Join the new world

Bir şeyi çok düşünmek, düşünürken de üzülmek. Üzülürken daha çok üzülmekten korkmak... Öfkelenmekten korkmak, yanılacağını ve haksızlık edeceğini zannetmek, bir sevgiyi, bir aşkı aslında yarı-sarhoş bir şekilde hayatını sürdüren bir adamın gördüğünü zannetikleriyle zedelemek... Ve yakın gelecekte güven duyulup evlenildiğinde, uzak gelecekte yaşlanıldığında ise bu yaşananların hatırlanınca yaratabileceği huzursuzluktan korkmak... Korkuyla yeniden üzülmek. Üzülmekten sıkılmak, üzülmek... Yorulmak...Dağıtmak istemek bunları, kendine gelmek. Serkan a bakmak ve onu dinlemek ti Volkan'ın sırayla yaptığı.

"Kanka gel sen de gir hesabına. Ben de bi bira getirim sana"

Serkan mutfağa gitti. Volkan yerinden kalktı. Gözbebeklerin hareket ettirmeden ve göz kapaklarını hiç kırpmadan ve yavaş bir biçimde laptopun başında oturdu.

"Şifre mi? Neydi ki?" Diye düşünürek çeşitli şekillerde erepublike girmeye çalışırken Volkan, Serkan birayı masaya tak diye koydu, lap diye yandaki sandalyeye oturdu.

"Valla kanka oyunda neler oldu neler. Artık herkes patron oldu. Şimdi bende beş tane grain var, food company de seviye 3 yapınca deme keyfime gitsin. Şimdibile hepsini yiyemiyom, artık yarısından çoğunu satarım. Bu da demektir ki günde ee günde walla 300 try oooh oh...."

Volkan en sonunda zorlanarak da olsa şifreyi girebilmişti. Serkan'ı dinliyor ve aynı zamanda düşünmeye devam ediyordu.

"Ya yaptıysa? Yok yapmaz Ceren öyle şey. Peki niye sadece 2 kere aradı askerdeyken? Ya o sesi neden öyle şüpheli gibiydi? Neden öyle yapmacıktı? İsmail denen o zengin züppe kıro parasıyla mı baştan çıkardı onu? Yok hayır Ceren öyle bir kız değil. Kimse onun için öyle konuşamaz. Yattı mı acaba. Yok hayır. Hayır, hayır. Bu kabul edilemez, hayır!"

"Yattı kanka yattı tüm o eski ekonomi modülü baş aşağı yattı. Plato'dan Allah razı olsun" dedi ve geyirdi Serkan.

Sigara paketinden özenle çıkardığı bir dal sigarayı yine özenle yakıp, hemen derin bir nefes çekti Volkan.

"hımm şu hale bak... Hayatta ciddi adımlar atmam gereken bir zamanda ve bir de çok ciddi düşünmem gereken bir zamanda ben bu fakirhande salak bir oyun derdindeyim. Yo ben aşığım seviyorum, güvenmemem imkansız. Ceren'e sorsam? Yok saçmalama lan. Hem itiraf etmez hem de sevmiyor muyum? Hayır onu çok seviyorum. O benim bir tanem."

Askerden geleli üç hafta olmasına rağmen Cerenle hala görüşmemişti Volkan. Ceren Ankara'ya akciğer kanserinden dolayı hastanede yatan ve çok az ömrü kalan dayısını görmeye gitmişti. Cenazeden sonra gelecekti. Bunları telefona cevap vermeyen Volkan a mesaj atarak söylemişti.

"Yok oğlum, utan la kendinden, utan. Saf maftır ama öyle birşey yapmaz Ceren. Eskiden İsmailin babasının dükkanında çalıştığı için tanışıklıkları vardı. Muhtemelen arabayla bir yere bırakmıştır. İpne asılmıştır da buna O buna yüz vermemiştir. Gideceği yere gittikten sonra başka birşey olmamıştır. Tamam, oyun... Evet oyuna bakalım. Oyuna bakmalıyım şimdi. Bu ne? Bunlar ne böyle? Tarlalar marlalar. Herkesin de tarlası var a..koyim. Şuna bak herkes level 35 olmuş. Küçük levelli bir tane adam yok. Demek herkes üç günde level 20 oluyor artık. Bense level 18 de kalmışım. O kadar zaman harcamıştım bu merete. Demek hepsi boşuna boşunaymış. Şu adama bak. Level 37... Ne zaman oyuna girmiş acaba bakalım"

Son cümleyi sesli söylemişti Volkan.

"Bak bakalım" dedi Serkan.

Birth date i iki ay öncesi olduğunu gördü oyuncunun. Birasından bir yudum çekti. Bir fırt da sigaradan. İsmine baktı adamın, biraz daha dikkat etti, etti ve... ismail358xyz olduğunu farketti. El damarlarındaki kana soğuk bir sıvı karıştı sanki. Buz gibi elini sıktı ve masaya defalarca vurdu. Vururken bağırıyordu.

"Piç, piç piiiiç. Orospu çocuğu yavşak, köpek, piç"

Serkanın gevşek vücudu birden teyakkuza geçti. Kaşları tam birleşme yerinden yukarı kalktı. İlk saniyeler bir şey diyemedi, yapmadı da.

Volkan'ın alt dudağı dışarı doğru çıkmış ve titriyordu. Sağ eli de aynen öyle. Serkan toparlandı.

"Kanka noldu ya? Tamam sakin ol. Kirişi kırdın amına koyim. Walla tırstım. Tamam.okey. Hemen bir el atarız iki günde level 30 yaparım ben seni. Sakin ol no problem" dedi Serkan. İki avucu yumuşacık açılmıştı ve sonra geri çekti onları.

Volkan kafasını yavaşça sağına Serkan'a çevirdi. Ok gibi gözleriyle Arkadaşına bakıyordu.