KIRIM’IN ŞEHÎDLERİ
aLmiLamm
Arkadaşlar vakti olan herkes lütfen okusun..
---
Evime son kez bakıyorum. Biliyorum, ne evimi, ne de annemle, babamın mezârlarını bir daha göremeyeceğim. Benim bir mezârım olacak mı, onu da bilmiyorum. Şu an yaşadığım, sâdece şaşkınlık ve hüzün… Neler olduğunu, neler olacağını bilememenin şaşkınlığı ve doğup, büyüdüğüm ve evlâdlarımı büyüttüğüm evime elvedâ diyememenin, annemle babamın mezârlarına bir daha gelemeyeceğimi bilmenin hüznü…
Çok değil on dakîka önce evimizi Rus askerleri bastı. Başlarında da bir Rus yüzbaşısı. Sapsarı saçları ve mâvi gözleri olan, gözlerindeki hafif çekiklik ile kanında bellî belirsiz bir mikdâr, ama sâdece bir mikdâr Türk kanı taşıdığı bellî olan bir Rus yüzbaşısı.
Rus yüzbaşı, bize on beş dakîka içerisinde evi boşaltmamızı emrettiğinde, günâhımızı sordum. Artık sonumuzun geldiği bellîydi. Bu yüzden de Rusça sormadım. Türkçe, “Günâhımız ne” diye sordum. Yüzbaşı, başını kaldırdı ve “Günâhın dilin” dedi. Yine Türkçe, çıkmayacağımı söyleyince, bir dipçik darbesini kafamda hissettim ve yere düştüm.
Acı çekmedim. Sâdece birkaç sâniye şuûrumu kaybettim. Ama şuûrumu tekrâr kazandığımda, artık yerde değildim. Bedenim yerdeydi ve başımın yanında birkaç damla kan lekesi vardı.
* * *
Oğlumu, gelinimi ve torunlarımı, hiçbir şey almalarına fırsat vermeden çıkardılar. Gelinim, ona düğün günü verdiğim kalpağı almak istedi. Ona bile fırsat vermediler. Oğlum, baba, diye bağırdı. Buna bile izin vermediler.
Artık ne evim var, ne mezârım var, ne babamın mezârı var, ne annemin. Artık vatan, benim için mezâr oldu. O ân, gözlerim diğer evlere takılıyor. Ağlayan kadınlar, çocuklar, dövülen erkekler ve ölen insânlar…
Her yer asker kaynıyor. Binlerce asker, bütün mahşeri, trenlere doldurmaya çalışıyor. Trenlerin nereye gittiğini ise kimse bilmiyor. Her geçen sâniye, biraz daha yükseliyorum. Şimdi de limanı görüyorum. Burada da yüzlerce kadın, erkek ve çocuk, gemilere bindiriliyor. Rusça yankılanan emirleri, Türkçe yankılanan inlemelerle, ağıtlar izliyor. Neredeyse her evde ölü, her evde gurbet var.
Bir anda makineli tüfek sesleri yankılanmaya başlıyor. Rus askerleri, istediklerini yaptırabilmek için havaya ateş etmeye başlıyor ve sağımdan, solumda ve içimden, binlerce mermi geçiyor. Ben ise yükselmeye devâm ediyorum.
Köyümüzün bütün evleri boşaldı ve yanıma birçok arkadaşım geldi. Hep berâber çocuklarımızı izliyoruz. Hep berâber evlerimize bakıyoruz ve hep berâber ağlıyoruz. Yanımda hem arkadaşım, hem dünürüm İbrâhim oğlu Ahmed var. Sende mi, diyorum, bende, diyor. İbrahimov yerine İbrâhim oğlu dediğim için Moskof yüzbaşı, beni öldürdü, diyor.
Ufuklara doğru baktığımda, bütün Kırım gökleri, şehîdlerle doluyor ve bütün Kırım’da yeryüzünü gurbet ve sürgün kaplıyor. Bir yanda ölümün kokusu, bir yanda ise gurbetin acısı, Kırım’ı sarıyor.
Bahçesaray’ı ölüm kaplamış, trenleri ise gurbet. Akmescîd’i ölüm kaplamış, kamyonları ise gurbet. Ben, Ali oğlu Oğuz, tek kelîme edemeden, Kırım’a bakıyorum. Artık oğlumu, gelinimi, torunlarımı, evimi, mezârlığı göremiyorum, konuşamıyorum, sâdece yükseliyorum ve tek damla kanlı gözyaşı, gözlerimden dökülüyor.
O esnâda bir el omzuma dokunuyor. Başımı çevirdiğimde Girayları görüyorum. Kırım’ın eşsiz hanlarını, Giraylarını görüyorum. Yavaş yavaş bütün gökler, birbirine yaklaşıyor ve hepimiz bir rûhun parçası olmaya başlıyoruz. Bütün bunlar birkaç sâniyede, belkî de daha kısa sürede gerçekleşiyor.
Artık Kırım’ın bütün şehîdleri olarak tek rûhun parçasıyız. O ân gökler açılıyor ve atının üzerinde, geçmişten gelen bir atlı görünüyor. Atlı, atını şâha kaldırıyor ve bir çığlık, gökleri kaplıyor. İster istemez, hepimiz tek dizimizi yere vuruyoruz ve atlının “Gelin” emriyle yürüyüşe başlıyoruz. “Bu kim” diye soruyorum. Atlı duruyor ve bana doğru dönüp, gözlerimin içine bakıyor ve rûhumu okuyor. Sâdece “Çingiz Kaan”diyor.
* * *
Kırım’da kimse kalmadı ve son trende yola çıktı. Bütün bunlar olurken, Rus yüzbaşı, yere doğru uzandı ve gözlerini kapadı. Görevini yapmış olmanın huzûruna ereceğini sanırken, bir damla kan, alnına düştü ve o ân, yerinden sıçradı. Yağmur mu, yağıyor diye düşünerek açık gökyüzüne bakarken, alnındaki kanı fark ettiğinde, kulaklarında çok uzaklardan gelen Türkçe bir sesi duydu.
“Türk ırkı sağ olsun”…
KUTLU ALTAY KOCAOVA
20 Ekim 2012
Comments
KIRIM'ın ŞEHİDLERİ
http://erepublik.com/en/article/2401013/1/20
-shout-
🙁 voted
v4
voted
o7
Voted o7
voted
Kırım Tatar Türklerinin Sürgün Belgeseli
18 Mayıs 1944
http://youtu.be/xHiX3rSQIaA
Tanrı Türkü korusun...
v
v
V
300 yıldır çile çeken türk milleti inşallah bundan sonra huzurlu yıllar geçirecektir.
Orospu cocugu ruslar iste...Ulan bi belimizi dogrultamayacak miyiz ya... Amerikalilar tam serefsiz...Ruslar da onlar kadar serefsiz olmasa da sutten cikmis akkasik degiller
Türk'ün Türk'ten başka dostu yok maalesef... Ha istisnası yok mu? Var elbet, bir Pakistan'lı, bir Afgan, coğu Afrika'lı Türklere saygı duyar ve sever. Ama müslüman kardeşim dediğin çoğu arap, çoğu fars Türkleri kafir olmakla bile itham ederler.... İsteyen istediğini düşünsün, altın çamura düşmekle değer kaybetmez! Biz bize de yeteriz, bizi esir etmek isteyen, başımızı kaldırmamızı istemeyen, türlü türlü tezgahla bizi çökertmeye çalışanlara da yeteriz! Ne mutlu ki biz Türk'üz! Ne mutlu ki bizim için "Onlar Allah'ın atlılarıdır" denmiş...
Oyle kardes...Maalesef kendimizden baska dostumuz yok. Harfiyen katiliyorum
v
çingiz hana kadar güzel yazıydı.
-
allah rahmet eylesin. toparlanacağız inşaallah
V
Şimdiii bazı nesebi tartışmalı onun bunun çocukları bu yapılanlar, sırf Türk v müslüman oldukları için onlara müstehaktır diye düşünmüştür kesin. Demokrasi? İnsan hakları?? Yaşam hakkııı???
Ölenler yahudi olaydı veya hristiyan, siz o zaman görürdünüz soykırım soykırım nidalarını! Onbinlerce propaganda filmi yapılır, mezalim diye herkese de izlettirilir, film bitince de bazı tiplerin gazıyla herke ayakta alkışlardı....
Ne mutlu ki biz "inna lillahi ve inna ileyhi raciun" inancına sahibiz... Başımıza gelen her haksızlığı Rabbimize havale eder, onun adaletinden medet umarız. Bu adaletin tecellisi kaçınılmazdır, ama bu dünya da ama ölümsüz dünyada... hatta belki de her iki dünyada da!
Herkesi, merhametsizce soykırıma tabii tutulmuş masum Kırım Tatar Türklerinin tüm şehitlerinin aziz hatırasına saygıya davet ediyorum ve buna sebep olanların Allah'ın gazabına uğramalarını ve yaptıkları zalimliğin cezasını tüm varlıkları boyunca çekmelerini temenni ediyorum. Allahtan merhamet ve rahmet diliyor ve tüm müminleri ölenlerin ruhuna birer Fatiha okumaya davet ediyorum.
Hocam senin fikrin de zikrin de kullandığın resimden belli olduğundan ne yalan söyleyeyim aslında cevap yazmak istemedim, ama bilgisiz insanların okuyup da yanlış bilgilenmesini engellemek için yazacağım. Moskoflar kimin hangi dine inandıklarını önemsemezler; keza özlerinde dinsizdirler. Lakin Türklere karşı, onların birleşmelerinden korktuklarından, geçmişten de gelen bir kinle katliamlar, işkenceler, sürgünler yapmışlardır. Bu Türklerin içinde Hristiyan Gagauz Türkleri, Musevi Karay Türkleri, Şamanist Altay ve Tuva Türkleri de vardır. Yani yapılanlar dine göre değil, millete göre yapılmıştır.
Benim sözlerim müslüman Türkler üzerine arkadaş. Türklerin müslüman olmayanlarına sempati duymuyorum.
Bir düzeltme yapayım: Fikrim haklı olduğuna inandığım insanların yanında olmak yönündedir, zikrim de HEP bunu dile getirmiştir. Ama bazı insancıklar konu mevzuu müslümanlar olunca her yapılanı müstehak görebilmek fikri acizliğine düşüyorlar. Müslüman inancı gereği diğer bir müslümanın kardeşidir, ve bir kardeş kardeşinin canı yanarken keyifle oturamaz, görmezden gelemez! Başka hiçbir inançta böyle bir yaklaşım yoktur! Tabi müslüman olmayanın bunu anlamasını beklemek hayal olur. Moskofların ne mal olduğunu biz çok iyi biliriz. Ancak ne var ki kurtuluş sanıldığı gibi ırk birliğinde değil, inanç birliğindedir.
Türkler bu kızıl moskoflardan çektiği kadar başka kimseden çekmemiştir. Sadece Türkler değil tabii ki, işgal ettikleri her yerde sürgünler, katliamlar yaptılar. Ahıska Türkleri, Gagauzlar, Kırım Tatarları kimilerinin ellerinden yiyeceğini alarak açlıktan öldürdüler, kimilerini oradan oraya sürerek öldürdüler; kimilerini de kurşunlarıyla katlettiler. Komünizm adı altında Rus faşizmi, ırkçılığı yaptılar. İşin acı tarafı, bugün tam da içimizde binlerce ciğeri, kanı bozuk moskof olması da ayrı bir muamma tabii.