Türkiye ve Yeni İttifak Yolculuğu Üzerine

Day 1,175, 12:49 Published in Turkey Turkey by Tjutg Simzb
Not: Çok uzun bir makale oldu farkındayım, ilk kısım tarih bilgisi ağırlıklı, dileyenler direkt 2. kısma geçebilir, yine de üşenmeyip hepsini okumanızı dilerim.

1. Dünya üzerindeki ittifaklar

Herkese selamlar,

Sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz, ülke olarak kurulmakta olan yeni dünya düzeninin ilk kurbanı olduk. Nasıl ve neden olduğunu uzun uzun zaten tartıştık, tekrar edip başınızı ağrıtmayacağım. Bugün amacım sadece birlikte bir beyin fırtınası yaratmak, geleceğimizle ilgili yeni fikirlerin oluşmasını, bugünlere nasıl geldiğimizi biraz daha net görmemizi sağlamak olacak.

Öncelikle gelmiş olduğumuz noktada dünya üzerinde bulunan ittifakları ve bu ittifakların oluşmasını sağlayan, dolayısı ile ileride de ittifakların hem siyasi hem de askeri olarak lideri olacak olan ülkeleri tanıyalım:

EDEN: Hepimizin uzun süredir bildiği tanıdığı bir ittifak. Oyunun adminlerinin bulunduğu Romanya’nın güdümünde bulunuyor. Uzun süre bizim de üyesi olduğumuz Phoenix ile birlikte dünyanın iki süper gücünden biriyken, yaşanan son gelişmelerden sonra dağılmakta olan bir ittifak görünümünde.
Üyeleri: Romanya, Hırvatistan, Yunanistan, Bulgaristan, Çin, vs

NWO: Phoenix’in en güçlü üyesi olan Macaristan ile EDEN’in en güçlü ülkesi olan Polonya arasındaki yakınlaşma sonucu ortaya çıkmış bir ittifak. İttifakın fikir babası ve yeni ittifakın düşman ülkeleri arasındaki buzları eritip müttefik olmalarını sağlayan güç Macaristan, dolayısı ile ittifakın daha çok bu ülkenin çıkarları doğrultusunda ilerleyeceğini düşünmek çok yanlış olmaz.
Üyeleri: Macaristan, Sırbistan, Polonya, İspanya

PanAm: Amerika’nın uzun süren EDEN yanlısı tutumunu, Brezilya’nın Phoenix’den ayrılması ile birlikte değiştirerek, Avrupa’nın güdümünden çıkmak istemesi, kendi çıkarlarına hizmet edecek bir ittifak oluşturmak istemesi ile doğdu. Adından da anlaşılacağı gibi ilk üyeleri Amerika kıtasından, ancak ittifakın geleceğinde daha bir çok ülkenin var olacağını söylemek yanlış olmaz.
Üyeleri: Amerika, Brezilya, Arjantin, Kanada, Japonya

Değerlendirmelerimize geçmeden, herhangi bir ittifaka üye olmayan güçlü ülkeleri de sayalım isterseniz: Türkiye, Makedonya, Fransa, Rusya, Endonezya (eski Phoenix üyeleri)

Şimdi gelelim dünyanın hangi ittifak eksenleri üzerinde döneceğine, en başta şunu söylemek gerekir ki, dünya üzerinde hiçbir etki tepkisiz kalmaz ve hiçbir güçlü etki de arkasında güçlü bir motivasyon olmadan sağlanamaz. Gelişmeleri bu bağlamda ele aldığımızda, her ne kadar Macaristan NWO’nun kurulması için güçlü bir çaba sarf etmiş olsa da, bu kadar uzun süredir çarpışmakta olan iki süper ittifakın en güçlü ülkelerinin aynı birlikte toplanabilmiş olmasını sağlayan tek bir şey var: Romanya.

Romanya eRepublik kurucularının bulunduğu ülke ve bugüne kadar geçen süre içinde bir kere bile haritadan silinmemiş olmalarını, dünya üzerinde bulunan birçok oyuncu adminlerin bu ülkeye yaptıkları gözle görülmeyen yardımlara bağlıyor. Bu intiba o kadar kuvvetli ki, belli bir yerden sonra aynı ittifakta bulunduğu ülkelerle bile Romanya’nın arası açıldı. NWO’nun ana motivasyonu Romanya’yı dünya üzerinden silmek olacak bunda en ufak bir şüphe yok.

PanAm’a gelirsek, Amerika’nın açıkçası herhangi bir belirlenmiş politikası olduğunu düşünmüyorum. Sadece Avrupa güdümünden sıkıldılar ve kibirleri öyle bir noktaya geldi ki nasıl olurda gerçek dünyadaki Amerika hegemonyasını sanal da olsa bu dünya üzerinde kuramadık diye bir düşünce içine girdiler, yoksa son yaşadığımız ve Amerika açısından büyük fiyaskoyla sonuçlanan planın başka bir açıklaması olamaz. Bırakın Türkiye üzerinden geçip Avrupa’ya girmeyi, koca Asya’da tek bir tane bölgesi kaldı ki o da Çin’in ortasında bir yerde yani artık Çin’e savaş açmadan Asya üzerinde herhangi bir şekilde ilerlemesi mümkün değil. Ancak mevcut düşmanlarıyla PanAm’ın geleceğini şekillendirecek bir ülke var ki o da Brezilya. Brezilya’nın Phoenix’den ayrılmasına sebep olan ülke NWO’nun baş aktörü Macaristan. (Bilmeyenler için ufak bir özet geçelim, Güney Afrika Macaristan’ın kontrolü altındaydı, Brezilya Güney Afrika’dan beleşe toprak kiralamak istedi ancak Macaristan buna karşı çıktı, bunun üzerine Brezilya ittifaktan çıkıp Güney Afrika’dan ne istiyorsa savaşarak aldı.) NWO’nun en yeni üyesi İspanya ise Brezilya ile oyunun en başından beri kanlı bıçaklı, en son ABD’de İspanya ile müttefiklik anlaşmasını yenilemeyerek Brezilya’nın arkasında olduğunu gösterdi. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, NWO ve PanAm’ın aynı saflarda bulunamayacağı kesinleşmiş durumda.

Gelelim eski süper güç EDEN’e, en güçlü iki ülkesi ittifaktan ayrılmış olsa bile EDEN hala güçlü. Oyun dinamikleri v1 de olduğu gibi nüfusa değil, ne kadar gold’un olduğuna bakıyor ve EDEN ülkeleri dünya üzerinde gold satın alıp harcamaya en meraklı insanların bulunduğu grubu oluşturuyor. Bu etkinin ne kadar büyük olduğunu, tek bir yunan para babasına karşı koyamadığımız için ülkemizin düştüğü durumdan çok iyi anlayabilirsiniz. İttifak güçlü üyelerin ayrılmasıyla tamamen Romanya hegemonyasına girmiş olduğundan, EDEN’in karşısında şu an rakip olarak sadece NWO duruyor. Ancak bu ittifakın geleceği için çok büyük bir sorun, çünkü en başta da söylediğim gibi güçlü bir motivasyon olmadan etkinin oluşması mümkün değil. EDEN üyeleri belli bir noktadan sonra Romanya’yı NWO’ya karşı korumaktan sıkılacaktır, yine de bunun çok kısa bir süre içerisinde olacağını sanmıyorum.

Toparlamak gerekirse, NWO oyunun en güçlü ülkelerini bir araya getirmiş olabilir, ancak daha şimdiden karşısına almış olduğu EDEN ve PanAm ikilisinin hem nüfus hem de güç olarak gerisinde kalıyor. Bu ne demek? Şu an içine girmiş oldukları kibirli durumdan çok kısa bir süre içinde çıkıp, eski Phoenix ülkelerini yanlarına çekmeye çalışacaklar, bu sürecin bir ay içerisinde başlayacağını düşünüyorum.

Peki Türkiye ne yapmalı? İttifakları bir kenara atarsak, şu an oyunda kurulmuş olan 3 tane büyük 4’lü grup var ve ittifaklar bu dörtlülerin etrafında kurulacak:

1-Macaristan, Sırbistan, Polonya, İspanya
2-Romanya, Hırvatistan, Yunanistan, Bulgaristan
3-Amerika, Brezilya, Arjantin, Kanada


Dünya genelindeki propaganda makalelerini ve bu makaleler altındaki “Hail XYZ” tarzı grupları incelerseniz yukarıdaki 4’lüden birine çarpacağınız garanti. Bu gruplardan Yunanistan ve Bulgaristan’ın içinde bulunan bir tanesine giremeyeceğimizi sanırım tüm herkes kabul ediyordur. Zaten son dönemde olan tartışmalar diğer iki gruptan birine girmemiz gerektiği yönünde ve burada neredeyse insanlar tam olarak ikiye bölünmüş durumdalar.


2- Türkiye'nin izlemesi gereken yol

Türkiye olarak öncelikle çıkarlarımızın nerede olduğuna, oyuna yeni oyuncular başlatabilmek için odak noktamızın neresi olduğuna karar vermemiz gerekiyor. Bulgaristan’ın Phoenix içindeyken ezik bir ülkeyken, Türkiye ve Makedonya’yı karşısına almasıyla nasıl bir anda palazlandığına hepiniz dikkat etmişsinizdir. Dünya genelindeki oyuncu sayılarına baktığımızda, gerçek hayattaki küçük nüfuslarına rağmen balkanlarda nasıl bu kadar çok oyuncunun bulunduğunu sanırım herkes biliyor. Her ne kadar bu bir oyun olsa da, ne yazık ki gerçek hayattaki dost ve düşmanlarımızla aynı rotaya ne kadar yaklaşırsak o kadar güçlü olacağız. Bu ülkenin geleceği kendi coğrafyasındadır, bu ülke Yunanistan’la İsrail’le savaşmalı ve Kıbrıs’ı elinde tutmak için elinden geleni yapmalıdır. Eğer Yunan ile dost olur, Kıbrıs’ın onlarda kalmasına tamam der, bizim olayımız Asya’dır gibi bize empoze edilmek istenenlere kanarsak, sonumuz Phoenix dönemi Bulgaristan’ı gibi olur. Bu millet uyanıp tekrar eskiye dönmek isteyene kadar da koca bir seneyi çöpe atarız.

Tüm bunların şu anki mevcut ittifaklarla bir alakası yok, önemli olan NWO ya da PanAm’a girmek değil, bizim için hangi ittifakın kendi görüşlerimize daha yatkın olduğunu görebilmektir. İsrail ve Kıbrıs oyunda güçlü olmadıklarından bunları ittifak seçimimizde şimdilik göz ardı edebiliriz, ancak Yunan-Bulgar ikilisiyle kesinlikle farklı ittifaklarda olmalıyız. Biz istediğimiz kadar Yunana sevecenlik yapalım, anlaşmak isteyelim, kendi nüfusları bunu istemiyor artık bunu anlamamız ve kendimizi küçük düşürmememiz gerekli. Bulgar’ı Phoenix’den koparan ve EDEN’e sokan baş aktör şu an ki Bulgar başkanı, EDEN resmi yayın organında yaptığı son söyleşide, bu oyunda başardığı en iyi şeyin Bulgaristan’ı Türkiye’ye düşman yapmak olduğunu, oyunun sonuna kadar Türkiye’yi silmek için uğraşacaklarını belirtti. Yunan ile bir saldırmazlık anlaşması yapsak bile, bu anlaşma hükümetler seviyesinde kalacak, Bulgaristan ile olan savaşımızda Yunan ittifak aracılığı ile bize karşı yine savaşacaktır. Yani şu saatten sonra Yunan-Bulgar bloğunu kırma şansımız yok ve biz istesek de istemesek de bu ikilinin bir şekilde karşısında olacağız.

Burada senaryo ikiye ayrılıyor:

Birinci senaryo, PanAm ve EDEN direkt olarak NWO karşısında birleşebilir ve bu birleşme olursa, Makedonya, Endonezya, Türkiye ve Rusya NWO saflarında yerini alır. Sadece Fransa’nın ne yapacağı konusunda kararsızım, PanAm ile NWO arasında bizim gibi ikiye bölüneceklerini düşünüyorum.

İkinci senaryo ise, Sırpların gerçek hayattaki dostluklarına binaen son zamanlarda Yunanistan’ı NWO’da görmek istediklerine dair yorumlarını görüyoruz. Bulgaristan’ın ise Romanya tarafından haritadan bir çok kez silindiğini ve Phoenix ülkeleri tarafından bu sebeple EDEN’e geçmelerini ihanet olarak yorumladıkları malum. Propaganda başarılı olursa, Yunan-Bulgar bloğu NWO’ya, Hırvat-Romen bloğu PanAm’a kayabilir ve EDEN ortadan kalkabilir. Eğer durum bu olursa, Fransa, Türkiye, Çin PanAm’a, Rusya, Makedonya ve bir ihtimal Endonezya NWO’ya katılabilir.

Bu senaryolardan hangisi bizim için daha iyi olur? Açıkçası ikinci senaryo gerçekleşirse, son dönemde Amerika'ya karşı Sırpların desteğini almış, hala Bulgar'lara bölge kiralamakta olan ve bize ihanet eden ülke olarak bakan İran'da bu saflara katılacak, komşularımızdan Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail’den sonra bir de İran ve Rusya’yı karşımıza alacağız ki bu durumda dünya haritasında bulunma şansımız net olarak sıfıra iner.

Riskli olarak gördüğüm en büyük şeylerden biriyse, bu seçimi yeni oluşan ittifaklara yeterince zaman tanımadan, Ali Poyraz hükümetinin yaptığı gibi oldu bittiye getirmeye çalışmak. Bir süre ittifaksız kalsak ölmeyiz arkadaşlar, tam tersine bu seçimi hemen yapmaya çalıştığımız için şu an bu haldeyiz. Bizim gibi istense şu an rahatça silinebilecek olan Fransa, Rusya gibi eski Phoenix üyeleri de var, ancak bu ülkeler bizim yaptığımız gibi yapmıyorlar ve bekliyorlar, bu sayede de ne dünyanın gözünde ihanet etmiş olarak gözüküyorlar, ne de ilerisi için güvenilmez olarak yaftalanıyorlar.

Şu an bir başkanımız yok, ancak yeni gelecek hükümetin yapması gereken şey, gerekli diplomasiyi sağlayarak öncelikle ülkemizi işgalden kurtarmak ve bir süre beyaz bayrakla gezinerek sadece müttefiklerin savaşlarında boy göstermek olmalı. Ne zaman ki ülke olarak tekrar toparlanırız, ittifaklar iyice oturur, safımızı belirleriz, ancak o zaman planlı, programlı ve soğukkanlı bir şekilde yeni adımlar atarız. Melih’in ve Ali Poyraz’ın başkan olarak yaptıkları en büyük yanlış fevri hareket etmekti, bu oyun bunları kaldırmıyor.

Lütfen görüş ve yorumlarınızı paylaşın, ülkenin geleceğine halk olarak birlikte karar verelim.

Saygılarımla,

Tjutg Simzb