Join the new world

Arkadaşlar kısmetse bundan sonra her gün bir film hakkındaki yorumlarımı sizinle paylaşacağım. Bu filmler de genelde-bilim kurgu türünden olacak. Eveet bugünkü filmimiz;

The Giver



Yani oyunculuğa bakarsak; esas oğlan iyiydi, esas kız da öyle, yardımcı oğlan... Ya hepsi iyiydi ki bir kaç figüranı saymazsak.

Konuya, senaryoya gelince; ya şimdi bugüne kadar birçok ütopya-distopya klasiklerinin temas ettiği konularda, çizdiği yollar üzerinde herhangi bir değişik yol çizmemiş bir film var karşımızda. Çizginin üzerinden tekrar geçmişler. Bu da bildiğiniz saman tadı bırakıyor damaklarda. Klişe, bilirsiniz.

"Renkleri göremeden, müziği dinleyemeden, temel duyguları yaşayamadan da yıllarca sağlıklı bir şekilde çalışacak insan sistemleri kurulabilir" diyen film tutarlılık sınırlarını zorlamaktadır. Mantık bölgesinde ise hiç yer almamaktadır.
" Ah demek böyle olsa..." diye de bir his uyanmadı içimde izlerken.

Duyduğum öğrendiğim kadarıyla; tarihte ilk görülebilen renkler sarı ve mavi olmuş ve bu da milyonlarca yıl önce olmuş. Bir insanın renkleri görememesini sağlamak mantıklı gelmiyor. Öte yandan; nazikçe şakalaşabilen gözleri gülen (oyunculuk tekrardan sorgulanmalı diye düşünmedim değil)ama müziği aramayan gençler ve çocukların varlığı nasıl bir iğne ya da ilaçla sağlanabilir ki? Bu dünyada herhangi bir vakitte hiçbir şekilde ritim, tempo tutturmamış bir insan yaşamadı. Neanderthal mağaralarında dahi müzik aletleri bulundu. Bence ilaç, iğneden ziyade bunun için bir evrim gerekir. İnsanlıktan çıkmadan olmaz. Halbuki filmde karşımızda normal insanlar var.

Hani bu eserden çıkacak anlam da şu yönde olur. Nasıl? Şunun gibi;

"Biz dünyayı yöneten güçler olarak her şeyinizi kontrol etmeye başladık ve siz daha özgür bir dünya istiyorsanız, mesela "anarşik" bir dünya istiyorsanız şimdi görmüş olduklarınızdan çok daha vahşi şeyler görmeye hazırlıklı olun.
Ama bununla beraber daha özgür bir dünyada daha başka güzellikler de görebilme şansınız olur. Ama her halükarda daha özgür olan daha iyidir. SOSYOLOJİK EVRİMİN BAŞKA MANTIKLI İLERLEME YOLU YOKTUR!? İKİSİNDEN BİRİ HAAA!"

Kabul edilemez bir senaryo, bence. Biraz da faşistçe, muhtemelen. Ortada bariz bir "dikte" var.

Ancak; sırtında çocuğunu binek hayvanı gibi eğlendirirken ki babaya sorulan soru ve gelen cevap çok müthiş bir "gönderme" olarak göze çarpıyor. Bundan dolayı 2 puan da buradan veriyorum. 2 puan da oyunculuktan vermiştim, etti 4. Bir puan da sahne ve efektlere verince; 10 üzerinden 5 bir film ediyor benim için THE GİVER.

Türün yabancısı olanlar için ve sadece bomboş vakitleri olmak kaydıyla tavsiye edebilirim.

Yarın yeni bir filmde görüşmek üzere, esen kalın!