Yuh Yuh Soyanlara

Day 2,743, 11:41 Published in Cyprus Turkey by BraweHeart
https://youtu.be/Ubalo5U02ig

Her şeyin özeti bu şarkı.


Az önce babamla yemek yiyorduk. Bir yandan da yerel kanallardan birinde akşam haberlerine bakıyorduk.

http://goo.gl/rXGIiz
http://goo.gl/O9Fi6h

Bir şehit ailesi hatırladığım kadarıyla 14 yıl önce bulunduğumuz ilçede bir Toki evine yerleştirilmiş. Bu evin masrafları o zamanın hayırsever iş adamları tarafından karşılanmış ve devlet başkanı tarafından bir belge ile tasdiklenmiş. Ancak şimdi ne olmuşsa Toki evin parasını geri istiyor. Aile bu belgeyi gösterdiği zaman ise belge imzasız ve bizimle aranızda bir sözleşme olmadığı için parayı vermek zorundasınız mesajını veriyor. Aile de 20.000 tl masrafın 3.000 tl'sini ödüyor. Aynı zamanda bu sene çocukları psikolojik tedaviye başlamış.

Babam, artık haberlere çıktığına göre o parayı almayacaklarını/alamayacaklarını söyledi.
Şimdi bu haber aracılığı ile para toplansa Toki 1 evden 2 ev parası çıkarmış olacak.
Parayı vermezlerse evsiz kalacaklar.
Şimdi Toki'yi Toki'ye mi şikayet edeceksin, adamlar kan emici vampir.
Ya hu elde belge var geçersiz diyorlar, olacak iş değil. Neymiş efendim imza yokmuş.
Bir arkadaşım anlatmıştı, Toki'de oturuyor, hapşurmuş, öteki evden "Çok yaşa!" demişler. Ulan yaptığınız ev de bi boka benzese.
Büyük ihtimal ödemeye devam edecekler/ettilecekler bence.
Çalın ulan çalın.

Benim babamın canı 65 metrekare ev bile etmedi, demişti en son 🙁

Bu haberi yazdıktan sonra aklıma başka bişey geldi, önceden beni çok etkilemiş olacak ki bilgisayarıma indirmişim resmi.



Tanıdık geldi değil mi ?

Ülkesi için bacağını vermiş ve şimdi o verdikleri protez bacağı da geri istiyorlar.

Ulan o bacağı alıp napacaksınız ?
Bir düşünün, o bacak alınıp napılabilir ?
Başkasına vereceklerinden değil sanırım, sokacaklar bi taraflarına gururlu gururlu gezecekler şerefsizler.


Bunun gibi daha çok şey var, yıllar sonra şehit çocuklarının kanlı kıyafetlerini ailelerine gönderip onların acılarını deşen şerefsizler de mevcut.

Başka bi haber geldi Toki meselesinden sonra. Büyük şehir belediyemiz sosyo-ekonomik durumu kötü olan hasta insanlara evde bakım hizmeti vermeye başlamış.

İşte iyi bir haber gördük. Babam, işte devlet budur, dedi. Ben dedim, devlet ayrı belediye ayrıdır. Önceden belediyeler nasılmış diye rast gelmiştim de, oradan hareketle böyle demiştim. Eskiden İtalya'da uzun zaman görev yapan yerel yönetimler varmış, halkın işlerini görürlermiş. Şimdikiler gibi siyasi rant ile iş yapmazlarmış, ihtiyaç olduğu için iş yaparlarmış. Hatırladığıma göre böyleydi.
Neyse efendim, bu güzel haberden sonra babamla şöyle hem fikir olduk: İşte olması gereken budur diye, tüm insanların bir araya gelip iyi işler yapması gerek diye. Bu kadar basitti çünkü. Gerçekten bunları yapmak için engel olan neydi ki ? Hatta geç bile kalınmıştı bunun için.

Geç kalınmıştı çünkü insanlar başa geçmeyi bekliyor:
- Bir iş yapmak için başa geçmeyi beklemek niye ?
- Başa geçmeden başın işini yapmak niye ?
- İşi biz yapacaksak baş niye ?

Kafamda deli sorular işte. Devlet hizmetkar değil midir halkına karşı ? Bunlar halkı soyuyor. Gözlerinin içine baka baka soyuyorlar.

Ya hu bu insanlar cahil ondan oy veriyor diyorum kestirme yoldan. Keşke cahil olmasalardı da haksızlıklarını, hatalarını gördükleri anda boğazlarına yapışsalardı. Bunların çocukları da böyle olacak. Açıyorlar her yere imam hatip, hatta bir ilçeye 2 tane birden. Ulan napacan sen imam hatibi ? Doğru ya bunlara da cahil insanlar lazım. Yoksa nasıl oy alacaklar.

Yakında kampaya da yaparlar, herkese bir imam diye.

Bir videoda imam hatip gördüm beyler, tahtanın üstündeki Atatürk resmi kaldırılmamış, çerçeve içinde kapatılmış, Gençliğe Hitabe ve İstiklal Marşı da öyle. Yok kantine gidiyosun duvarda arapça yazılar.
Lan dua ile mi uzaya çıkacaksın? Yarın öbür gün sana saldırdıkları zaman dua ederek mi kendini koruyacaksın? Güdümlü roket üstüne gelirken dua ile mi yönünü değiştireceksin ?
Ya hu dua yapılacak en son iş. Gözünüzü seveyim, bi gidin lan. Sinirleniyorum ama boşuna, boşuna sinirleniyorum.


Biraz da bu devlet meselesine devam edeceyim. Hayallerimi paylaşayım biraz. Bu işlerden anlamam ama anlatayım :/

Devlet halkının sırtına binmez bence. Ülke bir aile gibi olmalıdır. Mesela ailede anne yemek yapar, baba çocuklar ile oynar, biri perdeleri takar, biri yerleri silerken diğeri koltuğu kaldırır gibi. Hep bi yardımlaşma içinde yaşamaya devam ederler.
Ben, Lord Batuhan ve ShodesMeru minecraft oynamaya başladığımız sırada; Ben tarlaya bakar,hayvanlarla ilgilenir ve aletleri yapardım, Shodes yeni madenler ve mağaralar keşfederdi, Batuhan madende çalışır ve köyün etrafını duvarla kapatırdı. Hepimiz bir işin ucundan tutardık. Ve inanır mısınız her şey çok hızlı ilerlerdi. Bir anda küçücük köyümüz zenginleşmeye başlamıştı, en son köyün elektrik hattını döşemiştik, apaydınlıktı. Sandıklarımız ağzına kadar doluydu.

Eğer bunların hepsini tek başımıza yapmaya kalksaydık, her birimiz aynı zamanda hem madenci, hem tarlacı, hem hayvancı, hem de demirci olmak zorunda kalacaktık. Ki bu seferde bu kadar gelişemeyecektik. Herkes sevdiği işi yaptı ve başardık. Güçlü zırhlar ve silahlar elde ettik. Her şeyimiz ortaktı, neyimiz var neyimiz yok ortaya koyduk, paylaştık çünkü. Çalmadık birbirimizden bişey.

Harbiden zor olan ne bu kadar ? Çok basitçe ifade ettim ama, o zaman çok ama çok mutluydum. Gerçek hayatta da yok bizim taraftır yok sizin taraftır, yuvarlanıp gidiyoruz. Bir gün bu yuvarlanmadan ivmemiz öylesine artacak ki paramparça olacağız sanırım :/

Ayrıca eski videolar arasında gezerken Laz Ziya'nın videosuna denk gelmiştim, kızı ona "Devlet nedir baba, devlet senin etrafında toplanan adamlar değil midir" diyordu. Laz Ziya da "Nesriiiin, devlet nasırlı ayak gibidir, üstüne basan kim olursa olsun öldürür" demişti.

:/


İçimi döktüm rahatladım biraz ama bu sorunların hiç biri çözülmedi, böyle de çözülmez zaten 🙁
Yalandan iyi günler dileyeyim ben en iyisi yine.
İyi günler.

Yuh Yuh Soyanlara
erepublik.com/en/article/2526434