MİHRİBAN

Day 2,720, 01:22 Published in Turkey Hungary by SehMustafa


1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikâyesi bu...


Köyde düğün olacaktır, civardan misafirler gelmeye başlamıştır. Genç Abdurrahim köyünde bir genç kız görür, ailesiyle komşunun düğününe gelen misafir kızdır. Tanışmak nasip olur, Şefkatli, merhametli, muhabbetli, güler yüzlü, yumuşak huylu manasında ki mihribandır bu. Misafirlikleri ilerledikçe aşk da ilerler.
Bir sabah Abdurrahim kalkar ve Mihriban adını koyduğu sevdalısını görmeye gider, gider ki misafirler gitmiştir. Abdurrahim’in dünyası değişmiştir hayat manasızlaşmıştır, aşk acısı yüreğini yakmıştır. Bu halini gören ailesi kızı bulmak için Maraş’a gider, uzun aramadan sonra kızın ailesini bulur ve kızı isterler. Önce kız küçük derler, bahane bulurlar bakarlar ki Abdurrahim’in ailesi ısrarcıdır gerçeği söylerler: “kız nişanlıdır.”.
. Ailesinin halinden olumsuzluğu sezen Abdurrahim kızın nişanlı olduğunu duyunca da : “ Bir daha bu evde ismi anılmayacak ve konusu geçmeyecek.” Der.
7 yıl sonra aşk ateşinin sönmediği anlaşılmıştır.

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban

Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor mihriban

Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban


Bu şiir türküye dönüşünce de duymayan kalmaz tabi Mihriban da. Bir mektup yazar Abdurrahim’e “Unutmak kolay değil” der. Abdurrahim ikinci bir şiir yazar:


“Unutmak kolay mı? ” deme,
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.

Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban’ım.

Yıllar sinene yaslanır;
Hatıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban’ım.

Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım.

Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban’ım.

Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban’ım.




Sonra yıllar sonra verdiği bir röportajda der ki : "Ben unutursun diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor."




bu şiirlerin bestesini Musa Eroglu yapıyor. bildiginiz kadarıyla Abdulrahim Karakoç'ta biraz milliyetçidir.


bunun hakkımda şöyle bir sözde var:


yazan faşist besteleyen alevi


neyse boşverin konumuz o degil..


---- Musa Eroglu : https://www.youtube.com/watch?v=eGUJV9xsJIo

---- Şükriye Tutkun : https://www.youtube.com/watch?v=bKl_F4NEck4

---- Selda Bagcan : https://www.youtube.com/watch?v=BYRxhDhg488