E-REPUBLİK'te Neden Sosyalist Yapı Kurulamaz? Nesnel Gerçekler-Kavramsal Hatalar

Day 1,147, 01:09 Published in Turkey Turkey by Efesli

Arkadaşlar merhaba;

Aslında bu yazının başlığını “E-Republik’in Mantığı” diye düşünmüştüm. Ancak her ne kadar iktisat alanında tahsilim olsa da, bazı arkadaşların “60 günlük oyuncusun ehuehuehee, haddini bil” vb. tepkiler verebileceği / saldırabileceğini bildiğim için bu başlığı tercih ettim. Tecrübe önemlidir ama bilgi de önemlidir. Neyse konu bu değil. Ayrıca yazı biraz teknik gelebilir ama böyle olmak zorunda.
Hemen baştan belirteyim gerçek hayatta olaylara materyalist/maddeci bakarım. Ancak olmasını istediğimiz yapı ile nesnel gerçekler arasında ciddi farklar varsa yapacak çok fazla bir şey yoktur ve yapı analizi bence kıymetlidir.

Bu metinde iyi niyetli girişimleri kötülemek niyetinde değilim. Sadece kavramsal düzeltme yapmak niyetindeyim. 🙂

Şimdi gelelim başlıktaki konuya; benim tezim şudur: E-Republik’te mevcut oyun kuralları / oyun mantığı altında sosyalizm ile yönetilen bir ülke kurmak mümkün değildir.


???

Çünkü; öncelikle bir sistemi işler kılmak için toplumun bütün vatandaşlarının “isteksiz de olsalar” o sistemin kurallarına göre yaşamasını sağlamanız gereklidir. Yani iktisadi olarak egemen sistem mutlak suretle bütünsel olmalıdır.

Burada mevcut oyun yapısı kapitalizm üzerine kurulmuştur. Bu konuda oyun yazılımını geliştirenleri, “admin”leri suçlamak yersizdir. (“Admin”lerin müdahalelerinden ben dâhil pek çok kimse mutlu değil ama bu konu başka.) Zira hepimizin bildiği gibi bu oyunu oynamak ücretsiz olsa da oyun “ticari bir oyun”dur. Ayrıca gerçek hayatta dünyaya egemen sistem kapitalizmdir. Oyunun da bu yönde olması anormal değildir.

Tezimin teorik temelleri ise şöyle: (etik olarak doğrudur – yanlıştır tartışması çok ayrıdır, hatta
örneğin “girişim bir hak mıdır?” diye de tartışılabiliriz ayrıca)

1. Özel girişim hakkı söz konusudur. (Herkesin sermayeye sahip olma özgürlüğü ve bu oyun için herkesin şirket açma hakkına sahip olması. Ayrıca üretimin bütün kamunun-milletin ortak kullanım hakkı olduğu büyük merkezleri yerine bireysel girişim üzerinden yapılması)
2. Emek metalaşmıştır. (Yani emeğin pazarda, herhangi bir meta gibi alınır satılır olmasıdır. Ancak emeğin özgün yanı fiyatı için (maaşı için) tepki verebilir olmasıdır. Ör: Ekmek “benim neden fiyatım 0.80 veya 0.90 TRY” diye tepki vermez, ancak emek kendi fiyatı için yani ücretler için tepki verebilir. Ör: http://tinyurl.com/2b3c4jc
3. Şirketlerin büyümesinin içsel bir rasyonelliği vardır. (Bunun mantığı şudur; özellikle diğer grupları devre dışı bırakabilmek için büyük olmanız gerekmektedir. Çünkü büyük miktarlarda kar yapabilmek için gerektiğinde diğer grupları silmek gereklidir. Bu da pazarı kontrol etmekten geçer. Bunu da günlerce nakit girişi olmasa bile şirketini döndürebilenler başarabilir. Çözümlemek için, her ne kadar ciddi ambargolar olsa da, uluslararası pazarı da düşünmek lazım gelir. Buradaki vurgum bunun etik olup olmadığı değil, bunun oyunun mantığı çerçevesinde olduğudur.)
4. İktisadi kararlar piyasada alınır. (Bu oyunda devletin sosyalist ülkelerdeki örneklerinin aksine planlama bordu yoktur, olamaz -nedenini sonraki maddede yazdım.- Herhangi bir devlet mevcut mülkiyet kuralları dâhilinde oyunda tüm ürünler (“emek” de dâhildir buna) için üretim miktarını ve fiyatları belirleyemez.)
5. Bu oyun siyasi açıdan savaş temeline oturtulmuştur. Her ülke komşularından en az biriyle düşman olmak durumundadır. Çünkü savaşmadan “experience/deneyim” gelişimi daha yavaş olacaktır. “Military rank/Askeri rütbe” gelişimi ise hiç olmayacaktır. Savaşı savunduğum için demiyorum, durum bu. Ki savaşmamak diye bir şey “dünya devrimi” olmadıkça mümkün değildir. Komşularınızdan biri illa ki size saldıracaktır. Ayrıca oyunda yazılı olmayan savaş kuralları gereği, devlet gerektiğinde “tank” diye tabir ettiğimiz oyunculara ekmek-silah-altın yardımı yapmak durumundadır. (Bu, aşağıda yazdığım sosyalizmin temel direklerinden biri olan ilkeyi bozmaktadır.) Mesela; yönetim ne kadar barışçıl da olsa “admin”lerin anlık müdahaleleri ile ülkelerin stratejileri değişip yeni savaş kararları alındığında mecburen “tank”lar desteklenmektedir. Ör: Tahıl sorunumuz ve Kıbrıs müdahalemiz. Yani savaş kaçınılmazdır.



O halde oyun kapitalist sistemi destekliyor. Peki, tüm bunların temelini ne oluşturuyor: YASALAR. Bu oyunun da yasaları gayet açıktır. Yazılı yasalar genelde oyun işlerliği üzerine; ama yazılı olmasa da, oyunun yazılım şekli gereği ortada olan bu kurallar da aslında birer yasadır. Bu perspektiften baktığımızda; oyunda oyuncular istediği işi seçebilir ve belirli bir seviyeye ulaşan her oyuncu şirket açabilir. O halde, oyunun iktisadi temeli ise teknik olarak şirket kurma ve pazarda iş arama üzerine kurulmuştur. Yine siyasal temelle bağlantılı olarak günlük ekmek/silah/ev/hastane kullanımı tamamen savaş üzerinden yürür. Savaş olmazsa, ülkelerde oyunu bırakan oyuncu ne kadar çok olursa olsun, arz fazlası olacağı ortadadır. Bu durum daha çok şirketin batması, deflasyonist etkiler oluşmasına ek olarak oyunu çekilmez –sanırım çoğu insan bu fikirdedir- hale getirecektir. Zira çoğu kişi bu oyunu çalışmak + antrenman yapmak (work+train) için değil savaşmak için oynamaktadır. Başta antrenman yapmak üzere tüm işleyiş olası bir savaşa hazırlıktır. (Yukarıdaki maddeler çerçevesinde)



Ayrıca; yukarıdaki maddelerin 6.sı olarak oyunda “altın satın almak” diye de sosyalizmin temel ilkelerinden biri olan “herkesten ürettiği kadar, herkese ihtiyacı kadar – göreli eşitlik” ilkesini temelden sarsacak bir olgu daha vardır. Altın satın almak da size etik gelmeyebilir; ancak salt bu olgu adaletsizlik yaratmaz. Oyun ticari ise altın satılması gayet normaldir. Adamlar bu oyunu biz eğlenelim diye değil para kazanmak için ürettiler. Yani bizim ihtiyaç/isteklerimiz için değil altın satmak için geliştirdiler, unutmayalım.

Şimdi bu noktada “e-Türkiye’ye sosyalizm getireceğiz” diyen arkadaşlar kusura bakmasınlar ama bunun teorik temelleri bu nedenlerden dolayı yoktur. Peki, pratikte yapılacak hamleler ile sosyalizme yakınlaşabilir miyiz? Hayır! Belki biraz sosyal demokrat olabiliriz o kadar. Çünkü yukarıdaki 5 maddeyi tam olarak aşmak mümkün değildir ve ek olarak;
1. Sosyalist bir devletin anayasası kapitalist temel üzerine oturamaz.
2. “Vergiler yükseltir parayı devlet elinde tutarız ve yeni oyunculara transfer mekanizması kurarız, asgari ücreti artırırız, büyük devlet şirketleri kurarız vb.” diyen arkadaşlara da cevabım şu olur. Bu hamleler ile sosyalizm kurulmuş olmaz, çünkü hala herkesin özel girişim-şirket kurma hakkı, altın satın alma hakkı ve pazarda devletin dışındaki şirketlerde iş bulma hakkı saklı kalacaktır. Ayrıca büyük devlet şirketlerini (teorik olarak hatalı olsa da genişletilmiş komünal yapı diyelim) kim yönetecektir? Tüm kamunun olması gereken şirketi hangi hesap yönetecektir? Şirketin şifresi tüm oyunculara mı verilecektir? Ya da “adminler” organizasyon hesaplarını kapamasalar bile bütün oyuncular organizasyon yöneticisi mi ilan edilecektir?
3. Ayrıca oyun gereği her ay seçimler yapılmaktadır. Bu seçimlerde seçilen milletvekillerini sürekli bu öneriler için ikna etmeniz gereklidir. Bu da pek mümkün değildir. Çünkü nüfus ve fikirler değişkendir.

O yüzden buradan açık ve net olarak söylüyorum: “Sosyalizm” adı altında yapılan girişimler asla devrimci olamaz. Sadece reformist olabilir. Yani sistemi yeni/fakir oyuncular için daha kolay hale getirebilirsiniz. Birkaç oyuncu kendi arasında bence hatalı bir ifade ile “komünal yaşam” (çünkü komünal yaşamın tek temeli paylaşmak değildir. Komün çok farklı bir şey, ona girmeyeyim) kurabilir, oyuncular arasında yardımlaşma ve dayanışma olabilir. Ya da sosyal demokrat ya da sosyalist görüşlü arkadaşlar iktidara gelip, yukarıda 2. Maddenin başında sıraladıklarımı yaşama geçirebilir. Ancak bunun adı sosyalizm olmaz. Çünkü bunların hiçbirini, yine 2. Maddedeki haklar saklı kalacağı için toplumun tümüne yayamazsınız. Sistemi egemen kılmak için de tüm topluma yaymak, toplum kurallarını o şekilde kodlamak gerektiğine göre, gelinen nokta asla sosyalizm olamaz. (Ülke içi kısmı sosyalizm diye bir şey zaten yoktur.) Komünizm hiç olmaz, çünkü komünizmde bunların dışında “devlet” yoktur.

Ancak oyunda gerçek hayattaki kapitalizme göre bazı avantajlar da mevcuttur:

1. Kapitalizmin çok önemli bir sorunu bu oyunda yoktur: Tam enformasyon (Yani herhangi bir tüketici, örneğin ekmek almak istediğinde tüm ulusal piyasadaki fiyatları görebilmektedir. Hatta sadece bilgi açısından olsa bile uluslararası fiyatları da görebilmektedir. O yüzden aynı ürünü zengin mahallede daha pahalı satmak gibi bir durum yoktur.)
2.Ürün farklılaştırması yapılamamaktadır. (Evet ürünler için q1-q5 skalası var, Ancak benim kastettiğim, örneğin q1 ekmek için “susamlı, zeytinli vs.” gibi farklılaştırmalar yapılamadığı için içeriği aynı ürünü ihtiyaç olmadığı halde çok farklı fiyatlara satmak mümkün değildir. Çünkü gösteriş için lüks tüketim yoktur 🙂 “Peki pazardaki farklı fiyatlar nasıl oluyor?” diyen arkadaşlara bunun temelinin maliyetler/zamanlama ve “fake işçi” olduğunu hatırlatırım. Yoksa fark A şirketinin ekmeğinin B şirketinin ekmeğinden daha tatlı olması değildir. )
3.Aslında herkes işçidir. (Yani o veya bu şekilde aylaklık yapmanın bir maliyeti vardır, ayrıca şirketlerin düşük sağlıkla çalışan işçi sorunu da vardır. İktisada soldan bakarsak teorik olarak kar varsa sömürü de vardır –hele ki şirketlerde sabit sermaye için amortisman olmadığı için bu durum daha nettir-; ancak gerçek hayatın aksine işçilerin, kendilerinin zararına da olsa (“ekonomik skill/yetenek” açısından), sağlık silahı vardır. Gerçi bu silah bence dolaylı olarak pazardaki maaş ilanlarının seviyesini de düşürmektedir ama en azından herkesin çalışmak durumunda olması önemlidir.
4. Ara sıra enflasyon sorunu olsa da, iradi işsizlik yoktur. Pazarda iş arayan herkes iş bulabilmektedir.



Son olarak: “Bu bir oyun olduğu için kavramlara çok takılmamak lazım.” diyenler olabilir. Ancak sanal dünya da olsa, Kemal Ergenekon’un gazetesinin de ismi olan “Ekonomi Politik” açıdan kavramlar kritiktir. Bu oyun gerçek hayat ile ciddi ortak noktaları olan ender oyunlardan; ama gerçek hayattakinin aksine eğitim-sağlık-barınma gibi temel sorunlar bu oyunda yok. Devletin yapacağı ilköğretim okulları, sağlık ocakları vs. yok.

Bu yüzden kendilerine bir yol çizen sosyalist görüşlü arkadaşların bu kavramsal gerçekleri göz önünde bulundurmaları ve “sosyalist e-Türkiye” düşüncelerini sorgulamaları bence yerinde olacaktır. Yoksa kimseye düşüncesini değiştirmesini söylemiyorum. Elma ile armutu karıştırmayalım. Dünya devrimi olmadan (bu devrim aynı zamanda adminlere de karşı bir devrim olur) ülkeler tek başına sosyalist olamaz. Dünya devrimi de mümkün olmadığına göre “sosyalist e-Türkiye” imkânsızdır.
Hele ki Türkiye gibi neredeyse tek başınıza oynamak durumundaysanız…

Not: Özet yok. Yazı bence bütünsel incelenmeli. (Hegel: “Gerçek bütündedir.”) “Ekonomi Politik” konusunu merak edenlere Nikitin’in “Ekonomi Politik” kitabını önerebilirim 🙂

İyi oyunlar.

Efesli 😃