İŞTE O MAKALE

Day 2,855, 05:20 Published in Turkey Colombia by Hudut Kartali
Yüreğimizi yakan şehit haberlerinin acısını yaşadığımız ve şu aralar içinde bulunduğumuz derin “kaotik” ortamda Tayyip Erdoğan ve koyunları her fırsatta 400 milletvekili mesajını işliyor.

Peki ya başkanlık sistemi için istenilen bu 400 milletvekili, yitip giden canları geri getirebilecek mi? ya da daha fazla şehit vermememiz için yeterli olacak mı?

Şimdi bu soruları bir kenara bırakalım... Sizce verilen şehitlerimizin ve yaşananların sorumlusu kim?

Bakın 2009 yılından beridir pkk'nın hemdemi olan Tayyip Erdoğan ve hükümet, bugün olanlara nasıl ön ayak oldu!


Varan-1


ARINÇ'TAN ÇÖZÜM SÜRECİ İTİRAFI


BURHAN KUZU'DAN ÇÖZÜM SÜRECİ İTİRAFI


ERDOĞAN: PKK ÇÖZÜM SÜRECİNDE SİLAH STOKLADI



Ayrıca davutoğlu şöyle konuşmuştu:

"2013 Mayısı'nda Türkiye'den geri çekilmesine karar verilen unsurlar, aksine son 2 yıl içinde Türkiye'de kendi yıkıcı ve yıpratıcı saldırılarını artırabilmek için ciddi bir yığınak yapma teşebbüsüne yöneldiler"

Yorum yapmaya gerek var mı?

2 yıldan beri Çözüm Süreci diye milleti kandıranlar hergün asker-polis şehit haberi gelince "pkk 2 yıldan beri yığınak yaptı, silah depoladı" diyor...

Ve bunu söyleyenlerden birisi Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, diğeri de Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı...

Sizce bugünki kaosun sebebi kim?

Varan-2

Şimdi sizlere iki ibret belgesi sunacağım!

Tayyip Erdoğan, Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı sırasında kendisiyle yapılan röportajda bakın demokrasiyi nasıl tanımlamış?:

“Bir fazilet rejimi olarak takdim edilen demokrasinin ana özelliği; çoğunluğu elde etmektir. Yani yüzde 51, yüzde 49’a tahakküm eder. Oysa bize göre yüzde 99’un, yüzde 1 üzerinde dahi tahakküm kurma hakkı yoktur! Bir ferdin dahi bir ülke menfaati için hakları elinden alınamaz. Bizim geçmişimiz bunun referansları ile
doludur…”
(Metin Sever-Cem Dizdar, 2.Cumhuriyet Tartışmaları, 1993-Ankara)

Muktedir Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan bir başka soruya ise “Kürtler ayrı yaşamak isterlerse, Osmanlı’daki eyalet sistemine benzer bir şey yapılabilir” şeklinde cevap vermiş.

İşte röportajın “ibret belgesi” niteliğindeki o soru-cevap bölümü:

SORU: Milli bütünlüğün korunmasından söz ettiniz. Bu değişim süreci içerisinde eğer ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içinde kalmak istemezlerse ne olacak?
ERDOĞAN: Bu durumda belki Osmanlı Eyaletler Sistemi benzeri bir şey yapılabilir.

SORU: Bağımsızlık isterlerse, tamamen ayrılmak isterlerse…
ERDOĞAN: Bu toprak üzerinde böyle bir bağımsız yapıyı kurma kudreti varsa, kurar. Ama kudreti yoksa…

SORU: Buna hakkı var mıdır? Kudreti olmayabilir…
ERDOĞAN: Bu hakkı kimden isteyeceği önemlidir.

SORU: Hak istenmez. O hak ya meşrudur ya da değildir. Burada sorulan o; meşru mudur?
ERDOĞAN: Bütünlük içinde evet, ama coğrafi ayrılık içerisinde hayır.

SORU: Coğrafi bütünlükten kastınız Misak-ı Milli sınırları mı?
ERDOĞAN: Ona orda hudut tayin edemem.

SORU: O zaman bu hak da meşru değildir diyorsunuz?
ERDOĞAN: Eyaletler tarzı bir sistem içinde olabilir diyorum.


Yani...

Bizzat kendi ağzıyla söylediklerini bile idrak edemeyen ve kendisiyle çelişen Tayyip Erdoğan...

Sen 400 milletvekili değil, kurbanda kesmek için tek bir koyun dahi alamazsın bu milletten!!