Bölüm 17: Allahuekber Dağları’nda Anma Yürüyüşü
onurd34
21 Aralık’ı sağ salim atlattıktan sonra; uzun bir süre köyden dışarı çıkmadım, çıkamadım. O uzun kış gecelerini bir şekilde geçirmeye devam ediyordum. Yılbaşı gelmişti, 2013’e girmiştik. Sarıkamış’ta gündem, 6 Ocak’ta yapılacak olan yürüyüştü. Kasım ayından beri hazırlık yapılıyordu bunun için. İki bakanın, şehit ailelerinin ağırlanacağı; “Türkiye Şehitleriyle Yürüyor” anma yürüyüşüne katılmayı çok istiyordum. Çünkü bir daha böyle bir şansımın olması çok düşük bir ihtimaldi. Fakat o haftanın başında hastalanmıştım, ne yapıp etmeli Pazar gününe iyileşmeliydim.
Cuma günü kendimi iyi hissedince, akşam minibüsü aradım. Hocalardan bazıları gidecek ilçeye, seni de alırım; dedi. Elbette tepeye çıkacaktım yine. Daha sonra öğretmenevini aradım. Hocam yer konusu sıkıntı, daha önce niye aramadın, dedi. Dedim ne yap et bana yer bul; koridora filan bir yatak at, hatta odanın birine yere battaniye ser orada yatayım. Abimiz beni severdi sağ olsun, iyi gel ayarlarız dedi.
Cumartesi sabahı, bilgisayar çantama birkaç parça giyecek ve bilgisayarımı koyup başladım tepeyi tırmanmaya. Bir gün kalacağım için pek bir şey almadım yanıma, zaten tepeyi çıkartmak da zordu. Tepeyi çıkarken, aslında pek de iyileşmediğimi fark ettim. Yoruldum, o soğukta terledim. Normalden fazla zaman aldı ama, tepeye çıkmış olduk.
Lise öğrencilerinin hazırladıkları heykeller
Öğretmenevine gittim doğruca, yatak ayrılmıştı; biraz yatıp dinlendim. Öğleden sonra kayak merkezinin oradaki otelde, Kardan Şehit Heykeller açılacaktı. Bir taksiye atlayıp düştüm yola. Otelin oraya geldiğimde, lise öğrencilerinin hazırladığı heykelleri gördüm. Bir saat sonra bakanlar İdris Naim Şahin ve Suat Kılıç gelince, bir açılış yapıldı. Sonra oteldeki program başladı, onu beklemedim ve tekrar öğretmenevine döndüm. Ertesi günkü 8 km’lik yürüyüş için enerji biriktirmem lazımdı.
O dönem donan askerlerin heykelleri önünde, modern Türk ordusunun askeri...
Pazar sabahı kahvaltıyı yapıp, resepsiyona indim. Odayı boşaltmıştım, çantamı oraya bıraktım. O sırada Kadıköy’den gelen borsa ile meşgul biriyle tanıştık. O da çantasını oraya bırakıyordu. Beraber gezelim bari dedik, indik meydana. Meydan ana baba günü, Sarıkamış’ı hiç bu kadar kalabalık görmemiştim. Sarıkamış’taki hüzünlü olayın 98. Yılı oldukça önemsenmişti. Otobüslerin biri geliyor, biri gidiyordu. Atatürk Üniversitesi, tam anlamıyla çıkartma yapmıştı. Suat Kılıç’ın davetlisi 2000 sporcu ise, trenle gelecekti daha.
Üsküdar Belediyesi’nin otobüsüne bindik biz de. Ne de olsa İstanbul’dan, yabancı değiliz biz de... Fakat yürüyüşün başlayacağı yere gitmek zor; trafik sıkışık, her yer kar. O ara sporcuları taşıyan tren geçti yanımızdan. Yürüyüş başlayacak, biz hâlâ ulaşamadık. En sonunda, inip yürüyeceksiniz başka yolu yok dediler. İndik bizim borsacıyla, başladık yürümeye. Bazı otobüsler dönüyor, yolcularını indirmişler çoktan. Biz biraz yürüdük, valinin arabasını gördük geri dönerken. Şoförden bilgi alalım dedik; yarım saat yürüyeceksiniz, yürüyüş güzergâhının başlama noktasına ulaşacaksınız dedi. Dedik yürüyelim…
Bir saatten fazla zamanımızı aldı bu yürüyüş. Bakanlar, vali, kaymakam; onlar çoktan yarılamışlardı yolu biz başlangıç noktasına vardığımızda. Orada bir sıcak çay içelim dedik çadırlardan alıp; ama kalmamış. Başladık tırmanmaya Allahuekber Dağı’nı. 8000 metre yürüyeceksiniz, yazıyordu tabelalarda. Zirveye yaklaşırken müthiş bir tipi başladı. O an aklıma, 98 yıl önce burada Enver Paşa’nın ihtirası yüzünden şehit olan 90 bin asker geldi. Biz üstümüzdeki kat kat kıyafetle öğle saatinde üşürken, onların yazlık kıyafetlerle gecenin soğuğunda donmaları normaldi.
4000 metre yürüdüğümüzde, zirveye ulaştık. O sırada babam aradı; töreni seyrediyoruz, sen neredesin diye. Dedim bizim daha 4 km yolumuz var… İniş olduğu için o 4 km daha kolay oldu tabii ki. Akşamüstü biz de 8000 metreyi tamamlamış olduk. Önce yürüdüğümüz mesafeyle birlikte 12-13 km yol yürüdük toplamda…
Vee zafer!..
Ben daha Sarıkamış’a ulaşamadan telefon geldi öğretmen arkadaşlardan; köy minibüsü gelmemiş, buldukları minibüs de acilen çıkıyormuş. Yarım saatlik yolum var daha dedim, siz gidin beklemeyin. Kar yağışı tekrar başlamıştı, herkes bir an önce kaçma derdindeydi ilçeden. Daha fazla gecikmeden öğretmenevini aradım, ben kaldım burada yatak ayırın diye. Çarşıda yemek yiyip, öğretmenevine geçtim. O güzel haberi de orada duydum: Yoğun kar yağışı nedeniyle okullar iki gün tatil…
Destek Verenler
depici'den 2.00 Gold kabul ettiniz.
Legalolmayan'den 250.00 TRY kabul ettiniz.
Yavuz Sultan Selim size 500 Q3 Food gönderdi.
okaldey'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
Eldarion Sionnodel size 100 Q5 Food gönderdi.
Eldarion Sionnodel size 10 Q7 Weapons gönderdi.
Eldarion Sionnodel size 200 Q1 Food gönderdi.
Vote Alert'den 250.00 TRY kabul ettiniz.
kursunkalem61 size 300 Q1 Food gönderdi.
kursunkalem61'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
emrahsimsek2013'den 1.00 Gold kabul ettiniz.
Shout Metni:
17. Bölüm Yayında!
V-S hatta shout'larınızı esirgemeyiniz...
🙂
http://www.erepublik.com/tr/article/2291296/1/20
Comments
pirinç
o7
v
ikinç kanky es geçmişler ama xd
üçünö
o7
v
v
v+s ama okumadım usta🙂
v
v
v
suna bahale. önce köye dönmemeye karar ver sonra "Yoğun kar yağışı nedeniyle okullar iki gün tatil"
sansa bak.
😃
Minibüs bekleseydi, seve seve dönecektim köye. Köy yolları kapandığından tatil oldu zaten...
"O an aklıma, 98 yıl önce burada Enver Paşa’nın ihtirası yüzünden şehit olan 90 bin asker geldi." Kaynak belirtilmeli.(Wikipedia terk)
makale güzel de Enver paşanın hırsı ne ya? umarım çocuklara tarih de anlatmıyorsundur...
Ben hırs olarak nitelemeyi uygun buluyorum. Sen ne diyorsun; Urfa'dan, Kerkük'ten gelen askerleri dinlendirmeden o dağa süren mantığın adına???
strateji hatası de komuta zaafiyeti de bilgi eksikliği tecrübesizlik istihbarat noksanı de ama hırs çok yanlış bir kelime.. ne demek ben öyle uygun buluyorum? ee başkası da kalkıp vatan haini desin ona da mı sesimizi çıkarmayacaz? insanın kendi fikirlerine sahip olması başka bir şey tarihi tahrif etmek başka bir şey..
Tecrübesizlik diyemezsin, karşındaki kişi Enver Paşa. İstihbarat noksanlığı diyemezsin; Sarıkamış bölgesine geldiklerinde akşam saatleriymiş ve köylülerin bu gece köylerimizde konaklayın, tipi olacak ısrarları biliniyor. Mustafa Kemal Paşa ile rekabet hâlindeki bir askerin; bu denli büyük ve vahim bir stratejik hata yapmasının sebebi, hırstan başka ne olabilir??? Tek amacı Rusları geçmek, Orta Asya'ya ulaşıp Mustafa Kemal'den bir adım öne geçmek olan bir askerden bahsediyoruz... Benim nitelememe katılmıyor olabilirsin, hata diyebilirsin; bunu kabul ederim. Ama yaptığımı tarihi tahrif etmek olarak nitelemek daha büyük bir hata...
Enver Paşanın Orta Asyaya geçmek istediğini kendin söyledin işte.. Adam Turan fikriyle yatıp kalkıyor türk dünyasını tek bayrak altında toplama hayali peşinde koşuyor.. hırs dediğin bu mu? tarihi yanlış yerlerden mi okuyorsun yoksa sadece okuduklarını yorumlama aşamasında mı hata yapıyorsun karar veremedim..
Mustafa Kemal Paşa o zaman devlet başkanı değil..Atatürk de çılgınca işler yapmıştır ama başarılı olmuştur ülkeyi kurtarmış sonucunda devlet kurmuştur..Aynı başarıyı göstermedi diye Enver Paşayı aşağılamaya gerek yok. anlamadığın bir nokta şu adamın niyetinde sorun yok uygulamada problem var..
Sarıkamışta koskoca Enver Paşa dediğin adam daha 33 yaşında..bu adamlar öyle çok tecrübeli kumandanlar generaller falan değil bir sürü hatalar yapmışlardır.. Tarihte Osmanlı Ruslara karşı hiç bir savaşı kazanamadı ki Sarıkamışta kaybetti diye Enver Paşayı hain ilan ediyorsunuz..
Mustafa Kemal'in devlet başkanı olmadığını ben de biliyorum. Enver Paşa'nın Turan hayâli keşke gerçek olsaydı, o da tamam. Benim dediğim şey şu; Turan fikriyle yata kalka öyle bir hırs oluşmuş ki içinde; senin nitelerken kullandığın gibi stratejik hataları kolayca yapıyor. Keşke o harekat başarıya ulaşsaydı, ben de Enver Paşa'yı "daha da" saygıyla anabilseydim. Fakat, eğer bu kadar yüksek bir mevkideysen, hırsını bazen kontrol etmen gerekiyor. Benim eleştirdiğim tek nokta burası Enver Paşa'yı...
Bu arada, ben mi yanlış hatırlıyorum diye kontrol ettim şimdi. Yanılmıyormuşum; genç dediğin Enver Paşa, Sarıkamış Harekatı sırasında Harbiye Nazırı. Bu olayın çok daha öncelerinde de Osmanlı siyasetini yönlendirmeye başlıyor üstelik...
ya adam zaten 40 yaşında ölmüş.. o tarihte de 33 yaşında.. tamam tecrübesiz değil o 33 seneyi dolu dolu yaşamıştır ama sonuçta bir mareşal ne bileyim bir sürü harekat kazanmış tecrübe edinmiş bir adam değildir bunlar.. zaten mareşallerimiz bellidir..
Bazı insanlar elini taşın altına sokar risk alır fark yaratmaya çalışır.. Bunların arasında başarılı olanlara büyük ulu insan deyip başarısız olanlara hain demek bakış açısındaki noksana işaret eder.. sen de yol yakınken bu noksanı düzelt hocam mesleğin gereği daha geniş açıdan olayları görüp daha evrensel yorumlaman gerekir olayları..
"ama sonuçta bir mareşal ne bileyim bir sürü harekat kazanmış tecrübe edinmiş bir adam değildir bunlar.. " Bence sen açıp Enver Paşa'nın daha önce katıldığı harekatların listesine bir bakıver. Örneğin kendisi Sarıkamış Harekâtı'ndan iki sene önce "Edirne Fatihi" ünvanı almış bir komutandır. Benim burada Enver Paşa'nın kariyerine ya da başarılarına bir sözüm yok zaten, en başından beri. Demişsin ya, mesleğin gereği geniş açıdan düşünmen gerekir diye; zaten geniş açıdan düşünürsen Enver Paşa'nın Sarıkamış'ta hırsına yenik düştüğünü görürsün. Birinci Dünya Savaşı'na nasıl girdiğimizi, bizi kimin Almanlarla müttefik yaptığını unutma; geniş açına bunlar da girsin...
Enver Paşa edirne fatihidir evet ama bu onu mareşal yapmaz almanlara yakınlığı ve padişah damadı olduğu için Harbiye nazırı olmuştur. Bir de Osmanlının dağılmış başıboş panik havasını gözönünde bulundur.. bu adamlar yıkılan devleti kurtarmaya çalışıyor..
ben yeterince okudum ama sen belli ki fazla okumamışsın yoksa Enver Paşanın o sarıkamıştaki askerlere lojistik destek için içinde kışlık kıyafetlerin olduğu gemileri de yolladığını bilirdin..
1. Dünya harbine enver yüzünden girmemiz meselesi de tamamen saçma.. kimin yanında girecektik ya? ingiliz fransız zaten Osmanlının ve avusturya macaristan imparatorluğunun topraklarında gözü olduğu için eski sömürgelerin yıkılıp yenisömürgeler kurulması için bu savaşa giriyor..senin yerin zaten baştan belli.. Ha savaşa girmeseydik diyebilirsin o da mümkün değil. Çünkü almanları halletikten sonra zaten yine dönüp dolaşıp gelip ortadoğuya çökeceklerdi..Enver paşa ve arkadaşları acele etmişlerdir 1. dünya harbine girerek hataları bu yoksa eninde sonunda girecekti zaten Osmanlı o harbe..
Bence de bîtaraf olan bertaraf olur. Fakat savaşa girmemiz, daha istenilen şartlarla olabilirdi. Berlin görevi sırasında oluşan Alman hayranlığının bu işte etkisi yoktur deme bana ama. Padişah damadı demişsin, o iş için de, Mustafa Kemal'le rekabet etmişti çokça. Tüm bunların sebebi ise, hâlâ iddia ediyorum, hırstır...
Hocam allaşkına Enverin hangi şartlarda öldüğüne bak da ondan sonra hırs de.Diyebiliyor musun yine merak ediyorum.. Hayalperest belki ama hırs değil.. yani Kişisel bir hırs değil milli hırs olur ancak.. kardeşi Nuri paşayı işgal altındaki Baküye gönderip orada kurulan bağımsız Azerbaycan cumhuriyetinin başkentine kavuşmasına yol açan kendisi de rus işgali altındaki Orta Asyayı bağımsızlaştırmak için savaş meydanında ölen bir adamdan bahsediyoruz.. düşünsene koskoca Rus imparaorluğuna karşı isyan başlatıyor bunu yaparken de arkasında öyle Osmanlı devleti gibi bir güç yok sadece yerel halka güvenerek yapıyor.. bu yolda da şehit düşüyor Tacikistanda..
Kübada bunu yapan Che yi dünya kahraman kabul ediyor hayranlık duyuyor biz kendi içimizden yetişen adamımızı vatan haini ilan ediyoruz..
Asla! Ben Enver Paşa'ya hain demem. Hayalperest diyor romantikler, ama biraz daha realist olduğum için hırs kelimesini kullanıyorum. Ruslara tek başına direnmesi, tabii ki takdire şayan. Fakat keşke elinde güç varken, bunu daha isabetli bir şekilde kullanabilseydi. Eğer sen, binlerce askeri ölüme götürürsen; sana Batılılar hayalperest, Türkler ise hırslı der. Çünkü onların canı acımamıştır, orada askerler donarken. Ki Mehmed Akif çok daha ağırlarını söyler Arnavutluk'tan dolayı kendisine, Cemal ve Talat Paşa'lara... Azerbaycan dediğinde, ben çok daha başkalarına kızarım. Ruslara terk edilmiş bir Bakü vardır, bunun günahı vardır. Olaya Azerbaycan girdiğinde, Enver Paşa değil başkaları vardı kızılacak...
Yuh, tartışmadaki seviye ve bilgi genişliğine gel.ps alıp duvara asın gençler
[removed]
[removed]
foto lar büyüleyici. bu arada sen kayak yapmadın mı hic.
Minibüsle yaptık, sayılıyor mu??? : )
ahah onur 😃
karda 12-13km yürümek normalde 30 km yürümek gibidir helal hocam 😁
Bende 2.5 Erzurum'da kaldım ve kayak yapadım 😁)
bilinenin aksine 90 bin şehit değil 42 bin şehit 15 bin kayıptır osmanlı ve rus arşivlerine göre bunların çoğu donmadan değil bitten tifüsten vb hastalıktan ölmüşlerdir bir gecede 90 bin asker kurşun atmadan öldü yalan yani hepi topu 115bin asker varmış zaten kaynak sarıkamışa giden yol
Evet, onu ben de duydum, Osmanlı belgelerinde 42 bin olarak geçiyormuş. Ama bu yürüyüşün resmî tanıtımlarında dahi 90 bin kullanılıyor...
Evet bunu ben yazmayı unuttum hocam öyle bi anlatılıyor ki sanki ordaki askerler üstü başı olmadığı için komple donarak ölmüş.. Halbuki Sarıkamış muharebesi 15 gün sürmüş. Büyük kahramanlıklar gösterilmiş.. öyle bir gecede sarıkamışın soğuğunda donarak ölmemiş insanlar..Ruslarla savaşarak şehit olmuşlar..
Hocam ben burada tarih anlatmıyorum, yaşadıklarımı anlatıyorum. Sadece biraz farklı noktalardan girdik olaya. Ben sana tamam dedikçe, sen farklı şeyler söylüyorsun. Ben savaş olmadı demedim, elbette Ruslarla savaşıldı orada. Fakat bu, donan askerler olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor ne yazık ki...
okundu
oylandı
çok kastı resimler panpa
v
Ya dostum sen Bırak Enver Paşa'ya şunu dedin bunu dedini, oraya gitmeden buradan bıdı bıdı yapmak çok kolay, Ben Kars'lıyım, Selim'liyim, Sarıkamış'a 20 km uzaklıkta, orayı bilmeden atıp tutmak kolay. Yazılarının devamını bekliyoruz, harika iş çıkarıyorsun...
kitap yap bunları reis, güzel oluyor.