Halepce Soykirimi !!!
Burak Pasa
Elma kokusunu sever misiniz? Ya da şöyle sorayım. Hiç elma yerken aslında boğazınızda bir yanma hissettiniz mi?…Hayır mı?
O halde size bir olay anlatayım..
[img][/img]
-
… Bundan tam 23 yıl önce,16 Mart 1988 sabahı,elma kokusuyla uyandı Halepçeliler.Sevinçle mutfağa yöneldiler önce.Kokunun mutfaktan gelmediğini görünce camlarını açtılar.Baktılar ki koku dışarıdan daha çok hissediliyor,hemen dışarı akın ettiler merak ve heyecanla.
Çıktıklarında gördüler ki herkes aynı merak ve heyecanla dışarı çıkmış.Hızlı hızlı yürümeye başladılar;kokunun kaynağını aramaya başladılar. Gittikçe şiddetlendi elma kokusu.
Ama bir yandan da derilerinde bir yanma hissettiler sanki.Aldırmadılar ve yürümeye devam ettiler.Bu sefer daha hızlı…koşmaya başladı birçoğu.Ancak zamanla o yanma gittikçe şiddetlendi.Koşuyorlardı;ama yanıyorlardı da.
Bu sefer de dönüp eve doğru koşmaya başladılar.Yanma iyice artıyordu.Zamanla derilerinin morarmaya ve büzülmeye başladığını gördüler korkuyla.Bir an önce suya ulaşmalılardı.
Kendilerini can havliyle suya attıklarında ise bedenleri kavruldu bu sefer,asit dolu bir havuza girmişler gibi. Artık ölmüşlerdi,ölümün nereden geldiğini anlayamadan.Yanarak ölmüşlerdi,üstelik ateşsiz ve dumansızdı bu yanma…çığlıklarla…bağırışlarla…çağırışlarla…
Bir avuç kül oluvermişlerdi aniden,ne olduğunu anlayamadan…
Kimyasal zehir öyle bir şeydir ki;vücudunuza temas ettiği anda yakar sizi,nefes almak için çırpınırsınız;alamaz sınız.Deriniz büzülüp çürür.Yavaş yavaş,acı çeke çeke ölürsünüz.Öyle ki başınıza silah vurularak öldürülmeyi buna tercih edebilirsiniz.
Bu zehir de elma kokuluydu.Güzel kokulu zehir.. Zekice planlanmış bir katliamdı.Hedeflerin de çocuklar vardı,geleceği hedeflemişlerdi..
En çok da çocuklar öldü Halepçe’de.Tıpkı diğer katliamlardaki gibi.Yıllar sonra ülkelerine “demokrasi” getirecek olan o uzak memleketteki adamlar,kendi memleketlerindeki o “diktatör”e hediye etmişlerdi bu elma kokulu zehri.
Ölmeden önce, ölürken, yanarken Halepçelilerin attıkları çığlıkları duyamadılar o “özgürlükçü ve demokrat” adamlar.Çünkü o sırada başka ülkelerde başka hayatları mahvetmekle meşgullerdi.Başka soykırım planları vardı.
Onlardı zaten,Hiroşima’da küçük gözlü onlarca küçük çocukları yakan.Onlardı Vietnam’da yüzlercesini.,binlercesini katleden.Onlardı Ruanda’da 100 gün içinde 800 bin kişinin katledilmesini sessizce destekleyen.Duyamadılar o çığlıkları…
Comments
pirinç
üçünç
Yorumsuz!!!!! Eline sağlık
o günleri hatırlıyorum. yüzlerce peşmerge yalın ayak Türkiye'ye sığınmıştı. aralarında iki büyük kürt aşiretinin lideri, ağası Celal Talabani ve Mesut Barzani vardı. üzülmüştüm onların zavallı perişan hallerini gördüğümde. Türkiye her devirde olduğu gibi yüce halkının kadir şinaslığı ile bu vatansızlara bu zavallı insanlara kucak açtı. aradan geçti 20 sene ve kuçak açtığı o insanlar şimdi Türkiye'yi parçalamak için ellerinden geleni ardına koymaz oldular.
Allah o günleri hiç bir milletten, renkten insanlara yaşatmasın. Her katliama, her bir soykırıma karşı çıkmak gerekir. Öncelikle insanlığın kaybettiği vicdanı bulmalıyız.
voted, kimyasal silah insanlık suçudur.
Çok acı bir deneyim ama mevcut yöneticileri hala bu zehri hediye edenlerle beraberler yine ......yeniden...
ve sonra kendilerine kucak açanları, zehirden kurtaranları vurmaktan hiç ama hiç utanmadı bu zavallılar
Bize karşı olanlar görmeli neyin ne olduğunu.... O katliamlda ölenlere Allah rahmet eylesin... Bu katliamdan ders alamayıpta kendine kucak açanlarla savaşanlarıda Allah bildiği gib yapsın
hangi din, dil, milliyetten olursa olsun, insanın yaşama hakkına saygı. Sözde değil özde insan hakları
Halepçe katliamını yapan zihniyetde Felluce katliamını yapan zihniyetde birgün elbet halkların gazabından nasibini alacaktır...Yaşasın halkların kardeşliği !!!
vs
Körfez savaşı ve TRT nin sabaha kadar (o dönem tv gece 12 gibi kapanırdı) yaptığı yayınları unutmam.Unutmadığım ve unutmaycağam bi konu daha var.Tsk nın kendi istihkakından kısarak dağıttığı yemeği döküp, 'Amerikanın bize gönderdiği muzlar nerde onları istiyoruz' deme ahmaklığını gösterme.Bilin bakalım bu olay nerde ve ne şekilde gelişti.