UTANÇ

Day 2,622, 12:02 Published in Turkey Turkey by Zenekites

Anlık olan sinirimden mi, anlatacak, anlayacak birini bulamadığımdan mı bilmiyorum, bu akşam metroda yaşadığım bir rezilliği yazmak istedim.


Seyrantepe'de bir arkadaşımla metroya biniyoruz, gün bugün, cumartesi. Metroda oldukça fazla boş yer var, içeri giriyoruz, bir zencinin karşısındaki koltuğa oturuyoruz.


4. Levent te, 2 tane insan demeye dilimin varmadığı, Türk oldukları her hallerinden belli olan yaratıklar onca yer arasından zencinin dibine oturdular.


Adama 'Selamınaleyküm' dedikten sonra 'hap var mı' diye sordular, adam yok dedi kafasını diğer tarafa çevirdi, muhtemelen ex vs. gibi başka sorularla devam ettiler ve adam iyice kafasını dönüp yüzünü eliyle kapatıp başını öne eğdi.


Yenikapı'ya kadar herife gözlerini dikip dikip bakmaya çalıştılar, adam kafasını kaşıdı ama bir kere bile olsun kaldıramadı, yüzündeki o utanma, yolculuğunun zehir olması, yüzündeki o ifade, asla aklımdan gitmeyecek çok rezil bir anı bıraktı hafızama.


O adamın adına ben o kadar utandım, yerin dibine girdimki. Bu insanlarla birlikte yaşıyor olmaktan, aynı havayı solumaktan, aynı metabolizmada olmaktan tiksindim, midem bulandı. Adamla yer değiştirmek istedim.


Ama hikaye burda bitmedi, muhtemelen hepimizin bildiği saatçilerden olan adam son durakta siyah, büyük, içi dopdolu ve ağır olduğu her halinden belli olan çantasını sırtına aldı, bir an önce inmek için en önde kapının arkasında beklemeye başladı.


2 yaratık kardeşimiz, hemen adamın arkasında yerlerini aldılar tabiki, çünkü bu kadar şerefsizlik bir yaratık için kafi değildi. Adamın çantasını da kurcalamaları gerekmekteydi, belkide ilerde takip edip sıkıştırıcaklardı kimbilir. Sonuçta yaratık bu, sağı solu belli olmuyor. Ve çantasının fermuraını da açtılar.


Bu sırada ayağa kalkıp adamla diğerlerinin arasına girdim, fiziksel olarak. Adam indikten sonra diğerlerinin geçmesine izin verip arkadan takip etmeye başladım, adamın peşinden giden yaratıklardan önce birine sonrada diğerine omuz attım. Dönüp 'yavaş kardeşim' diye böğürdü, üzerine doğru yürüdüm, 'ne var' dedi. Durdum 3-5 saniye sağıma soluma bi de 2 yaratığa baktım, ve korktum. Evet KORKTUM. Korktuğum için kendimden nefret ettim. Sesli bi şekilde 'neyse' diyip yoluma devam edip evime geldim.


Bu süreçte adamda uzaklaşmış ve gözden kaybolmuş oldu.


Sinirden ellerim titredi ki hala tamamen geçmiş değil. Birşey yapamamak mı, yapmaya cesaret edememek mi, yoksa bu dünyada bu yaratıklardan milyarlarca olduğunu bilmek mi daha kötü kestiremiyorum.


Tek tesellim, en azından o adama bu iki yaratık, bu akşam daha fazla musallat olamayacakları.


Ama yarın bu yaratıklar yine sokaklarda aramızda dolaşmaya devam ediyor olacak. Ve her zaman, her yerde, bütün canlılık süreci boyunca, çoğunlukta olacaklar.

Çünkü bu yaratıklar, insanlardan daha fazla ürüyorlar. Ve tek düşünebildikleri de bu.



Kafanıza ettiğim ve berbat yazı şeklim için affınıza sığınıyorum.