. Fakat durum çok açık .
23 Ocak 2014 ailefertleriyle teker teker tekrar helalleşti. Bana son nasihatları oldugunu söyleyerek konuşmaya başladı.
24 Ocak 2014 durumu cok kritik dış dünya ile bağını kesti .
25.01.2014 babamı kaybettik.




Herşey için çok teşekkür ederim. Allahın kimseye böyle acı bir deneyim yaşatmaması dileğiyle

İyi geceler